imkansız gibi bir şey olandır. ev hanımı da olsa, hayat kadını da olsa anne nasıl anneyse, bu değişmez bir gerçekse vatan da vatandır, soğumak mümkündür bu tamamdır ama nefret etmek asla. sen ben nefret ederse, kendi evlatları bunu derse elin gavurları aramızı da açar, savaş da açar efendim.
almanya'da başıma gözlemlediğim bir hadiseyyle örnekleyerek durumu açıklamak istiyorum.
slogan: "dünya üzerinde ancak bir türk elinde soğanlı dürümle belediye otobüsüne biner" bu abla elinde soğanlı dürümüyle mutlu bir seyehat halindeyken bir otobüs insanı katletmiş kişidir. üstelik kendisi, üstünde renk cümbüşü kıyafetiyle, memelerim dizimde pazar çantam elimde şeklinde salınır. iki çocuk sahibi bu abla sürekli çocuklarını itip kakarken dürümünün nadide parçaları otobüse yayılır. bu durumu gördüğümde türk olmaktan çok utanmıştım.
Türk olmakatan değil insan olmaktan bile nefret edilebilir bu topraklarda,fakat yinede yaşamayı seviyoruz bu topraklarda çünki ilk burada aşık olduk,burda öğrendik,burada kaybettik,solcu olduk sağcı olduk çok sıkı kavgalar ettik.Evet öyle anlar geldiki nefret ettik türk olmaktan hatta insan olmaktan çünki canlı yayında izledik insanların bir otelin içinde cayır cayır yanmasını,gazetelerde gördük maraştaki,çorumdaki katliamları..Yeri geldi biz dövdük askerinin ölmemesi için eylem yapan gençleri,biz dövdük Ahmet kaya tişötü giyen gençleri ve yine biz vurduk aydınlarımızı ve kınadık ermeni vatandaşı için duyarlılık gösteren insanları..insan utanıyor utanmıyor değil keşke tek türk olmaktan utansak, insan "insan"olamamaktan utanıyor...ve nefret ediyor insan "insan" olmaktan keşke kelebek olsak tek derdimiz ölmeden önce son bir kez uçmak olsa.
Türk olmayan genetik olarak olsa da gerçek anlamda türk olmayan sadece türk vatandaşı olan insanların başına gelebilecek anlardır.
Hiç bir şart ve koşulda utanılmaz. Aksine Atatürkün de her defasında belirttiği gibi gurur duyulur.
(bkz: Ne mutlu türküm diyene)