tutamıyorum artık hiçbir şeyi,
elimden kayıp gidiyor.
boş sevdalar, bitik arkadaşlıklar, dostluklar.
zaman akıp gidiyor.
tutamıyorum artık hiçbir şeyi,
yılandan bozma yalan sözler gibi her şey.
gerçeğin bile ç si düşmüş
gerek olmuş bütün sayfalar..
tutamıyorum artık hiçbir şeyi,
karanlıkta parıldayan bıçağın
nahif sesini bile duyamaz halim.
kadife sesini mi duyacak, yazık
tutamıyorum artık hiçbir şeyi,
ne hüzün var, ne neşe şarkılarda,
sadece sessizliği bozan tankların
kuru gürültüsü.
tutamıyorum artık hiçbir şeyi,
patlayan kadehler, çarpışık hayaller.
sustalı saplanmış bir tabancanın namlusuna,
ve sen sessizce açıyorsun ağzını, parmağın tetikte,
bas hadi yiyorsa bas, koca çınar
ama bir şeyden haberin bile yok.
çekilmiş tetik ve kafanda bir delik,
hala aval aval bakıyorsun
tutamıyorum artık hiçbir şeyi,
beyinlerde tümörler salınmış bedenin dört köşesine,
sulak yerde bekleşen eşekler gibi,
durgun, durağan ve durdukça solan
çiçekler gibi
tutamıyorum artık hiçbir şeyi,
bilmem anlatabiliyor muyum?
üvey annesi tarafından fare zehri katılmış tatlı dünyam
bu şiiri bir yerde görmüştüm ama bilmiyorum şairi kimdir?
tutamıyorum artık içimdekileri...
içimdekileri tutmaya çalışşam hareketlerim ele veriyor beni..
oysa bu kadar zor mu engellemek kendini..
kimbilir nasıl atlatcaz bu günleri..