yıllardır bütün dünyayı bizimle ilgili çifte standartları nedeniyle suçlamamıza ragmen sıra kendimize geldiginde pek üzerinde durmadıgımız standartlardır. örnekleri avrupa birligine üyelik konusunda gördüklerimizden daha az degilidir.
son örnegini filistin konusunda bütün dünyayı yüksek sesle suçlayan politikacılarımızın konu darfur a gelince birden suskunlaşması ile yaşanmıştır. Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısı tarafından tutuklanması istenen, 300 bin kişin ölümünden 2 milyon insanın evsiz kalmasın sorumlu sudan devlet başkanı Ömer el Beşir i agırlayan ve aklamaya çalışan politikacılarımız, iki ay sonra kimse bizden zalimlerin yanında olmamızı beklemesin diyebilmiştir. sudanlı kız çoçuklarının tecavüz görüntüleri dünya basınında yayınlanırken, mazlumların dostu başbakanımız müslüman el beşir ile yemek yemekte sakınca görmemiştir. kıbrıs konusunda tek bir kararı uygulamayan bir ülke olarak filistin konusunda alınan kararlara uymadıgı için israili suçlamakta sakınca görmeyiz. komşu ülkelerde sürekli terörist avına çıkarız fakat konu müslüman hamas olunca dini duygularımız kabarır.
iyi bi politianın işlendiğini gösterir; kuyrugu nerde ise başın oraya gidişidir, türklerin cifte syandartı.
ama genede kuyruk bi yerde sıkıştıgı zaman tüm yapılan görmezlikler ya da haksız görüşler hiç olmamış gibi davranarak, insanların en muhtac oldugu inanca yüklenir ve sonra..sonrası malum.