haber iş sendikası ile işveren arasında 29 mayıs 2007 tarihinde başlayan görüşmelerin bir sonuca bağlanamaması üzerine sendikanın 16 ekim tarhinde grev kararı almasıdır. işvereN, telekom bünyesinde çalışan sendikalı işçilerin maaşlarını teşoron işçiler seviyesine çekmeye çalışmaktadır. kazanılmış hakkın geri istenmesi anlamına gelen bu talebin kabul edilmesi mümkün değildir. özelleştirme karşısında direnen türk telekom emekçilerine medyada çirkin bir karalama kampanyası yürütülmekte ve teknik altyapının işçiler tarafından tahrip edildiği öne sürülmektedir. kapitalizmin vahşetinin son dönemdeki en güzel örneklerinden biri olan bu suçlama nedeni ile 72 telekom işçisi gözaltına alınmış, onlarcası hakkında soruşturma başlatılmıştır. kamuoyuna grevin telekomu uğrattığı zararlar yaldır yaldır anlatılırken, emekçilerin ne istediği, dertlerinin ne olduğu önemsenmemiştir. türk telekom işçisinin onurlu tavrı lekelenmeye çalışılmıştır. grev emekçinin yüzyıllar süren mücadelesi sonucu hak ettiği kazanımdır. özelleştirme ve taşeronlaştırma ile bu hakka tecavüz edilmektedir.
devlete sırtı dayalı insanların işlerine gerekli önem vermediği, hakkettiğinden fazlaca para aldıkları reddedilemez bir gerçektir. bu yüzden özelleştirme ile çalışanlar istemeseler de işlerini iyi yapmak zorundadırlar. bu da bazı kesimlere dokunmaktadır.
türk telekom yönetimi sendika üyesi olmayan çalışanlara (kapsam dışı çalışan) sendika üyesi olan çalışanlarda daha fazla ücret vererek işçileri sendikasızlaştırmayı hedeflemekteydi. sendika ile toplu sözleşme hakkı kazanan çalışanlar ise sendikalarına sahip çıkma adına grev kararı aldılar ve bir çok çevreden destek almalarına karşın grevin ne kadar amacına ulaştığı tartışılabilir.
şöyle ki, grev süresince grev kırıcı faaliyetlerle grevi etkisizleştirmeye çalışan türk telekom yönetimi bu amacında faydalı olmuştur diyebiliriz. çünkü yönetimin teklifi ve üzerinde uzlaşıya varılan teklif hemen hemen greve gitmeden önce sunulan teklifle aynıdır. ama sendikalarına sahip çıkan işçiler, grevle tüm emek sınıfına örnek olmuşlardır.
grev kırıcılığı faaliyetlerin alıp başını yürüdüğü grev olmuştur, yazıktır. 2822 sayılı toplu sözleşme, grev ve lokavt kanununa göre grev kırıcılığı yasalarla yasaklanmıştır. grev kırıclığınu bilmeyenler için bir bakalım neymiş: grev kırıcılığı, grevde olan işçilerin yapması gereken işleri grevde olmayan diğer işçilere ya da taşeron işçilere yaptırma anlamına gelmektedir. eğer, grevde olan işçilerin işleri birileri tarafından yapılıyor olsaydı grev anlamsız bir faaliyet olurdu. şöyle ki, grevin amacı işçinin üretimden gelen gücünü kullanmasıdır.
haber-iş sendikası grev başlamadan önce tüm üyelerini uyarmış ve ekmek kapıları olan yere zarar vermemeleri gerektiğini söylemiştir. sabotaj olayları hala iddia konumundadır, durum yargıya taşınmış ve davanın sonucu peşin hüküm kararlar verilmemesi adına beklenmelidir.
tabi tüm olayları pek tarafsız(!) olan ana akım medya kuruluşlarından takip eden kişiler için, sabotaj yapmışlar işte, grevde neymiş, alıyorlar 2000 ytl maaş otursunlar oturdukları yerde gibi söylemlerde bulunmalarını normal karşılamak da gerekir.
