sadece türkün değil aklı selim insanların aklını fazla kurcalamayacak olaydır. gol yememek için götünü yırtan takımın türkiye karşısında 90 dakika kalesini savunup bir de üzerine gol atabilmesi ancak aybars lebib'in düşünebileceği birşeydir.
türkiye'nin ispanya'ya yenilmesi kadar doğal karşılanabilir durum. zira türk milli takımı için küçük ya da büyük takım farketmiyor. en güçlü ülkelere kök söktürürken en basitinden takımlara yenilmesi, en azından puan kaybetmesi normaldir benim açımdan. bu milli takımın bence en büyük zaafıdır. milli takım her zaman kendi oyunu oynayan bir takım değildir, yani bir standardı yoktur. rakibe göre oynar futbolunu. e bugün "ermenistan'ı hafife almayacağız" şeklinde açıklamalarda bulunsalar dahi sahaiçinde yapacaklarını göreceğiz. ben ermenistan'ın bugün değil bizi yenmesine, gol atmasına bile ihtimal vermiyorum ki; umarım göd olmam.
Türk milli takımı bir çok kez küçük takımlara yenilip bizi üzmüştür, fakat bu ihtimali düşünmek için yeterli bir gerekçe değildir o yenilgiler. milliler mutlaka kazanıp bu iddiayı çürütecek.
bir gazetemiz yazmıştı, uri geller'in isviçre halkına türkiye'yi yenecekleri konusunda telkin vermesi üzerine gazetemiz " eğer iş uğurlara ve telkinlere kalırsa 70 milyonun dualarıyla kimse baş edemez !" demiştir.
tv başında herkesin mehmet, olacağını düşünürsek göz önünde bulundurulmaması gereken iddia.
aslında uludağ sözlük sözlük siteleri arasında iyi bir yere konumlanmış başta. ayarlar alnıyıor, veriliyor falan. çok güzel herşey. ve derken birden bire saçmasapan yazarlar doluşmaya başlıyor sözlüğe. ilkokul diploması alamayacak düzeyde adamlar bunlar.sözlüğe önerme şeklinde başlık açılmayacağını anlamamışlar falan.
neyse işte başta bu adamlar başta iyi kötü tolere edilebilirken birdenbire sayıları artıyor. amdan götten başlıklar açmaya başlıyorlar falan. sonrasında sol frame iyice panayır alanına dönüyor. iyi yazarlar da "eeeh sikerim böyle aşkın ızdırabını" deyip çekip gidiyorlar.
derken ben sıçrayarak uyanıyorum.şakaklarımdaki, alnımdaki damarlar kocaman olmuş, yırtılacak gibi zonkluyor. bu kabus beş gün boyunca her gece beni yokluyor. eğer bu bir tesadüf değilse ki olamaz uludağ sözlük siki tutacak gibi duruyor.
kabus... ama gerçek olacakmış gibi bir his var içimde. tam bir haftadır aynı amansız senaryo peşimi bırakmıyor bir türlü, görüyorum... ansızın yataktan fırlıyorum. sırtımdan soğuk ter damlaları baksırıma çağlayan olup akıyor. baksırın arka kısmı ıslak ıslak...
aslında türk takımı maça iyi başlıyor. sağlı sollu ataklarla oyunu forse ediyor ilk onbeş dakikalık bölümde. sonra servet gereksiz bir faul yüzünden sarı kart görüyor. takımımız baskılı oynamaya devam ederken bir kontra top... ve servet ikinci sarı kartı alıyor. türk milli takımı on kişi. dakika 29.
sonra parametreler tersine dönüyor. ermeni takımı kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaya başlıyor türk takımıyla. ardı ardına iki gol görüyor volkan kalesinde. herkes birbirine kızıyor, volkan sinirli, hatlar arasında kopukluklar moralman çöküntü, ermeni taraftarlar çıldırmış... ambiyansı anlatabilecek kelimeler türkçe'de mevut değil. ilk yarı bu skorla sona eriyor.
ikinci yarıda oyuna oyuncu değişiklikleri ile başlıyoruz. kan değişikliği de yaramıyor, aşı tutmuyor. servet'in hatasının faturası ağır oluyor. ortaya konulan futbol vasatın üzerine çıkamıyor. ermeni orta sahası, oyuncularımızı kısa paslarla ayağa oynayarak yoruyor. resmen harakiri yapıyor bizim çocuklar. ermeniler amiyane tabirle veriyorlar ayarı, veriyorlar küsküğü, kütürdetiyorlar kaseyi, salıyorlar kobrayı, parçalıyorlar cıvırı, koyuyorlar çocuğu. kontraktan bir gol daha buluyorlar...
derken ben sıçrayarak uyanıyorum. şakaklarımdaki, alnımdaki damarlar kocaman olmuş, yırtılacak gibi zonkluyor. bu kabus beş gün boyunca her gece beni yokluyor. eğer bu bir tesadüf değilse ki olamaz a milli futbol takımımız ermenistan takımı karşısında hezimete uğrayacak gibi duruyor.