bazı angutların olayı tam olarak kavrayamamasından kelli saçma salak muhabbetlere konu olan istektir. evet ya niye türkiye imzalasın ki bu protokolü türkiye dünyada bir ülke diil ki jupiterde yaşıyoruz çünkü biz.
gerçek anlamda gelişmiş medeniyetlerden biri olduğunu gösteren bir olaydır.sadece bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın muhabbettinden kurtulamamış bir ülkenin imzalamak istemeyeceği birşeydir çünkü kyoto. şöyle izah etmek gerekirse; amerikanın tüm enerjisi zehirli gaz üreten teknoloji üzerine kurulmuştur. Eğer olur da bu sözleşmeyi imzalarsa tüm enerji sistemini değiştirmesi gerekecek ve bu da onların hiç işine gelmeycektir. çünkü olası bir küresel ısınma ve yok olma durumunda amerika bundan minumum derecede zarar görecek ülkeler arasındadır. onların mantığına göre olay aynen şudur:"nasılsa bi felaket olduğunda bize bişey olmıcak e şimdi durduk yere niye zarara girelim? banane orda ölenlerden! hem belki onlar ölünce ekonomide daha çok üstünlük sağlarız daha çok para kazanırız"
evet aynen onlarda ki mantık budur. aklı karıştırılmış, yanlış bilgilerle doldurulan insanlara sesleniyorum: google'a kyoto sözleşmesi yazıp bi araştırın; önce bi bilgi edinin sonrada yaptığınız hatayı anlarsınız zaten. ***
"prensipte anlaşmış ancak gelecek hafta bonservisini de alıp gelecekmiş"
hayat keşke fanatik gazetesine okey işareti yapıp bayrak öpmekle bir olsa, keşke çocuğuna bırakacağın bir çevren olsa, keşke insanlığını kaybetmemiş politikacılar olsa, keşke aklını oynatmamış küçük sanayiciler olsa.. ne diyeyim, dinle küçük adam! seni ben değil, yine sen kurtaracaksın..
Çok hassas bir konudur.Olaya çok boyutlu bakmak gereklidir.Zira absorbe edilmiş dahi olsa doğaya salınan gaz ve atıklar hala ve her zaman tehlikelidir.pusht a , imzalatana kadar* bütün dünya ülkeleri baskı yapmalıdır.Alternatif enerji kaynakları mevcuttur.Biz malum ülkenin 2/100 ü kadar bile atık bırakmıyoruz.Ama yine de tehlike var! mutlaka bütün dünya imzalamak mecburiyetinde
yıllar geçtikçe yenilenebilir enerji kaynaklarına dönüşümün daha fazla maliyet getireceği bilinirken , herşeye rağmen çocuklarımıza yaşanır bir dünya bırakmak için her ülke gibi üzerine düşeni yapma gerekliliğidir.
"türkiye kyotoyu imzala" diye baskı yapan oy toplayan bu güne kadar belge altına imza atan yüzaltmışdörtbin dokuzyüzkırkbeş kişi* ile anguttur.*
kyoto nun gezegeni kurtarmak için tek çare olmadığının farkında olanların karşı çıktığı durumdur. en düşük ihtimalle, doğal gazı bile rusya'dan, iran'dan alan bi ülkenin, kendi kömürüyle ürettiği enerji kaynaklarından vazgeçip dışa bağımlılığını artıracak bi anlaşmaya imza atmak ne kadar mantıklıdır tartışılır. bunun yerine, insanların filtre kullanması, atıklarını suya, toprağa boşaltmaması için anlaşma imzalansa çok daha yararlı olacaktır. herkes biraz bilinçlense böyle bi protokole gerek kalmaz zaten...
kimya mühendislerinin çoğunun ekmeğini elinden alırken, çevre mühendislerine şimdikinin dört beş katı iş imkanı yaratmış gelişme. bu yıl öss'ye giren sayısalcı arkadaşlara şiddetle çevre müh. bölümü yazmalarını öneririm kıssadan hisse olarak.
-remzi olm türkiye kyoto'yu imzalmıyomuş lan
+aa hadi bea...yaa ama abd imzalamazsa bi anlamı yok ki.
-neden remzi? sen kendi evinin önünü süpürsen önce..? hı?
+ama kanka, kapitalizmin bi' oyunu bu...hem bak...biz daha gelişemedik. bi' gelişip zengin olalım ondan sonra imzalarız.
-önce doğanın bi' aazına sıçıyım ondan sonra yaralarını sararım diyosun!?
+ee şeyyy...
-tamam remzi, sus, konuşma...! allah belanı versin.
