turkiye nin laiklige aykiri laikligi

    1.
  1. Atatürkçü düşünen zavallı Türkiye'nin batıya,greko-latin dünyasına ait olan ve onun hamurundan,onun şartları içinde oluşan laiklik(ve diğer kopyala yapıştır getirilen Bacon,Descartes,Newton ve Locke paradigmasının üzerine kurulan boktan dünya anlayışı) Türkiye için gerekli değildir de. Ayrıca Batıda insanlara Türkiyedeki gibi zulüm şeklinde ve yukarıdaki anlatıldığı faciada olduğu gibi yalandan da uygulanmaz. ATAistler bunu bilemezler,tarihi ve resmi ideolojiyi bilmeyen köleler de bilmezler. Demokrasiden ,ne zaman,hangi tarihlerde,nasıl uygulanmış,kelime manası nedir,nasıl olmalıdırı bilmeyenlere kavramlarla hükmedersiniz mal olduklarından. Osmanlı hiçbir zaman eğitim,ulaşım,imar,cami giderleri adına para ödemezdi.devletin işi sadece asayişi sağlamak ve her türlü vakıf ile yönetilen sistemi,hizmeti denetlemek,gerekirse bunlara kendi isteği ile destek vermek ve manipüle etmekle yükümlüdür,hukuku oluşturur ve her kişiyi eşit görerek yargılar,gerekirse asar keser. sonradan Yavuz'un haksız iran politikası ve yüzlerce Eş'ari mantalitesine sahip arap ulemayı Osmanlıya getirip,felsefe,matematik,geometri,simya ve fizik gibi ilimlerin bu kafasız ulemaca dışlanmasına ve medreselerden çıkarılmasına,gazzalinin kör cahil mantığının yerleşerek,farabi,ibn sina ve ibn rüşd ile,ibn arabi,mevlana ve Yunus Emre anlayışının yitirilmesine sebep olmuştur.(Türkler Maturudi kelâmına göre dünya görüşüne sahiptir,imam Maturudi bir Türk'tür ve bizim hanefi mezhebi bu kelâm anlayışı ile paraleldir,mezhep imamımız abbasiler devrinde zindanda halife yönetimini reddetmek ve karşı koymaktan kırbaçlanarak ölmüştür, bizim diyanet işlerimiz ve ilahiyatçılarımızla ,islamcılarımız ve biz müslümanların ne peygamber ne de ebu hanefi ile bir eylemsel ve islâm olma bağı yoktur,çünkü biz götümüzden bir islâm anlayışı uydurmuşuzdur).Bkz: Ali Şeriati,Dine Karşı Din

    Laiklik Prof.Dr.Fehmi Baykan'ın(Hacettepe Üni,Felsefe Bölümü) "Aydınlanma batılıların bir hurafesidir" dediği, "Aydınlanma Üzerine Bir Derkenar" adlı eserinde Türkiye bağlamında ele alınır.

    Atatürkçü laiklik ve diğer tüm unsurlar hikayedendir,bunun için Doç.Dr.Fikret Başkaya'nın Paradimanın iflası eserine bakılmalıdır, sonra oturup Atatürkçüler anlarlarsa kitabı reddiye yazabilirler!
    1 ...
  2. 2.
  3. sistemlerin oturabilmesi için her millete özgü hazırlanması gerektiğinin bilincinde olan atatürk'ün laikliğe türkiye'ye özgün yaklaşması olayıdır. hilafetin olduğu bir ülkeden laik bir sisteme geçiş o kadar da kolay gerçekleşmez. bu yüzden insanları dini yönden bir arada tutabilmesi gereken bir kurum gereklidir. bu kurumun adı ülkemizde diyanet işleri 'dir. amaç insanları dinsizleştirmek değil siyasetin dini istismar etmesini engellemektir. bu yüzden diyanet işleri gerekli bir kurumdur. camiler de insanları manevi anlamda bir arada tutabilmek için gereklidir. dolayısıyla bu ülkeye imam da lazımdır. onların maaşını da devlet ödemelidir. aksi takdirde imamlar cemaatlerin kontrolü altına geçer. bu da ümmetçiliğe dönüşü sağlar.
    laiklik illa fransa'da olduğu gibi olmak zorunda değildir. bizimkisi türkiye topraklarındaki insanlara özgüdür.
    sorun zaten türkiye'nin laikliği değil türkiye'de laikliğin uygulanamamasıdır. malasef atatürk öldükten sonra binanın temeli bozulmuştur. binayı koruması gerekenler görevden kaçmışlar hatta bir kısmı binaya zarar vermiştir. bugün dini anlamda yaşadığımız sorunların bir çoğu laiklik kavramını özümseyememizden kaynaklanıyor. laikliği korumak demek başörtülü insanlarımızı devletten nefret ettirmek değildir.
    anlayamadığım nokta nedense bazı insanların kavramları olduğu gibi başka ülkelerden almak için çabalamasıdır. biz niye kavramı alıp kendimize uygun şekle dönüştürmeyelim? bundaki zarar nedir? bu sorun en çok milliyetçilik ile laiklik kavramında yaşanıyor. çünkü biz atatürk'ün koyduğu sistemi uygulamıyoruz. uygulamadığımız yetmiyor bide onun sistemine bok atıyoruz. haliyle sorunların çıkması kaçınılmaz oluyor.
    bunları söyledim galiba bende sivri akıllı vatandaş oldum.
    0 ...
  4. .
  5. herkesin ağzından düşürmediği bir ezber bir cümle; türkiye laik bir ülkedir.
    türkiye de yaşanılan laiklik anlayışı incelendiğinde durumun vahimliği gün gibi ortaya çıkar,batı medeniyetine mensup aklı başında bir insana türkiye laikliğine dair bilgiler verdiğimizde oldukça şaşıracağı kuvvetle muhtemeldir.

    bir bakalım bize özgü laikliğimize;

    laik olduğunu iddia eden bir ülke dini bayramları resmi bayram olarak kabul etmemektedir,fakat ülkemize baktığımızda kurban bayramı ve ramazan bayramı ülkenin resmi bayramları olarak kabul edilmektedir.

    laiklik doktrine tam anlamıyla uygun tavırlar sergileyen bir ülkede sistem ibadethaneler açmaz ve bu ibadethanelerde çalışanları memur statüsüne alıp maaş bağlamaz.bugün sistemin cami yapması ve camide çalışan hocaya aylık bağlaması laiklik açısından anlaşılabilir bir tutum değildir.laik ülkelerde ibadethaneleri bir takım insanlar biraraya gelerek kendi ceplerinden yaparlar ve o ibadethanede çalışanların maaşlarını kendileri verirler.kilise ve rahiplerin giderleri o kilisenin üyeleri tarafından karşılanır.

    laik bir ülkede sistem dini okullar açmaz ve o okullarda eğitim veren öğretmenlerin maaşlarını ödemez. laik bir ülkede dini okullar devletten izin alınarak açılır,devletin bazı normları vardır,bu normlara uymayı kabul eden topluluklara devlet dini okul açmaları için izin veiri,ve devlet açılan bu dini okuldaki ders müfredatını kendisi belirler ve bunu denetler.asla burada eğitim veren öğretmenleri maaşa bağlamaz,okulun tüm giderleri okulu açanlar tarafından karşılanır.

    (bkz: imam hatipler)

    laik olduğunu iddia eden bir ülkede din kültürü ve ahlak bilgisi dersi bir mecburiyet olarak ya da olmayarak verilemez,hele ki devletin resmi okullarında hiçbir şekilde verilemez,çünkü devletin halkına ahlak öğretmesi saçma bir durumdur,hiçbir devlet halkına ahlak öğretemez,ahlak denilen tanrı ile insan arasında yapılan sözleşme devlet tarafından asla denetlenemez ve yönlendirilemez.batı toplumunda yaşayan bir bireye bunu anlatamazsınız,anlattığınızda o kişinin nasıl bir dumurulizasyona uğradığını gözlemlersiniz.

    şimdi çoğu sivri akıllı vatandaş türkiyenin kendine has nedenleri olduğundan başlayacak ve bu ülkedeki laiklik anlayışını meşrulaştırmaya çalışacaktır. laikliği subjektiflikler üzerinden temellendirme absürdlüğünün ne şekilde korunacağını ve meşru düşünüleceğini merak etmekteyim.
    1 ...
  6. .
  7. türkiye laik bir ülke değildir.

    1) din siyasete karışır: başbakan "allah ın izniyle" cümleleri kullanır. en solcusu bile gider kara çarşaflı kadına partisinin rozetini takar.

    2) siyaset dine karışır: başörtüsüyle üniversiteye giremezsin.

    (bkz: hangi laiklik)
    0 ...
  8. .
  9. türkiye laik bir ülke değildir.
    laikliğin din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması olarak yorumlanması halinde -ki mevcut durum da budur- akla diyanet işleri başkanlığını getirir ve artık gerçek kör gözlere parmak sokulurcasına ortadadır; laik olmak ya da laik kalmak gibi bir davası olmayan kişi bile bu durum karşısında şaşkınla sorar; bu ne yaman çelişki böyle?
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük