Sağlığınız allaha emanettir.
Kendiniz araştırıp kendi kendinizin doktoru olmayi gerektirir.
Böbreğimi ve karacigerimi kaybedebilecegim bir ilaç yaziyosun, nasıl kullanmam gerektiğini soylemiyorsun, hiç test mest yapmadan agir yan etkileri olan bi ilaci direkt yazıp yolluyorsun. ilacın yan etkilerinden biri ise ani kalp durması.
Lütfen mesuliyet alamayacaksaniz doktor olmayın ya.
Türkiyede doktor olmak, günde 100 hasta bakmaktır. (Bilmeyen için söyliyim. 100 hasta demek, hasta başı 10dk düşünsen 1000dk=16 saat yapar. Günlük mesainin 8 saat olduğunu düşünürsek, imkansızdır. Yani devlet diyor ki, hastayla çok ilgilenme, bak yolla.) doktorların acelesi bundandır işte.
Alet yoktur. Eksiktir. istersin, alınmaz. Hastane yönetimi alamaz. Malum maddi imkanlar. Elde ne varsa o aletlerle hastalara faydalı olucam diye debelenirsin.
Maaşın bir kısmı döner sermaye adı altında ödenir ve bu kısmı devlet istediği gibi ayarlar. Sabit bir maaş yoktur. Ticaret yapanlar, mütahitlik yapanlar paraya para demezken, ortamlarda senden çok saygı görür. Üstelik bunların çoğu da liseyi bile bitirmemiştir. işte ülkemiz...
Mevcut hükümetimiz ve basın sebebiyle doktorlara karşı oluşan ön yargı nedeniyle güvensiz hisseden halka ölüm-kalım noktasında hizmet vermeye çalışırsınız. En ufak birşey ters gitse, hasta "kesin birşeyler yanlış yapıldı" diye düşünür. Çünkü halka doktora karşı güvensizlik pompalandı hep...
doktorların tamamını masum göstermektir. herhangi bir devlet hastanesine gittiğinizde size gösterdiği muamele , hayattan bezmişlik hastaya ilgisizlik. doktora gidip midemin ağrıdınığını söyledim başka hiç bir soru , tahlil yapmadan ilaç yazıp yolladı. bu doktorluk değil mesela. insanlarla uğraşamıyorsan , mesleği sevmiyorsan yapmayacaksın. o mesleği isteyip ulaşamayan başkaları var.
hasta yakınlarına katlanacak mangal bir yürek ve en olumsuz koşullarda dahi hipokrat yeminine sadık kalacak kadar inançlı bir özveri gerektirir. doktor yazarlarımıza selam olsun.