öyle bir ülke düşünün ki çok güçlü ağır sanayi tesislerine sahip olsun. demir-çelik endüstrisinden tutun da uçak fabrikalarına, dev savaş gemileri inşa eden tersanelerine varıncaya değin ne ararsanız var! buna mukabil enerji kaynakları yok denecek kadar az. petrolün damlası yok! doğal gaz keza, elektrik enerjisinin bir bölümünü nükleer reaktörlerden üretiyor, az sayıda da hidroelektrik santrale sahip ama elektrikte de dışa bağımlı. üstelik, hem petrol, hem doğalgaz ve hem de ilave elektrik gereksinimini, bir zamanlar bünyesinde bulunduğu aynı ülkeden yani rusya'dan dünya fiyatlarının çok altında bir bedelle karşılıyor.
bu ülke ukrayna'dır... 45 milyonluk bir nüfusa, 600 bin km2 verimli toprağa sahip bu büyük pazara ve çevreyi pek de önemsemeyen ucuz üretim maliyetli dev sanayi tesisleri altyapısına ab göz dikiyor. halkı avrupalı olmaya özendiren medya faaliyetleri, reklam kampanyaları derken; halk, kendisini bir anda avrupa'nın sanayi devlerinden biri olarak görmeye başlıyor ve bitler kanlanı-veriyor. birlik bünyesine dahil olabilme hayali ile kimi liderler, tüm enerji gereksinimlerini karşıladıkları komşuları rusya'ya dirsek çevirmeye ve rest çekmeye başlıyorlar. halk nezdinde devrimci görülen bu öngörü yoksunu zevat büyük prim yapıyor ve mevcut yönetim, turuncu bir devrimle el değiştiriyor. yeni yönetim, yapılan seçimler sonucu büyük bir çoğunlukla iktidar oluyor. türkiye'de dahil olmak üzere bir çok ülkeye kendi üzerlerinden ulaşan doğal gaz dağıtım hatlarını kontrol altına almaya, kendilerine ait olmayan üç liralık doğalgazı beş liradan türkiye ve avrupa'ya pazarlamaya çalışıyorlar. mal sahibi bu blöfü görüyor. vanaları ve şalterleri kapatıyor. halk, kış ortasında doğalgazsız, elektriksiz ve petrolsüz kalıyor. avrupa'nın kapılarını aşındıran liderler her daim olduğu gibi bol bol akıl ve vaad alıyorlar. bir zamanların sokakları turuncuya boyayan devrimcileri; af buyrun! 'göt' gibi ortada kalıyor. fazla değil, bir dönem sonra rus yanlısı lider 'yanukoviç' seçimleri kazanıyor.
moldova'ya gelince, ukrayna'nın küçük komşusu ve yaklaşık 6 milyonluk bir nüfusa sahip. bir sanayi ülkesi değil tarım ülkesi fakat dev şarapçılık endüstrisine sahip. yalnızca fransa'ya, yılda 80-100 bin ton dünyaca meşhur 'cricova' şarabı ihraç ediyor. küçük komşu da aynen ukrayna'nın yolunu takip ediyor. bir farkla ki sayıları 300 bin civarındaki gagavuzlar ruslarla ilişkilerin bozulmasına baştan beri karşı çıkıyorlar. öyle ki, çoğunlukta oldukları güney bölgesinde resmi dil moldovca'yı değil türkçe-rusça karışımı gagavuzca ve resmi yazışmalarda yalnızca rusça'yı kullanıyorlar. gerçi ukrayna'nın kırım bölgesinde de ahıskalar yaşıyor fakat dilleri dışında etnik kimliklerini büyük ölçüde kaybetmişler, belirgin bir siyasi kimlikleri ise yok gibi. küçük komşu moldova'da da benzer şekilde turuncular iktidara geliyor lakin, fazla değil bir dönem sonra yerlerini, ukrayna'dan daha da sert bir dönüşle rus yanlılarına bırakıyorlar.
- devrim dediğiniz oluşum; her şeyden önce akıl ve güçlü bir analiz yeteneği gerektirir. gerekli altyapı oluşturulmadan yapılan devrimler, ukrayna ve moldova örneklerinde olduğu gibi ters teper ve sonuçta buna yeltenenler, el-aleme madara olup kaldıkları gibi ülkelerinin gelişimlerine de büyük sekte vururlar.
