türk kelimesinin evrimleştirildiği organizasyon. türk spikerler tarafıdan ısrarla turkish denmeye devam edilmektedir. ingilizce söyleyince insanlar kendilerini marjinal zannediyorlar galiba.
Çıldırmış taraftarlarla, salonlardaki sıcak havayla, takım oyunuyla nba'e 5 basan ligdir. Ilgiyle takip ediyoruz. 2011-2012 sezonunda, istanbul'da gerçekleşecek final four sonunda ipi cska'nın göğüsleyeceği kanısındayım. Umarım takımlarımızdan en az birini final four'da görürüz.
bu sene fenerbahçe ülker'in a grubunda Olympiacos, Caja Laboral, Bizkaia Bilbao Basket, NGC Cantu, Sluc Nancy Basket; efes pilsen'in c grubunda Real Madrid, Maccabi Electra Tel Aviv, Partizan Belgrad, EA7 Emporio Armani ve elemelerden gelicek bir takımla mücadele edecek.
fenerin grubu efesinkine oranla daha kolay gözükmekle beraber, fener yunanlarla grup birinciliği için çekişip ikinci olur, ancak efesin ikinci olması çok zor gözüküyor. maccabi eski maccabi olmasada gene iyi bir takımi ayrıca bence bu sene partizan için ilginç geçicek. tabi dileğimiz her iki takımımızı da final four'da görebilmek. aslında fenerin kadrosu tam son dörtlük ama efesin de ufuk sarıcası var. heycanla bekliyoruz.
not: efes pilsen yerine anadolu efes yazmaya gönlüm elvermedi, zira biz efes'i hep pilsenle sevdik!
türkiye'de pek kimsenin dinamiklerini bilmediği lig. euroleague genel anlamda savunmaların çarpıştığı ve sezon içinde bu ligi pek bilmeyenlerin bir maçla "aa şampiyon oluyoz lan galiba" dedikleri bir ligdir. ama işler pek öyle göründüğü gibi olmuyor pek. bu sezon da fenerbahçe ülker için şampiyonluk şarkıları söyleyenler var. biraz gerçekçi olmak lazım bazen. bu sezon bu ligin babaları olympiacos, panathinaikos ve regal fc barcelona. şampiyon da bu 3 takımdan biri olacak. ama 14 sayı diyip gelmeyin bana. final four'daki 60 sayılık maçları görünce anlayacaksınız ne demek istediğimi. bunun dışında burada gerçekleşen ve 65-60 biten bir maçı nba'de biten 5 adımlık stepslerin çalınmadığı, yıldız oyuncu koruma diye salak bir nanenin olduğu ve 130-124 biten bir maça tercih ederim.
türk hava yolları yöneticelerinin ve özelleştirildikten sonraki sahiplerinin yabancı uyruklu olmaları sonucu, atılım üstüne atılım gerçekleştirerek son dönemlerdeki sponsorluk anlaşmalarına bir yenisini daha ekleyen kurumun bir başlka icraatıdır. daha önce neden bu kadar pasiftiler sorusu akıllara gelir. nede olsa türkler tarafından yönetiliyordu cevabıda akabinde gelir.