zürafa sokak çevresinde kendimi güvende hissetmemi sağlayan 657 insanı. 4 cigabaytlık arşiv üstadı. paylaşımlara açık bir abimizdir. öğretir, sevdirir...
önüne gelen her şeyi muhasebeleştirmeye çalışıyor. rehberindeki insanların envanterini çıkarıyor. zaman zaman kişilerin yevmiye kaydını tutuyor.
(bkz: biyonik memur)
"seni anlıyorum" demek büyük bir yalandır. kocaman bir yalan. kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada... var olan en sağlam zırh insan vücududur. içindekileri en iyi saklayan kasa odur. koridorlarında birikenlerin kokusunu bile yaymaz dışarıya. deliliğin kokusunu, anormalliğin kokusunu duyamazsın yanında gazete okuyan adamın, otobüs durağında. sadece gördüklerin vardır. beş duyunun algıladığı kadar anlarsın aileni, sevgilini, çocuğunu...
ölümlü olduğunu unutamadıktan sonra ne gereği var anlamanın? tutunsanda aşıklarına, zincirlesen de kendini dostlarına yine de gömülürsün toprağa. gerekirse hepsiyle beraber gömerler. firavunlara yaptıkları gibi. anlayan şöyle der:
anlayamasaydım da ölecektim. daha çok anlamak yormayacak tabutumu taşıyanların kollarını. çünkü ne daha ağır oldum, ne daha büyük!"
"işte" dedim. "umut bu. bir tekne. başka birşey değil. koca okyanusta devrilmeden yol almaya çabalayan bir tekne. sonsuzluğun dalgalarıyla savaşan bir ceviz kabuğu. hepsi bu. köhne bir tekne." ben bindim. kamarasında uyudum. hiçbirşey değişmedi. isterdim yeni bir insan olarak inmeyi o tekneden. değişmeyi, iyi biri olmayı, hissetmeyi, sevmeyi. hepsini isterdim. ama istemenin yetmediğini çok erken anladım. hiçbir şeyin yetmediğini! dünyayla mesafeli bir dostluk kurmak zorunda kaldım. çünkü kuşkulandım bana verdiği hediyelerden. her şeyden! kendimi kaybettim. buldum. umut adındaki teknede bir hafta kaldım. ne dövmelerim silindi, ne de zihnim ölmekten vazgeçti...
hakkında ne kadar yazsam az olan, hayatımın en önemli gerçek insanlarından, alkolü fazla kaçırınca felsefe yapmaya başlayan ve ayılana kadar usanmayan, şu an durağan adlı karadeniz ilçesinde hayatını kazanmaya ilk adımını atmış olan, kedi hastası olan, bazen dile getirmediklerimi dile getirerek beni büyük bir zahmetten kurtaran, insani duygularını hala koruyan, ilk dostlarımdan, nadide insan.
sade ciltli bitmemiş bir kitaptır kendine özgü dili olan.
okuyanını anlayan tek kitaptır o. okutmasını bilmek gerek lakin...
güzel mi güzel insandır işte. daha ne diyeyim...
ulan neydi o adamın niki diye düşünüp tahmin üzerinden solda rastladığım, hah heralde bu deyip bu kalbi kadar temiz sayfaya kendisi için yazı yadığım arkadaşımdır. tabu oynarken (2. de) sağ yanımda bulunmuş, rakip olmamıza rağmen tüyolarımla tavan yapmıştır. ***
iyi ki kolay bir nick seçmişim diye düşünmeme yol açan yazardır.o değil entry girecem iki saattir arıyorum adını,thedewil olmasa bulmazdım herhalde.**adını söylemek için çekmediği çile kalmamış hatta kağıda bile yazmıştır. fazla konuşamadık kusura bakmasın,askere gitti mi geliyor mu onu bile bilmiyorum. bir sonraki zirve de daha fazla kaynaşmak istediğim uuserdır.
hayırlı tezkereler dediğimiz yazarımızdır. yazacak daha çok şey, okunacak çok entry vardır. "devrem bi sigara bağla" diyen *askerlerden uzak durması dileğimizdir, allah'a emanet olsundur.