türk yoktur diye birşey söylemediğimi ilk başta söyleyerek sözlük faşizmine saygılarımı sunarım. türklerin ırk olarak karakteristik bir yapı sergilemelerine imkan yoktur. bu ülkede türk'üm diyen insanların biyolojik anlamda ırklarına bakıldığında aslında yeknesak bir yapı bulmaya imkan yoktur. evet bir biyolog veya gen mühendisi değilim fakat insan yaşadığı ülkenin insanlarının genetik anlamda ne olduğunu tahmin edebiliyor.
zaman içerisinde birçok insanla tanışıyorsunuz ve size ta kafkasyanın bilmem nerelerinden geldiğini anlatıyor. bakıyorsunuz adam beyaz yüzlü sarı saçlı renkli gözlü bir adam. şimdi bu adam sapına kadar türküm diyor, sapına kadar da milliyetçi ve hatta faşist. hatta çerkezlerde diğer türklere türklü derler belki bunu duymamışsınızdır. derler ki " birz türküz, siz türklüsünüz". hatta çerkezler ülkemizin kuruluşunda önemli roller üstlenmişlerdir. şu anda da ergenekoncu vs diye tasfiye edilmeye çalışılmaktadır, devlet kadrosundan. olsun nasıl olursa olsun, milliyetçi veya faşist vs. diye kimseyi eleştirmiyorum.
ama bununla birlikte kara kaşlı kara gözlü tıknaz bir yozgatlıda da aynı türklük düşüncesini görebiliyorsunuz. hatta yozgat
e karadenizlisi arkada mı kalır, elbette kalmaz. çepni türklerine az birşey laz, gürcü ve ermeni ilave edilmiş ve karadenizin ağırlığını oluşturan karadenizli vatandaşlarımız da türk elbette ve hem de önde gideninden. yanlış anlaşılmasın türküm demeyi bir aptalca eylem olarak göstermeye çalışmıyorum. sözlerimin sonunda anlayacaksınız mesajımı.
yunan'la da karışmış kıyı egede de, arnavutla-bulgarla karışmış trakya'da da kazanan, baskın çıkan türklük rolü olmuştur. slav gelinleri sarayda başköşeye oturtsa bile kontrolü yüzyıllarca kaybetmeyen bir osmanlıyı biz şimdi osmanlı diye anıyoruz. avrupa onları türk diye anıyordu. hatta avrupa'da müslüman olan kişilere müslüman olduktan sonra türk oldu denirdi. türk olmak bir ırka sığamayacak kadar büyük bir kavram olagelmiştir.
şimdi bana kızacaksınız, diyeceksiniz ki bu ne nick bu ne lahana miki diyeceksiniz. ama kardeşim geçmişe bakınca bunu görüyorsam yazmak suç mu? hatta ben size osmanlı bir imparatorluk değil bir hükümdarlıktır diyeceğim ve hepten zıvanadan çıkabileceksiniz. ama sermayenin vahşiliğine karşı çıkıyorsam tarihsel gerçeklikten uzaklaşmaya da karşı çıkmak istiyorum kendi bilgim çerçevesinde.
kürtler ve zazalar içerisinde milliyetçi olan zaza ve kürtler yok mu sanıyorsunuz. bakmayın siz son 20 senedir bir avuç kuduruk kürdün çıkardığı gürültüye. onların içinde de türk milliyetçileri vardı hala da var ve şu anda da türkiye'de dostça yaşıyorsak onların kendilerini türk olarak görmelerinden ve bizim de türk kelimesini önemli bir ırksal ayırım olarak görmediğimizi bilmelerindendir. bakmayın siz onların kendilerine kürt dediklerine bu kadar türkleşmiş bir kürt binlerce yıldır öznelliğini türkler içinde harmanlamış bir kürt aslında kendine kürt de dese türktür. zaten türk veya türk diye yapılan zoolojik kafeslere ayırma evrimci avrupanın geçmişteki sınıflandırması idi. şimdi kendileri de vazgeçtiler. basit bir örnek vereyim kürt ve zaza'nın türkleştiğine dari. şu anda o sarı kırmızı yeşil renkler yanyana geliyor ya! hani o pkk'nın sembolü ya, kürdistan'ın sembolü ya. o üç renk daha cumhuriyet döneminin ilk yıllarında bile yörüklerce kullanılan bir renkti. nasıl ki kürtler onu şu anda düğün dernek kullanıyorsa yörükler de kullanıyorlardı. toros yörüklerinin bunu düğünlerinde kullandığını bizzat düğününde kullanmış birisinin ağzından dinledim. cumhuriyetin ilk yıllarında evlenmiş bir göçer, yani yörük olan bu zat bu üç rengin o zamanlar göçerlerin, yani yörüklerin hepsinde yaygın bir renk birleşimi olduğunu ve bir nevi yörüklerin sembolü olduğunu söyledi. büyük bir yörük aşiretinin başı olan bu zat sanırım geleneği en iyi bilenlerdendi.
türk ise kürt'le de, ermeni'yle de, yunan'la da karışıp halleşir ve buna rağmen türklüğüne halel gelmez. türk öyle birşeydir, karıştıktan sonra baskın çıkar. çünkü türklük bir roldür. bu rol islamiyetten önce töre'nin devamlılığına dair bir muhafazakarlık rolü iken islamiyetten sonra islamiyet'in devamlılığı ve korunması üzerine bir muhafazakarlık rolü haline gelmiştir. bin yıla yakın islamiyetle haşır neşir olan türkler bu rollerini çok benimsemişlerdir. eser miktarda yahudi ve hıristiyan türkler olsa da türk demek müslüman demektir neredeyse 1000 yıldır. hıristiyan avrupa faşizm ile ayrışmasaydı türkler de gardını almak için türk milliyetçiliği gibi bir noktaya gelmeyecekti. şimdi bundan vazgeçmiş olan avrupa türklerin alanına geri dönmeye başladığında bir anda sahanın asıl oyuncusunun aslında türkler olduğunu gördüler. 1000 yıllık rolün kesintiye uğramışlığının kayıpları olsa da aslında islamın birleştiriciliği altında toplanan türk rolü onun için şu anda ülkemizi öne çıkarmıştır dış politikada. çünkü türk karışmayı sever başkalarıyla ama islamın çatısı altında ve kendi değerleri ile başkalarının değerlerini harmanlayarak.
biz değilmiyiz ki ta dört nala geldik uzak asyadan! ama bunun bir bedeli olması lazım. gelirken çekik gözlü tıknaz adamlardık. kendimizi mi kaybettik bence hayır. şamanizmden gayrısı hep kazançtır. kültürel anlamda bir beslenme damarımızdı şamanizm ama onu da yüzyıllar içinde erittik. birçok milletle karıştık ama hala kendimize türk diyoruz ve geleneklerimizi modernizmin potasında erittik. kimseden üstün olduğumuza dair bir baskı anlayışımız yok daha sübyan birçok internet faşistinden gayrı.
tam anlamıyla ismet özel gibi düşünmesemde yaşamış ve yaşayan türklük rolü fikrinin canlandırıcısı olan ve bilinmesini sağlayan kişi olan ismet özel'e hürmetlerimle.
hiçbir zaman kabul etmeyeceğim iddia. atatürk'e göre de öyle:
"Bu memleket dünyanın beklemediği, asla umut etmediği ayrıcalıklı bir varoluşa sahne oldu. Bu sahne en az 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik doğanın rüzgarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu sonra onlara alıştı; Onların oğlu oldu. Bir gün o doğa çocuğu, Doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu... Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir."
saf ırk kalmadığı için doğru olan önerme. kim iddia edebilir ki dünya üzerinde ben hiçbir ırkla karışmadım diye? yahudiler bile karışmışlardır artık, o kadar kapalı bir ırkın karışması...
göçle gelmiş olmaları iddiası ise bilimsel oolarak hala desteklenememiş bir iddiadır ki iç anadolunun farklı yörelerinde çıkan höyüklerde de bu iddayı çürütebilecek kalıntılar var.
ırkçılık anlayışının ortadan kalkması için desteklenmesi gereken önerme olup bazı noktaların dikkatle düzenlenmesi gerekir. miiliyetçilik anlayışı vatanseverlik olanların destekleyeceği önermedir.
