"balık" kelimesinin kökünü 'ba' olarak gösteren ve sınıfça yapılan itirazlardan sonra bu kökün * üzümdeki "bağ" olduğunu söyleyen, "hocam yumuşak ge nerden geldi?" sorularına da "haklısınız galiba. ben şunu bir araştırayım." şeklinde cevap veren pek takdir edilesi hocamla geçirdiğim derstir. kendisi türkçe öğretmeni olduğunu iddia etmekle birlikte * derslere de girmiştir. **
türkçe'nin diğer dünya dilleriyle karşılaştırıldığı vakit üstünlüğünün, yani bir yerde akraba bağlarının kuvvetli olduğu türk insanının her yakına bir sıfat belirtme ihtiyacı duyulduğunun anlaşılması.
misal; teyze, amca, hala, dayı, yenge, bacanak, baldız, elti, enişte, dünür vb...
bir başka lisanda bu denli farklı sıfatların bulunmaması türkçe dersinden akılda kalanlardan sadece biridir.
kadın türkçe öğretmenlerinin çoğunun, fahişelerden bile vicdansız ve şerefsiz olması. dilbilgisi'nden doğal olarak not kıramazlar, ama kompozisyon ve okuduğunu anlama'dan o kadar iyi not kırarlardı ki. ortaokuldayken 60'ın üstünde not alamamışımdır türkçe'den. selma tutu ve gaye subasi! allah sizin belanızı versin!
zincirleme isim tamlamasıdır. tamlama varsa, cümlede altını çizip yazmanın öğretmen kişilerin takıntısı olduğu zamanlar. bulunur hem zamandan hem de yerden tasarruf etmek için kısaca yazılırdı. z.i.t.
uzunca zincirleme isim tamlaması. işkence olsun da şekli farketmez.
(bkz: z.i.t.tir git)
fazla bir şey hatırlamayan kişilerin olayı şu sekilde anlatabileceği.
--spoiler--
başlığı görünce oha falan oldum yanee ama ben gerjektende bişşi hatırlamıyorum fılan yane. biz kankişlerimle arka sırada fılan otururduk böyle tiçırda ders fılan kasardı. kendıma gelijem diye baya uğraştım sonra bahçeliye gittık arklarla. ayrıca sıkıldım msne gel asl pls.
--spoiler--