yıllardır yanlış bilgilendirme neticesinde süregelen bir düşünüş var 'türkiyede x kişiye y cami düşüyor, ama okulların oranına bakacak olursak...' falan filan.
yahu türkiyenin kırsal alanlarında zorunluluklardan dolayı binlerce çok ufak boyutlu camiler yapılmiş amma ve lakin şehirleşmenin şiddetli hissedildiği yoğun nüfuslu bölgelerimizde cami sayıları ve bu camilere gidebilecek kişi sayıları arasında büyük dengesizlik, yetersizlik bulunmakta.
fakat tuhaf bir guruhun sürekli cami sayısı çok diye diretmesinden ötürüdür ki büyük şehirlerdeki bu sorun çözülememekte.
bu durum klise ve sinagoglar içinde geçerli olabilir ancak ben bir potansiyel görmemekteyim şu an onlar için.
ülkemizde ibadethane denilince en çok inşa edilen türünün cami olduğunu biliyoruz. düşünelim bakalım, kaçımız etrafında doğru düzgün bir yapı olmadığı halde inşaat halinde 3-4 katlı cami gördü? kaçınız 1000 kişilik iki camiiyi yüz metre arayla gördü? kaçınız mevcut yeterli bir cami bulunurken yeni camiinin mahallenize yapılması için yardım toplanmasıyla karşılaştı?
dini vecibeyi yerine getirmek ve cemaat ile birlikte ibadet etmek daha hayırlıdır doğru...fakat nedense cami'lerin yapımında amaç sadece ibadethane yapmak değil,yeri gelince kara para aklamak, toplanan paraları cebe indirmek veya tarikat tuvası oluşturarak ülkeyi parçalamak...
çok daha basit bir yolu var insanlara ibadethane sunmanın, o da mescit. birçok islam ülkesinde insanlar mescitlerde buluşup bir imama uyar cemaat halinde namazını kılar. kalkıp 10 kişi için camii yapmaz. o zaman cami yapmanın maksadı nedir? geniş bir insan topluluğuna ibadet yeri sağlamak.
bugün eski osmanlı yapısı camilerin hep o dönemin işyerlerine yakın olduğunu görürsünüz. islam devletlerinde oluğu gibi cami merkezli bir şehir planlaması mevcuttur. yani cami merkezi noktalarda bulunması gereken bir ibadethanedir. sokak arasına kalkıp 3 adımda bir camii kondurursanız; cuma namazlarında bile üç beş kişinin ancak doldurabildiği camiilerle karşılaşırsınız. bu da -bence en azından- caminin yapısına karşıdır.
"mescitlerin de cami statüsünde değerlendirilmesi söz konusu olursa denge mi hahayt gülüyorum ama ağzımla değil."t.k.
not: ibadethane=cami çok yanlış dostum çok yanlış. cahilsen bari açığa vurma. ülkelerin dini olmaz. neden? ülkeler birilerinin sürekli değiştirebildiği sistemlerdir. insan devlet bir tutulamaz. öyle olsa içimde 2 milyar müslüman 5 milyar budist 8 milyar katolik 12 milyar alevi 42 milvar ateist hücre olurdu. saçmalamayın, kafa tıraşını bitirdim çoktan.
türk halkının ibadet anlayışı ile değerlendirilmesi gereken konudur. çoğu insan namazı cuma gününün bir önemi sanıyor, zekatı üç beş kuruş, hac ı tatil olarak görüyorsa, bu ibadethaneleri açanda mı suç? cuma günleri yer bulunamayan camilerde vakit namazına gelmiyorsa suç kimdedir? önce hatayı kendimizde arayalım, sonra başka şeyleri sorgulayalım.
ayrıca avrupa daki ülkelerle bu durumu karşılaştırmak çok yanlıştır, hristiyanlıktaki inanç; haftadabir kiliseye gel, paranı ödeyerek günah çıkar, format atılmış şekilde evine git. ama islam öyle değil, her zaman müslümanları birlikteliğe götürür, camide kılınan bir namazın evde kılınandan 27 derece fazla sevabı vardır, haftada bir müslüman kardeşlerinle omuz omuza namaz kılmanda sana görev olarak verilmiştir. elma ile armudu birbirine karıştırmayalım lütfen...
