bundan 3-5 yıl sonra alelade bir mesleğe sahip olmaktır. Ulan köye bile tıp fakültesi açtılar.
Ayrıca lisans kısmını okuması çok zor değildir, Zor diyeni taşşaklı okulların taşşaklı mühendisliklerine yollayalım. Test çözmeyle, ezberlemeyle, sonrasında da internlikle okul okuyoruz çok zor yeavv denmez. Zordur, ama üniversiteden üniversiteye zorluk derecesi değişir. diğer sayısal bölümlerinin üniversiteden üniversiteye değiştiği gibi.
Her yere lisansı açıldığı gibi uzmanlığı da açılmıştır, Artık uzmanlığı kazanması da zor değildir.
bu ve benzeri yeni üniversitelerden çıkan doktordan da olsa olsa hademenin bir üst seviyesinde doktor olur. eee doktorlar çok maaş alıyor, özel sektör ve hükümet bu işe el atıp doktor enflasyonuyla yandaşlarına para kazandırması, hastanelerle alakalı açıklarda açıkları kapatması lazım. Bugünkü hallerine şükredecekleri, mecburi hizmet olsa da gitsek diyecekleri günler yakın.
Şahsen bu meslek sahiplerine meslek yıllarının 10-20 yıl arasını falan doldurmadılarsa acıyorum, gelecekleri karanlık. hALBUKi NE DE GÜZEL TAŞIYORLAR GURURLA pratisyeni bile doktorluk payesini.
Ayrıca Türk doktorlarının çalışma koşulları ağırdır ağır olmasına ama, Türk işçisinin, mühendisinin, öğretmeninin de koşulları ağırdır. Bir de üstüne üstük bir halt bilmeyen yeni mezun pratisyenin mezun olduğu okula bakılmaksızın aldığı parayla en iyi üniversiteden mezun olmuş mühendisin (ki hemen hemen hepsi tıpa, hele de bu koşullardaki köylerde bile olan tıpa sikini taşşağını sallaya sallaya girebilecek çocuklardır) aldığı maaş arasında uçurum vardır. O yüzden meslek olarak "az para alıyok yav" demesinler. "Türkiye'deki bütün iş grupları az para alıyor! buna bir dur demek lazım!" desinler, desinler ki asgari ücretle çalışan adam, öğretmen, mühendisi de arkasına alıp meslekler arası bu ve benzeri tartışmaları yok ederek birlik ve beraberlik içerisinde bu düzeni değiştiremeseler de objektif şekilde sesleri çıkabilsin. Şahsen ben mühendis olarak, Öğretmen'den, doktora, oradan en basit taşeronda çalışan postacıya bu söylemleri her yerde dillendirmeye çalışıyorum. Benim sikimde mi yoksa taşeron işçinin dramı? yo tam tersi, taşeron demek firmaya kazanç demektir, firmaya kazanç demek de kendimi daha da gösterirsem doğrudan bana kazanç demektir (kapitalist hülyalara bak be)
Neyse kimse kendini çok ayrı yerde sanmasın, Türkiye'de bütün meslek dalları batağa saplanmış vaziyettedir. Yine beterin beteri var diye bir örnek vereyim, geçenlerde tersanelerin birinde bir patlama oldu, ölüm de oldu. O patlamadan bir gün önce ben o tersanedeydim işte. hatta diğer mühendis arkadaş da "lan bak burada şu öldü", "şurada bu öldü" diye anlatıyordu bana, ertesi gün yine "orada şu öldü" oldu. O patlamadan sonra da bir meslektaşımız haksız yere tutuklandı.
not: ben hayat kurtarıyom haa ayrı yerdeyim ama diyenler varsa, Öğretmen de hayat inşaa ediyor? Mühendis o hayatın yaşanacağı dünyayı inşaa ediyor?, Postacı faturalarını getiriyor, belediye işçisi senin attığın çöpleri süpürüyor, madenci elektriğini, ısınmanı ve nicesini sağlıyor vs vs vs. bunlar olmasa hayat kurtarsan ne olur kurtarmasan ne olur? Düşünmeyi bilmeyen, mağarada yaşayan adama doktor ne gerek.
geçen gün işyeri temizlikçisi aynen şunu dedi" hurama ağrı dikiliyo" doktorun yerine koydum kendimi "sen onca sene latinceyi, ingilizceyi bünyeye sünger gibi çek, onca sınavları geç, doktor ol göreve başla halk dilinden kal olacak iş değil arkadaş."
valla zor iş doktorluk.
geçen gün işyeri temizlikçisi aynen şunu dedi" hurama ağrı dikiliyo" doktorun yerine koydum kendimi "sen onca sene latinceyi, ingilizceyi bünyeye sünger gibi çek, onca sınavları geç, doktor ol göreve başla halk dilinden kal olacak iş değil arkadaş."
valla zor iş doktorluk.
son madde şaka ya da ajitasyon değil usta. hekimlerimiz sadece mesleklerinden dolayı hasta ve yakınları tarafından sözlü ve fiziksel saldırıya uğruyor. bir iki hafta önce istanbul bostancı ağız diş sağlığı merkezindeki bir hekim polis tarafından karakola götürüldü. dilekçe var mı, yok; mevzuat var mı, yok; hukuk dahilinde herhangi bir uygulama var mı, yok. adam kaçırmak değilde nedir bu? daha bugün gaziantep devlet hastahanesinde uzmanlığını yeni almış bir cerrah bıçaklandı ve daha bir kaç dakika önce öldü.
siz bu ülkedeki hekimlere sallamaya devam edin. dünyanın hiç bir yerinde bu kadar rezil koşullarda hala daha canla başla çalışan başka hekim yok. ama gene de merak etmeyin, bu paragöz, kendini beğenmiş lavuklar sizin için uğraşmaya devam edecekler, tüm hayatları boyunca. gerçi öldürünce biraz zor oluyor tabi.
uğrunda çok şeyden vazgeçmek , saatlerini çalışarak heba etmek ve çok yorulmaktır.Tek tesellisi idealine ulaşmış olmak ve insanlara yardımdır.Kefeye koyup kıyaslandığında hangisi ağır basar bilemiyorum.
uzman olunamiyorsa ne karizma ne para sahibi olamamaktir. ancak iyi bir uzmanlik ile paraya ve hakedilen sayginliga ulasabilmektir. bu da yine edinilen uzmanligin ne kadar iyi olduguna bagli. velhasili kelam dunyadaki diger saygin mesleklerin turkiyedeki akibetine ugramak ve hakettigini bulamamaktir.
mülkiyeliler çekememeleri ile zorluk çıkardıkları için doktorlar, 2 sene az okuyup kaymakam, hakim, savcı olmak varmış diyerek gevrek gevrek gülerken mesleklerinin manevi hazzını yaşamaya kendilerini bırakırlar.
35 yasina geldiginde ogrencilik hayatinin henuz yeni yeni bitmis olmasi ve halen bir maasinin olamamasi demektir. ilerleyen yaslarinda serefinle calisip alacagin maasla yetinemeyip, ortama uyup, cevrene uyup serefsizlik yapmaya meyilli olmaktir. okudugun yillarin, emeklerinin karsiligini alamamaktir. sanildigi gibi kolay degildir. herkese guzel degildir. ya surundurur, ya sefa surdurur.
Beyaz önlük giyip steteskop taktıktan sonra, kızların, "aaaayyyy bak doktor bu çocuk biliyor musuuuuuun" diyerek acayip bi hal oldukları ve yanına gittiğinizde inanılmaz sulanmalarından ibarettir. **
ssgss'den sonra yasal olarak hastaya müşteri gözüyle bakmaya mecbur bırakılmaktır**. sağlık sektörünün özelleştirilmesi ile yavaş yavaş işçileştirilmektir. (işçi derken maaşın düşük olması kastedilmiyor; sözleşmeli çalışma koşulları, performansa göre para almak gibi şeylerin yaratacağı işçi-iş veren sistemi kastediliyor.)
iş yeri sahibi olmadan, ticaret yapmadan en iyi parayı kazanmaktır. zira doktor maaşları inanılmaz astronomiktir. mesela istanbul piyasasında kadın doğum uzmanları, yarım gün çalışarak 10 milyar kazanabiliyorlar. bu sadece maaşları. yaptıkları doğumlardanda bir o kadar kazanabiliyorlar. dahiliye uzmanları ortalama 8 milyar kazanıyorlar. iyi bir genel cerrah 10-15 milyar kazanabiliyor. bir pratisyen hekim ise 4.5-5 milyar kazanıyor. bu rakamlar ortalamadır. alacakları maksimum fiyat değil, kazandıkları ortalama para. ayrıca en saygın mesleklerden birisidir doktorluk. velhasılı bu devirdeki en iyi meslek doktorluktur.
çok zordur, hele uzman hekimsen. okulu oku bitir, uzmanlık yap filan derken yaş oluyor 27-28.ondan sonra bir de askerlik yap, o yaştan sonra. askerlik yapan için zor olmasa da,bekleyen için zor. *
akp hükümetinin "hasta hakları cart curt" diyerek heeeer türlü şeyi yapma hakkı verdiği hastalar, doktorların tepesine çıkmıştır..
hani eskiden bir saygı vardı.. doktor.. ne demek.. onca yıl okumuş, emek vermiş..
şimdi ise kafası bozulan hasta doktora istediğini yapma hakkında.. buymuş hasta hakları..
gecenin bir yarısı nöbetçi doktorun odasını basıp, onu tehdit edebilir.. -e hasta hakları-
çocuğu muayene eden doktora ana avrat küfredebilir. -e hasta hakları-
doktor sesini çıkaramaz. - e hasta hakları-
başbakan doktor düşmanıysa, halk nasıl olsun?
değil mi..
kendisine muhtaç olan diğer insanları* küçük görmek, her fırsatta azarlamak, kazandığı parayı yeterli görmeyip işini ciddiye almamak, ilaç firmalarini sonuna kadar sömürmektir.**
askeri doktorsa; sivile geçip parayı kırmak için anormal kilo almak, tsk'dan atılmaya çalışmaktır.*
öğrenciyken;
türkiye'de doktor olmayı, iyi bir üniversitede eğitim alarak seçmişse, psikolojisini bozacak kadar ders çalışmak, basiretsiz hocalarının hakaretlerine maruz kalmak, tatili ders çalışma fırsatı olarak görmek, asosyalliğin uç örneği olmaktır.**
bir kitaba 300 lira vermek, tus için dershanelere 7-8bin lirayı gözünü kırpmadan vermek zorunda olmaktır aynı zamanda.*