hepimiz ermeniyiz gibi bölücü sloganların atıldığı yurdumda sistemli provakasyon her ortamda tüm hızıyla sürrmektedir. sanal ortamda da. hem de klavyenin arkasna saklanan klavye başı delikanlılarının sayıları da azımsanmayacak derecede çoktur.
bir halkı eleştirmekle ona hakaret etmek arasındaki farkı** göremeyenlerin bunu izah etmeye çalışanları hala "ulen ne demek istediğimi hala anlamadılar, demek faşist bunlar" diyerek savunmaya çalıştığı saçma söz öbeği..
vatan millet sakarya edebiyatımızı bir saatliğine bırakıpta türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde türkiye cumhuriyeti yetkililerinin hiç bir sözünün geçmediği bölgeleri bir düşünsek yada elimizin altındaki internetten şöyle bir arama yapsak "türkiye deki yabancı üsler, türkiye de ki free zone lar" bazı gerçekler görülebilir mi. o zaman düşünülür mü acaba yapılan bir eleştiriye 12 eylül zihniyetiyle değilde aydın türkiye'li ziyniyetiyle bakmak. ama aydın dememek lazım çünkü aydınlar omurgasızmış bakanımız söyledi.
türk ogün samast çalış güven çok ağır bir ithamdır gerçekten (ki bunu kabul etmek bir türklere hakaret gibi gelmelidir(geliyor)) ancak bunu bile söyletebilecek zihniyetin coğrafyamızda var olduğu her halimizden bellidir.
edit: kahin değiliz ama nedense biliyoruz var olduklarını.
norolog bir arkadaşım var o söylemişti, korteks'in üstünde beyin kabugu varmış. burası gelişmeyen insanlar inatçı ve anlama güçlügü çeken insanlar olurlarmış. yani toplumda IQ sorunu çeken insanların temel sorunu bu.
hadi kabuk gelişmedi diyelim, içindeki beyin de kendi çabalarıyla olsun az da olsa gelişir yahu.
afferim sana. bravo sana. yıldızlı 5 + pekiyi. atatürk'ün sarfettigi türk öğün çalış güven sözünede bi kulp taktınya süpersin. eğer böyle gidersen bir milyon ışık yılı ötesinden androidler gelip seni galaxynin enteli ilan edecekler.
1-) atatürk o lafı hangi amaçla söylemiş ?
2-) kim bilir sen o lafı oturdugun yerden hangi boyutla anladın
3-) o lafın içine samast'ı sokmanın amacı ney?
şimdi bu soruların cevaplarını arayalım.
birincisi... ulu önder "türk" derken kendini türk hissedenlere seslenmiştir, "öğün" derken türklügünle degil yaptıklarınla öğün demiştir, "çalış" derken "diğer medeniyetlerin gerisinde kalma sende muassır medeniyetler seviyesine gel" demiştir, güven derken yaptıklarının ilelebet ayakta kalacagına güven, kendi şahsiyetinden güvensizlik duyma demiştir.şimdi bunları birleştirirsek : "eyy kendini türk hisseden insan.diğer medeniyetlerin gerisinde kalma sende muassır medeniyetler seviyesine gel. 'acaba ben yapamıyormuyum' diye düşünme 'acaba türkiye yıkılacak mı' diye düşünme kendine güvenmeye ve çalışmaya devam et" nokta.
ikincisi... gelişmemiş beyincik burada "türk" derken ortalıgın anasını beceren barbar herkesi katleden insanı kastediyor. çok basit bir mantık yürütelim şimdi. bu ülkede fethullah gülen'e hakaret eden bir kişi dışardan bakıldıgında ilk akla gelen özelligi laiktir dogrumu? doğru..aynı simetriyle burdada türklüğe hakaret etmek aydınlıgı ve demokrasiyi akla getiriyor.uyanık bi kaç tane çakal (bunların hepsine hoşçakal deyip ebediyete yollamak lazım da neyse) bunu kullanarak populerizm'i doruklarında orgazm oluyor.neyse biz devam edelim. şimdi beyincik "öğün" derken hayvan gibi egoist dolu, "herkes ölsün türkler yaşasın" satırlarını anımsıyor. "çalış" derken faşistlik yolunda çığ gibi büyümeye çalış anlıyor. "güven" derken "katledecegin insanlardan pişman duyma haklısındır" tümcesini anlıyor. bunları bir araya getirip cümle kurmaya gerek yok. çünkü tek tekken bile ele zor geliyor
üçüncüsü... kahraman beyincigimiz buraya "samast" kelimesini zerk ederek, aklı sıra türklerle katilleri özdeşleştiriyor. görenlerin "aaa biz ne kötüymüşüz yaaaaa" demesini amaçlıyor. türklerin kendisini "katil" olarak görmesini amaçlıyor.
işte bu düşüncelerle katledilmiş bir atatürk deyimidir. sakın o anıtkabir'den içeri adımınızı atmayın, sakın atatürk'ün adını agzınıza almayın. çünkü o insan size çok uzak çoooooooooooooook.
