mesai başlangıç saati 8.30 tur fakat asla 8.30 da işte olunmaz en iyi ihtimalle 9 9:30 da işe varılır.
öğlen yemeği saati 12:30 fakat saat 12 de acıkılmıştır ve aç karnına çalışılmaz.öğlen yemeği 13:30 biter ama bir çay, sigara içmeden işe dönlür mü konsantre olamaz insan mazallah.
18:00 paydos saatidir fakat 17,17:30 gibi çıkmaya hazırlanmak gerekir ne de olsa bütün gün çalıştık işimiz kaldıysa eğer yarın erken gelir yaparız nası olsa di mi canım ama..
eğer maaşlı bir işse uzun uzadıya önraporlar hazırlanır sanki çok iş yapılacakmış şirketi birden 10 kat kara geçirilecekmişçesine yazılarla grafiklerle şekillerle doldurulur. önemli olan yazılanlar değil raporun ne kadar kalabalık ve çok sayfalı olmasıdır. ardından anlatılanın 10da biri iş yapılır ve patronada kendini bu projeye adamış gibi yapılır. sonrasında yan gel yat.
hızlı koşan atın boku seyrek olur düsturuyla, yapılacak işi uzatabildiği kadar uzatan, son güne kadar bekleten, öğrencilikte ki ders çalışma işinden, elektrik su faturası yatırmaya kadar her alanda kabul gören tarz.
herkes her konuda uzmandir. herkes herseyi bilir. bilmiyorum veya o konuda fikrim-bilgim yok demek ayiptir. bir konuda bilgi sahibi olmak için bir egitim gerekmez. çunku turk çalisani anasindan her konunun uzmani olarak dogar.
bu yuzden de isler yuruyor gorunur ama saglam sonuca varilmaz.
en sonunda da var mi var cumhuriyeti olup çiktik.
turk gibi basla ama ingiliz gibi bitir deyisine ilham olms calisma tarzidir.
ise hizli, istekli, askli, sevkli vs. baslanir ama her engel ayri bir yilginlik getirir o engeli assan bile. daha sonra isler savsaklanmaya baslanir. kendi isiyse "aslinda en iyisi gidip bi yerde calisan olmak, rahat rahat stressiz calismak gibisi var mi" der ve elindeki nimeti gormez. eger bir yerde calisiyorsa "zaten parayi ben kazandiriyom, ne diye kendi isimmis gibi sahip cikayim ki" der verimliligi duser (dikkat cok calismaz demiyorum, verimliligi duser diyorum)
onemli olan hacimli is yapmaktir deyip karliligi gozardi eden calisma tarzidir ayni zamanda.
konteyner konteyner mal satsin, yaninda bin adet calisani olsun ister. paso piyasayi kirar ve kar marjini anormal indirir. hacimli calistigi icin giderinin de o oranda fazla olacagini aklina getirmez. isletme masraflari en ufak bir durgunlukta belini bukunce cash parasi olan herkese -afedersiniz- domalir. elindekini avcundakini satmaya bakar. kar marji felan hak getire artik.
bu arada domaldigi cash para sahibi yuce insan kimse o da bunun malini en az dorde katlayarak dis piyasalara satar ki genelde bu yahudi ve baglantilari olan bir kimsedir.
o yuzden mesela turkiye'de cikan dogal taslar amerika'da en ucuz fiyata giderken, israil'in cok az farkli taslari en az 8 katina satar. tabii israil'li ticareti bilmedigi icin(!) dusuk fiyata mal satip volume yapmayi aklina getirmemistir hic! birbirlerinin fiyatini da kirmamislardir. israil'den cikan tasi satmak icin israilli 3-5 sirket aralarinda anlasir; 5 sirket varsa bu isi yapan, her sene biri 9 lira fiyat verir digerleri ise 10 lira fiyat verir. her sene o 9 lirayi veren sirket oturtur piyasalari kucaga. diger sene o da 10 lira fiyat verir ve sirasi gelene kadar 10 lirada kalir.
sınav gibi bişey söz konusu ise, çalışma alışkanlığı yumurta kapıya gelince prensibinden oluşur. tüm konular, sınavdan en geç bir gün önce başlanır, panikle karışık herşey zorla ezberlenir. sınavdan 15 dakika sonra da hiçbişey hatırlanmaz. bir sınav daha böyle geçer, darısı diğerlerinin başına diyerek gezilir tozulur, uludağ sözlüğe entry girilir. tecrübeyle sabittir
-7:30-8:30 mesai başlangıcı ama ipleyen yok dairede, odacı ise bilgisayar başında sörf yapmakla meşgul.
-11.30 öğlen namazı izni, cami uzak olduğundan gidiş geliş kabustan çok şölen.
-1:30-4.00 işler bitmiş, günün yorgunluğuyla(hangi yorgunluksa) eve dönüş.
türkün tüm yeteneğini sergilediği çalışma tarzıdır. sadece türklere özgüdür.
dünyalılar bir elinde telefon, hem bilgisayarda birşeyler kurcalayıp hem de birbirinden gıcık fizik soruları çözemez çünkü. *