(#9094140) hala küfür hala küfür. küfürle bir yere varabileceğini sanıyor. yok sevişmeymiş yok bilmem neymiş.
allah sizi inandırsın geçen gün karıyla kızla ilgilenmiyorum dedi. ben de evet sen erkeklerden hoşlanıyorsun dedim. hoşuna gitti güldü. korkuyorum sözlük...
efendim hayat bu insanın ne zaman nerde kimle sevişeceği belli olmaz diyip salık veriyorum adama. kendine pay çıkarıyor playboy havasına falan giriyor. sonra 15 yıllık mazimiz var diyip küfür falan ediyor.
nesildaşım olabilmek için zaman içinde kendisini hunharca misilleyerek bu şerefe nail olmama sebebiyet vermiş. kendisinin karizmatik özelliğine hiç girmeyeceğim çünkü erkek güzeli. ayrıca o bilgeliği, güven dolu sözleri ve ayrıca elinden düşmeyen telefonu dikkat çekenler arasındaydı. güzel sesinden nameleri şehr-i istanbulun en güzide yerlerinden boğaza hunharca savurmak dileğiyle.
şimdi burada anlatınca olmuyor. o anda güzel oluyor.
sonra babası ne demiş...
düğününe erzurumdan at arabacıları, gürcükapı esnafını ve diğer bütün herkesi toplayıp götüreceğim insan. olum çabuk evlen lan. sağdıç olmak cidden güzel olacak laaan. ve damadın arkadaşınlarını piste davet ediyoruz. hahhahahah.
"tevekkül" kelimesine baktığımızda "vekil", "vekalet" gibi kelimelerin de kökü olan "wkl" ibaresini görüyoruz ki bu "güvenme, iş yükleme, görevlendirme" tarzında karşılıklar bulan bir kelimedir. yani işini yapıyorsun gerisini allah'a bırakıyorsun, allah'ı görevlendiriyorsun...
...............
(bkz: sen üzerine düşeni yap gerisini allah a bırak)
diyerek üstüne bir de tefsir sunmuş ilginç yazar. ben bunları çok seviyorum.
dıtt dıt.
önce kelime köküne inip ordan vekalet kelimesine varıp orda takılı kalıp- ama orda takılı kalmadan önce tevekkül kelimesininin anlamlarından birini alıp, ona takıp- iki saniye daha dayansa notere varıp ordan anayasa mahkemesine çıkacak gibi bir duruş sergilemiş.
bence tevekkül kelimesine bakmayalım bir daha, allah muhafaza camış bile çıkabilir.
doğum günü yazarı. iyiki doğdun hacı. yoksa ilkokulda sıra dayağında kiminle en sona kalacaktım. lisede kiminle okuldan kaçacaktım. kiminle bütün ruhi çöküntülerimi paylaşacaktım ve saire ve saire. üniversitede diyip devam etmiyorum...*
ve bir de kim bana sözlüğü öğretecekti. her neyse seviyorum seni. *
esenlik...
konya gökkuşağı altında buluşuyoruz zirvesinde tanıştığım. yok lan ama bu adama böyle bir entry yazsaydım ne güzel olurdu. yıllardır tanı tanı nereye kadar. ama bir an düşündüm de bir zirve de tanışsam ne olurdu senle. neyse sıkkınım.
bilgilidir. bilgilerini de paylaşır. kendisinden farklı bakış açım olsa da -gördüğüm kadarıyla- saygılı olma erdeminden dolayı takdir ediyorum. hani benim taktir etmem büyük bir şey değil ama ediyorum yine de. *
yönlendirmesi piç olsa da gölgeleri sevdiğini düşündüğüm yazar namzeti.
bu arada kendisini uğundurmak için olmasa da faideli bir bilgi: bu yaz eric clapton istanbul'a geliyor diye duyduk, layla benim; cocaine senin olsun...
