Çokkk yanlış bir tanımlamadır.
Sol görünümlü ,sağın bir numaralı şakşakçıcı %20 oy almıştır.
Şu an maalesef %0.23 oy oranı alan gerçek sol kesim,%5 dahi olduğunda tayyep amcamızın tir tir titreyeceği tartışılmazdır.
tamamen yanlış olan bir tanımlama.bu ancak türkiye'de chp'nin solu temsil ettiğine inanan insanların tespiti olabilir .chp rahat yaşamı, özgür yaşamı, atatürk'ün kendilerine sunduğu nimetleri kaybetmek istemeyenlerin can havliyle sarıldıkları partidir.son seçimde de görüldü ki bu bir boka yaramamaktadır.umut ışığı gittikçe gücünü yitirmektedir.
Bu seçim, hiçbir açıdan olmasa bile, CHP'ye oy verip de hala kendini solcu ve sosyal demokrat sayabilenlerin oranını görmek açısından faydalı olmuştur. Demek ki Türkiye'de %20'lik bir kesim hala solun tam olarak misyonunu ve anlamını kavrayabilmiş değil. Hiç değilse bunu gördük bu seçimlerde, o da bir şeydir...
türkiyede gerçek sol seçimlerde yüzde birlere ulaşamamış tkp den başkası değildir.amerikan dalkavukluğu yapan,"bu ülke amerika olmadan yönetilemez" diyen bir insan kişisinin başında olduğu parti asla bir sol parti olamaz.
(bkz: chp ye oy attınca kendisini en baba solcu sanan insan modeli)
hem türkiyede hem dünyada artık kimse idolojilere oy vermediğinden oranların bir öneminin olmadığı durumdur.yüksek sesli itirazlara gerek yoktur. sokakta karşılaştığınız iki insandan biri oyunu merkez sağa vermiştir.ama bu kadar insanın idolojisi dörtbuçuk yılda değişemiyeceğine göre verilen oy şahıslara münasırdır.belki iyi iletişim , esnek yaklaşım , siyaseti kişileştirmemeleri çok büyük artı olarak geri dönmüştür.galiba siyaset farklı uç noktalar yerine ortalarda aranmaya başlanmıştır.
türkiye'de solun oyu yüzde yirmi olabilir, doğrudur. ama solcu ya da sağcı olmayan yüzde 35'lik bir kesim var türkiye'de. bunlar her seçimde farklı partilere oy veriyorlar. mesele şurda: bu hareketli kitle neden chp'yi seçmedi de akp'yi seçti?
sebebi sadece chp, dsp gibi sadece adı sol olan partilerin halka inememesi, elitleşmesi, ''rejim elden gidiyor'' paranoyaklığı yapması değildir.
unutulmamalıdır ki bu ülkede sol düşünce her zaman ezilmeye, yok edilmeye çalışılmıştır. sol görüşlü gösterilere, mitinglere, özgürlük, eşitlik diye bağıranlara -bir avuç insandan bahsediyorum aslında öyle miting falan değil- polis jopuyla karşılık verilirken türban takma özgürlüğü için bağıranların sırtları sıvazlanmıştır. sözde, türk'e hakaret etti diye pırıl pırıl aydınları vuran ama türkçe'nin t'sinden anlamayan sübyanlarla hatıra fotografları çektirilmiştir. sosyalistler her zaman taşak konusu edilmiş ve son moda olarak da sosyalizm ve sosyalist düşünceli insanlar bölücülükle, teröristlikle itham edilmiştir.
bunun yanında medya kuruluşları bıkmadan usanmadan sağ'ın şakşakçılığını yapmıştır. bir ülkede bir görüş sürekli kollanırken karşıt görüş fırsat bulundukça her açıdan köstekleniyorsa o karşıt görüşün seçimlerde başarılı olmasını da beklemeyin. şimdi diyeceksiniz ki ''recep tayyip erdoğan'ın hapis atmış olması, mağdur olması kendisini halk tarafında yüceltti de solcuların mağduriyeti neden bir işe yaramadı?'' işe yaramadı çünkü sol'un -burada sol derken chp kastedilmemektedir- kendi mağduriyetini halk üzerinde lehine çevirecek ne medya desteği ne de ekonomik desteği vardır. ortalık yeşil sermaye diye bağıranlardan geçilmemekteyken kimse bir kızıl sermayeden bahsedemez. bir de halkın zihnindeki ''solcuysa dinsizdir'' efsanesi de bu basiretsizliğin tuzu, biberidir. çünkü unutulmamalıdır ki din bu ülkede hala halk üzerindeki en önemli belirleyicilerden biridir.
sol'un hezimetini bir tek adama* bağlamadan önce bunları da düşünmek lazım.