çünkü asildir, güçlüdür. islamiyet öncesi göçebe toplumda erkekle eşit sayılmış; kılıç kuşanmış, at binmiş,savaşmıştır. islamiyet sonrasında kadına verilen değerin islam toplumlarında artmasına sebep olmuştur. ibn-i battuta seyahatnamesinde, bir türk ailesini alışveriş yaparken görseniz kocayı karısının hizmetçisi sanırsınız der. "osmanlı kadını" dediğimiz imajın mirasçısıdır. bütün bu kültür ve tarihi arka planın üzerine türk kadını pasif duygusallığı, erkeklere karşı zaaflarını belli etmeyi, erkeğin isteklerine göre hareket etmeyi, cinsel memnuniyeti ifade etmeyi sevmez. sevmesin de zaten.
soğukluğundan değil, bastırılmışlığındandır mesafesi türk kadınının. çünkü daha çocukluğundan susması, "er"ine itaat etmesi öğretilmiştir ona. gelin olurken "gelinlikle çıktığı eve sadece kefenle gelmesi" tembihlenmiştir. erkek milletinden uzak olmalıdır namusu için, kadının kendini çekeni makbuldür, yoksa adı çıkar. dayatmalar kaderidir.