türkiye gibi bir ülkede bir zamanlar dinini de güzel yaşayan, istediğini giyip gezebilen, görüşlerinden dolayı sorun çekmeyen, tayt giyip dayak yemeyen gençlerin bulunduğu bir ülkede hiç bir zaman dini öğretmeye kalkan birisinin bulunması gerekmemektedir.
adı üstünde din. kişinin isteğine bağlı ve inanması özgür olunması gereken şeyi birileri çıkıp şöyledir böyledir gibi zırvalıklar yaparak, senin yaptığın yanlış, bak bak gençler kötü yolda gibi açıklamalarla dinin kisvesi altında, arkasına sığınarak öğretilecek bir şey olmadığı gayet iyi biliyoruz. bunların açıklamasını yapacak bir kurum var. tabi o da kimlerin boyunduruğu altında olduğunu yaptığı açıklamalarla görülmektedir, orası ayrı tabi ki. parfüm sıkmanın edep dışı, flörtün zina sayılması gibi. yani anlaşılacağı üzere kimse kimseye dini öğretemez. hemde türkiye de olmayıp türkiye ye en fazla zararı olan bir ülkede ahkam keserek.
amerika gibi bir ülkede kukla ve yönetici misali sen bunları yap, sen de şunları yap, ben ise şu güzel ülkemde yaşayayım, arada açıklamalar yapayım ağlayayım gibi göz boyama işleriyle uğraşan birisinin arkasında bu kadar, bu denli koruyucu olan ve ona inanan insanların olduğunu görünce üzülmemek elde değil tabi. hiç mi düşünmüyorsunuz bu adam kim neden hala amerika da yaptıkları ve yapacakları türkiye için yararından çok zararı olduğunu. saklandığını o dinin arkasında açıklamaları hiç mi okumuyorsunuz. kuran ı kerim e hiç mi açıp bakmıyorsunuz. bu dünya da herkesin eşit olduğunu, herkesin dinini gizli yapacağını, hiç bir insanın sizden üstün olamayacağını, bu dünyanın yalan ama hayatınızı idame ettirebilmek için gözlerini açıp yaşamak ve kaynaşmak gerektiğini, para kazanmanın gerektiğini, yuva kurmanın gerektiğini, aşırıya kaçmadan dünyanın nimetlerinden faydalanabileceğini, hiç mi düşünmüyorsunuz. tabi ki yapıyorsunuz. ama dinin arkasına sığınıp para kazanmak ne kadar doğru. birisine gönül ve beyninizi vererek din mi yaşanır, hayat mı sürer, gelecek mi olur.
hangi birinizin fethullah hocanız, efendiniz hakkında bilgisi var, birisi çıkıp söylesin. neci ve bu duruma neden dolayı geldi. hala inanıp hala güvenip ve hala o bizim efendimiz hocamız diyebiliyorsunuz ve soruyorum size bu hocanızın türkiye ye gelme durumu şu an için varken neden dolayı hala gelmemekte. o kadar çok sevdiğini ve evinde her ilin toprakları olduğunu söylüyor, peki neden gelmiyor. hala neden karşı olduğunuz sevmediğiniz[ya da o sevdiği için artık seviyorsunuz, ya da hep seviyordunuz] amerika da olduğu halde ona bu sevgi bu tapılanacak kadar bağlılık neden, niye?
hiç düşünmüyor musunuz amaçlarının farklı olduğunu? şu duruma bakalım;
bundan 15-20 sene öncesine kadar din konusu gündeme bu kadar gelmezdi. çünkü o zamanlar sağ-sol olayları vardı. ki bunları yapan da amerika dır. baktı ki duruldular ve sağ-solla artık fazla bir şey yapamayacağız bu sefer dine yöneldiler ve evet başarıyorlar. hangi birinizin annesi, ninesi başörtüsü takıyor diye zorluk çekiyordu. söyleyin biriniz.
hangi birisi ben dinimi yaşayamıyorum diyebilir. diyemez çünkü o zamanlar birileri çıkıp türban öyledir böyledir demedi, flörtün zina sayıldığını, parfüm sıkmanın edepsizlik olduğunu, sevgililerin elele tutuşup gezmelerinde sakınca olmadığı, dayak yemediği, taytla gezmenin sorun olmadığı vb. gibi durumları olmadığı yıllarda yaşayıp, kimseye senin başörtün yok sen bizden değilsin yakıştırması yapılmadığı yıllardı.
konuyu dallandırıp budaklandırmayacağım.
evet türkiye ye gelme durumu varken gelmemen benim için daha iyi ve gelme fethullah gülen.
dinin arkasına sığınmam bana batıyor ve hoşnut olmuyorum fethullah gülen.
o kadar insanın hakkını yiyip bu kadar zengin olman bana batıyor fethullah gülen.
o kadar fakirimiz varken o kadar aç insan varken ve bunların birer birer ölmesi bana dokunduğu için, sana da hala iyi bir şeyler yapıyormuşcasına tapmaları ve korumaları ama o fakirleri doyurup o fakirlere iş imkanı sağlayamamam ve hala din hakkında ahkam kesmen bana batıyor fethullah gülen.
herkesin eşit olduğuna inandığım şu ülke de sana hoca efendi denilmesi beni gıcık ediyor fethullah gülen.
ve evet fethullah gülen. türkiye nin senin gibi birisine ihtiyacı yoktur. ne uzakta ne yakında. burada seni seven ve sana tapan insanlarını alıp gitmen ve bizi de rahat bırakmanı istiyorum. senin yüzünden dinimin bu denli yobazlaşması beni üzmekte ve o kişilere karşı soğutmakta. o yüzden türkiye nin fethullah gülen e ihtiyacı yoktur, olmayacakta.
edit: a benim güzel yazarım dakikasında eksilemesen ve okumaya çalışsan. sevmesen nefret etsen sonra eksilesen. umurumda değil karma, eksi oy. sadece ve sadece oku. oku diyorum bak, çağrışsın bir yerlerden.
türkiye'nin ne fethullah gülen'e nede cemaatine hiçbir şekilde ihtiyacı yok aksine f. gülen ve tayfasının bu ülkeye ihtiyacı var bu ülke olmasa kimin dini duygularını sömürecekler? kasalarını hangi ülkenin vatandaşlarının cebinden doldurabilecekler? kimin üzerinden amerikada pazarlık yapacaklar?
kuşkusuz yazıların özelde uzun olanını okumadım; o vesile ile yazarcı arkadaşlardan özürlerimle;
- Türkiye'de neyin ihtiyaç, neyin ise ihtiyaç olmadığına karar verme yetkisini kim vermiş olabilir diye bir soru aklıma gelmiş iken şu geldi usuma;
vaktiyle (neyiyle bilmiyorum ama) meşhuuuur bir valimiz vardı. ismi nevzat tandoğan idi. birden o aklıma geldi. günün birinde osman yüksel serdengeçtiyi karşısına almış gürlüyordu;
"Ulan öküz Anadolulu; sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lazımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz.
Sizin iki vazifeniz var:
Birincisi çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek.
ikincisi askere çağırdığımızda askere gelmek"
Akabinde görevlilere emir verir:
"Alın bu iti götürün"
meşhuuuur valimiz nevzat tandoğan hazretlerinin emir buyurduğu üzere tabi ki bazı şeyler ihtiyaç değildir. ihtiyaç olsa devleti alimiz anında evropa'dan gerekli tedariki yapacaktır. o bakımdan kesinlikle katıldığım ve kendimize yakıştırdığım bir önermedir.
hem bu konu ile ilgili ne derler ecnebiler, bilirsiniz;
(bkz: There is no spoon)
bu önermeden çıkarımla türkiye de solu temsil eden bir parti olmadığına göre sola ihtiyacımız da yoktur. hadi bana chp sol parti deyin de güleyim münasip yerimle.
tanım: genelleme yapılmadıgı sürece kabul edilebilir kişiye özel çıkarım, tespit.
din öğreticilere ihtiyac duyar. fethullah gülen şahsında algılamamak lazım olayı. bizdeki din düşmanlarının arzuladığı bir durumdur dini vicdanlara hapsetmek. 70 lerde komunizmi tehlike olarak gören ideoloji günümüzde fethullah güleni tehlike olarak algılamaktadır. korkularını kanalize edecekleri bir şahıs bulmuşlardır. belli çevrelere de bu korkuyu aşılayarak yani bu korkuyu kullanarak otoriterliğini korumaya çalışmaktadır. laiklik güzel bir şekilde uygulansaydı bu korkular olmazdı. gerçek laiklik ile alakası olmayan bir ideoloji devlet aracılığıyla dayatılmaktadır. modern laiklik anlayışının olduğu ülkelerde dini cemeatler ve vakıflar rahat bir şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir ve devlet güvencesi altındadır. ermenilerin yada diğer azınlıkların cemeatlerini kurmaları ne kadar haklıysa müslümanların cemeatlerini oluşturmaları da o kadar haklıdır. biz de cemeat olunca laikliğe aykırı diye anlaşılıyor ne hikmetse.