eczanelerde ilacı satılan eşcinsellik hastalığından bir türlü vazgeçememektir. zaten bu eşcinseller salak, türkiye'de eşcinsel olmak için ölüyorlar. hayır, bildiğiniz bir doktor varsa yazın da bakayım ne ilaç verecek? veremle bir tutulmuş bir de. te allam... bilim insanları 20 yıldan bu yana eşcinsellik hastalık değildir diye bas bas bağırırken benim ülkem neden bu kadar geride kalıyor, neden? cidden üzülüyorum, kızmaktan öte...
milyar kez lut kavminin sonunun hatırlatılmasına katlanmaktır. eşcinselleri zevk için birbiriyle yatan erkekler olarak düşündükleri için lut kavminde anasıyla babasıyla yatan insanların da olduğunu bilmeyerek/es geçerek tüm suçu eşcinselliği yükler semavi dinlerin yobazları. sözlükte de vardır bunlardan. her gün am, göt, meme başlıklarından çıkmaz, banu güven'in memelerinin büyüklüğünün christina aguilera'nın kalçasına oranını hesaplar, "lezbiyen" kelimesini duyunca boşalır, sonra toplumdaki eşcinsellere gelince iş "ibneler sözlüğü bastı" diye sopa gösterirler. ha bir de biricik devletimiz var tabii, onlar da ahlaka aykırı diye dernek kapatır, öldürülen eşcinsellerin katillerini cezalandırmaz, askere almadan önce iğrenç şeyler yapar (burada bahsetmek istemiyorum), anayasada heteroseksüellerle homoseksüellere ve diğer tüm cinsel kimliklere eşitlik vermez... bu böyle gider. medyanın da gazıyla yıllardır eşcinseller "aynı fabrikadan çıkmış kadına benzeyen erkekler" olarak halka sunulmuş, bir güzel alay konusu edilmiştir. lise arkadaşıma eşcinsel olduğumu söylediğimde "oha! ne alaka ya?" demişti. insanlar halen daha şekilci, halen daha cahil. devlet-halk el ele eşcinselleri eziyor, hor görüyor, dövüyor, öldürüyor. kabul edin, etmeyin, hoşunuza gitsin, gitmesin, bu ülke farklılıklara tahammül edemeyen, hoşgörüsüz bir ülke olup çıktı. türkiye'de eşcinsel olmak zordur, hem de çok zordur. savaşımız devam edecektir, bu halk bir gün öyle ya da böyle eşcinsellerin toplumdan silinmeyeceklerini, var olduklarını, özgürlüklerini sonuna kadar yaşama haklarının olduğunu kabul edecektir, kabul etmek zorundadır. etmiyorsa bir zahmet bir daha kimse ağzına hak, adalet, özgürlük gibi kelimeleri almasın. öyle hakkın, adaletin, özgürlüğün taa...
türkiye'de sanki kadını da erkeği de çok rahat , huzurlu ve hak ettiği değeri görüyor da bir de eşcinselleri düşüneceğiz . maalesef herkes eşit haklara sahip siz de dahilsiniz . sadece diğer insanlar gibi saygı görmüyorsunuz o kadar .
yurtdışına çıkabilmek için damarınızın üç yerinden delinmesi demektir.
" sağlık raporu alman gerekiyor" diyor arkadaşım. " benim hiv olmadığına dair raporum var, yeni yaptırdım" diyorum. " tamam o zaman" diyor. götürüyorum raporu, kabul etmiyorlar. üç ayrı test daha gerekiyormuş. onları da yaptırıp devlet hastanesine sağlık raporumu almaya gidiyorum. test sonuçlarını koyuyorum önüne. hiv negatif belgemi de koyuyorum. iki ayrı test var elimde, ikisinde de tüm sonuçlar negatif. kadın önündeki kağıtları imzalıyor ve ben soruyorum, " tamam mı?", " tamam" diyor kadın. kafasını kaldırıyor, suratıma bakıyor ve iki dakika sonra kan tüpünü veriyor elime. " celal ..... 571xxx" yazıyor tüpün üstünde. belgelerim elimde, bir hafta olmuş. olmaz. neden olmaz? tipim mi kayık? biraz önce oluyordu ya hani. neyse diyorsunuz ve veriyorsunuz kanınızı. sonuçları ne zaman alacaksınız? 3 gün sonra. mükemmel bir işleyiş.
...
askere gidebilmek için porno film çevirmenizin gerekmesi demektir.
neyini açıklayayım? askere eşcinsel olduğunuzu söylersiniz, " görsel olarak ikna etmeniz lazım" der. çevirmezseniz ne mi olur? doktorun biri elini arkanıza sokar ya da askere gidersiniz. budur aşağı yukarı. askerde başınıza gelecekleri doktor da bilir ama umursamaz. neden mi? siz eşcinselsiniz.
...
18 ay askerlik yapıp sevdiğiniz insanla evlenememektir.
devlete olan yükümlülüğünüzü her şekilde yerine getirip, sevdiğiniz insanla evlenebilmek için yurtdışına gitmek zorunda olmanız demektir. verginizi verirsiniz herkes gibi, askere gidersiniz. ve bırakın evlenmeyi sevgilinizle sokakta el ele bile tutuşamamak demektir. polisler tarafından kötü muamele demektir. tıpkı otobüste, tıpkı sokaklarda, tıpkı restorantlarda olduğu gibi.
...
sokakta yürürken tüm gözlerin sizde olmasıdır.
yanınızda sevgiliniz olmadan, aşırı makyajsız olsanız bile yanınızdan geçen herkesin size " ıyy" diyen gözlerle bakmasıdır. iftar için evinize giderken sakallı bi amcanının sevgilinizle size " yanacaksınız" demesini anlamaya çalışmaktır.
...
türkiye' de eşcinsel olmak copla tecavüze uğradığınızda zevk aldığınızı sanan sapıklarla her gün aynı havayı solumak zorunda olmaktır.
biraz zor olan olaydır. ama ben olaya türkiye diye ayrım yapılmasına karşıyım. sonuçta hollanda dışında eşcinsellere aşırı müsamaha gösteren bir ülke olmadığını biliyorum ve kanunlar karşısında avrupa'daki çoğu ülkede hele hele hristiyan demokrat partilerin başta olduğu ülkelerde de eşcinsel arkadaşlar aynı sorunları yaşarlar. ha nedir? insanlar orda eşcinselleri biraz daha kabullenmiştir ve bizim özellikle kıro gençliğimizin o rahatsız edici ve linç etmek isteyici bakışları yoktur onlarda. ama artık bir eşcinsele yolda yürürken veya ne biliyim cafe tarzı ortamlarda aşırı bir reaksiyon yok benim gözlemlediğim kadarıyla. dolayısıyla eşcinsel olmak sadece türkiye'de değil heryerde çok zor. allah yardım etsin.