kanunlara göre her türkiye cumhuriyeti vatandaşının türkiye'deki hukuki yolların tüketildikten sonra başvurma hakkına sahip olduğunu bilmeyen ahmakların bokunda boncuk bulmuş mağribi gibi üzerine atladıkları sıradan husus.
ic hukuk yollarinin tüketilmesiyle basvurulan yoldur, hak aramadir.
hayrunnisâ hanim'in davayi geri cekmesi, biraz da davada taraflarin konumuyla ilgilidir.
söyleki, davaci taraf hayrunnisâ hanim'dir. davali taraf da türkiye'yi temsilen dis isleri bakani abdullah gül'dür.
bizim hukuk sistemimizde de buna benzer düzenleme özellikle hâkimler icin var.
hâkim, davada taraflardan birinin yakiniysa, babasi, esi vb. ise davadan cekilir. cünkü, hissiyâtina engel olamayip, objektif davranamayabilir.
zannedersem hayrunnisâ hanim da bu nedenle davasini geri cekmistir. aslinda, üzerinde esas düsünülmesi gereken, bu yasaga karsi olan akp'nin hükümette olmasina ragmen bu tür davalarda bu yasagi destekler mahiyette savunma yapmasidir.
kisaca, akp, iktidârdir ama; muktedir degildir...
iç hukuk yollarının tamamen tüketilmiş olmasından sonra yapılabilen, hak arama olayıdır.
iç hukuk yollarına başvurulmadan direkt olarak aihm'ye başvurulması durumunda, açılan dava reddedilir.
türban konusunda, iç hukuk yollarına başvurulmadan direkt olarak aihm'ye açılan davaların pekçoğu üstte bahsettiğimiz, "iç hukuk yollarının tüketilmiş olması" kuralına aykırılıktan reddedilir, kabul edilenlerden, sonuçlananlar ise, türkiye'nin yasal haklılığından ötürü, türkiye'ye yaptırım uygulanmaz.
yani, var olan yasaların çiğnenmesi gibi bir durum yoktur.
ayrıca, türkiye'de olayı salt türban olayı ile sınırlamak safdilliktir. türkiye başta işkence davaları ve kıbrıs barış harekatı ile alakalı davalar olmak üzere pekçok davayla yüz yüzedir. türkiye'ye açılan davaların neredeyse tamamını "türban ile alakalı davalar" olarak lanse etmek ise, bilgisizliktir.
bir tür modadır. Allah ım bu ülke çok yobaz hemen şikayet edelim, Allah ım bu ülke çok sıkıcı hemen şikayet edelim diyenlerin her daim olmazsa olmazlarındandır.
Gerçekten haklı olarak açılan davaların ardında bile her zaman ülkeni cezalandırma aşkı vardır. burada yer, içer, beslenir, büyürsün. buranın adalet kurallarına göre yaşarsın. ve o kuralların sonucunu beğenmediğinde gidip uluslararası bir makama şikayet edersin.