turkiyedeki yoneticilerin biraz kotu olmasi

entry1 galeri0
    1.
  1. muhtemelen çok çok çok çok, aşırı aşırı aşırı aşırı kibar biri tarafından ifade edilmiş politik bir ibare olsa gerek. aynen şöyle:
    yıllar önce evime soktuğum kadar ekmek sokamıyorum şimdi. ama maaşım o zamandan bu zamana fiyat olarak taklalarla katlandı aslında. enflasyon mu diyorlar bunun adına?
    çocuklar var artık, eskisi gibi değil. eve girmesi gereken ekmek sayısı arttı. ama ben sayıyı düşürdüm. yo yo, kilolu değiliz allah a şükür, diyet yapanımız yok. sadece biraz sıkışık durumdayız, ben de az yemeye çalışıyorum. e zaten malum, yaş da ilerledi, dikkat etmek lazım.
    önceden bir arabam vardı. o zamanlar maaşımı 6 lira diye çağırıyorlardı. şimdi maaşıma 400 lira diyorlar! bunca katlanmanın yanısıra bakkala ve çocukların kitaplarına borcumu ödemek için arabamı sattım. maaşım artmış onca kat, nerde? hani?
    önceden annemi arıyordum: anne, sana geliyorum.. anne, nasılsın?... anne, ee ne yapıyorsun?... öderdim 3-5 kuruş bir şey. şimdi ev telefonundan çağrılaşıyoruz annemle. 1 çağrı "sana geliyorum". çağrıya cevap gelirse "evdeyim yavrum gel". 2 çağrı "iyisin diy mi anne, özledim seni", çağrıya iki çağrıyla cevap "ben de seni özledim yavrum", 1 çağrıyla cevap "gelsene bana?", cevabına 1 çağrı atarsam "geliyorum", 2 atarsam "gelmiyorum", atmıyorsam küsmüşümdür, başıma bir şey gelmiştir falan filan... sonra da bir fatura ödüyorum; sabiti 10 muymuş neymiş? bir alo deyince kdvsi içinde %100e katlanıyor fiyatı!
    evet evet, biraz kötü bu politikacılar. sabahları rüzgardan uçuyorum, öyle bir rüzgar potansiyeli var ne biçim ülkeyse. yok yok yanlış anlamayın çok da zayıf değilim! tamam biliyorum uzun zamandır doğru dürüst ekmek bile yiyemiyorum ama kilo verdiğim de söylenemez. sulara ne katıyorlarsa çeşmelerin artık, çeşme suyuyla karın doyuruyorum da kilo vermiyorum. neler varsa içinde... ama bu rüzgara rağmen bir yel değirmeni bile görmüyorum! halbuki elektriği değirmenden üretsek, hem kaynak sorunu çekilmez, hem ne ucuz üretilir, akşam televizyonumu izlerken ışığımı açık tutabilirim, minik kızım da korkmaz uyurken odasında ev kapkaranlık diye..
    evet evet, biraz bozuk bu politikacılar ülkemizde. geçen ahlaksızın biri bana çarptı kaldırımda. sonra da "çekilsene yaşlı karı" diye haykırdı arkamdan: "evine gidip hamur yoğur, kaldırımı işgal etme!" sonra da arkadaşlarıyla kakara kikiri gülmeye başladılar. gençliğin haline tam üzülüyorken bir el hızla çarptı karnıma ve bir başka genç gelip çantamı aldı kolumdan! çığlık attım bağırdım oralı olmadı kimse. göz göre göre içindeki 100 milyonum da gitti. halbuki bugün ayın daha 22si. allah tan kirayı ödemiştim dedim içimden. önce karakola gittim. sağ olsun polis yakaladı yankesiciyi. ama ceza vermediler, küçük bunlar dediler. çocuklar bana kaşar bir gülücük atarak terk ettiler karakolu da ben arkalarından bakakaldım sadece. eve gidiyordum sonra da işte. kızım okuldan gelecekti. bir ekmek aldım, "cüzdanım çalındı" dedim bakkala, "yazsana defterine?" "tamam" dedi," geçen ayın borcunu ne zaman ödeyeceksin?" anlattım durumu, astı suratını: "bir diğer maaşına kadar başka bakkala yazdır borçlarını o zaman!" başımı eğerek çıktım bakkaldan. eve gittim ve anneme çağrı attım bir tane. o da cevap attı bir tane. canım annem, beni senin şefkatin tutuyor ayakta! not bıraktım kızıma: çıkınca anneannene gel...
    evet evet, bu yöneticiler bariz çok kötü!.. bakmıyorlar yüzümüze, aksine biz bakıyoruz onlara. vergilerle doyuruyoruz karınlarını, oylarımızla yediriyoruz emeklerimizi haklarımızı... onlarsa sadece arkalarına yaslanmış bizi getirdikleri durumlara gülüyorlar....

    yakınlarda bir zam daha gelir maaşlara, yerel seçim var ya, ondan o da. ama zannetmeyin ki para girecek cebimize. şu enflasyonun krizin yanında o zammın tek değeri, eskisinden daha da değersiz olarak, negatif olarak geri dönecek...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük