sağlık sektöründe bulunmayan insanların haklarında yorum yapmaması gereken kişilerdir. televizyonlarda gördükleri doktorları prototip olarak belirleyip her doktorun aynı olduğunu düşünürler. tıp okumanın zorluklarından ve çalışma ortamının zorluklarından bihaber atıp tutarlar. başları sıkışınca yine "türk hekim"lerine gitmek zorunda kalırlar.
futbolcu oynamayanların futbol hakkında yorum yapmamaları gibi bir şey olsa gerek bu insanlar topluluğu hakkında yorum yapmamak "sivil"ler için. mutlaka aralarında çok idealist, görevini layığıyla yerine getirenler vardır. [bu da en büyük ezikliktir. "ya tamam mutlaka iyiler de vardır ama..." ama işte başka türlü laf anlatılmaz. şey gibi kürtlere sayıp söven sonra da "benim de kürt arkaraşlarım var" diyenler...]
hepinizi tenzih ederim. şimdi sayı vereceğim inandırıcı olmayacak. 18.5 tanesi de mi öyleydi? bu da mı gol değil? [küsüratlı sayı verince inandırıcı olmak]. bir tanesinde karakter yoktu o yüzden yarım yazdım. hehe çok komik.
ha bir de böyle sayıp sövüp hastalanınca bunlara gideriz biz. hani akp'ye sayıp sövüp, hem de yönettiği ülkede yaşamak gibi.
tamam ikisi de benim; siz hiçbirisiniz. o zaman akp'ye oy verdin kabul et? hehehe
"bu bilgisayarın son kullanma tarihi geçmiş", "makina üretim hatalı" gibi "bu bebek üretim hatalı yenisini alın", "bu kadın yaşlanmış, bir kaç parçasını değiştirmek lazım" terimlerini kullanamayan insanlardır doktorlar. ya da bir makinayı tamir eder gibi, olmadıysa "söküp tekrar tamir edeyim" deme hakları yoktur. araba tamirindeki gibi ses nereden geliyorsa orayı açayım hakları da yoktur.
daha birkaç ay öncesine kadar sağlık ocaklarında 1000 ytl maaşa talim edip, günde 250 küsür hastaya bakma gibi zor bir eylemi de gerçekleştirenlerdir türk hekimleri. bir insanın sadece günde 250 kişiye "merhaba ,nasılsın" dediğini de düşünmek lazımdır. o bile ne kadar zor iş değil mi? insanın dili yorulur. kaldı ki bu insanlar hem dillerini hem de beyinlerini yormak zorundadırlar.
türkiye'deki her meslek gibi zordur hekim olmak. herkese ayrı ayrı dert anlatmaya çalışmak ve çare bulmak.
yaptıkları "iş"e verilen "görev"e saygı duyulası insanlar topluluğu. ama kendilerine? şüpheli. şöyle ki; sen oto yedek parçacıcısındır. [o nası bi kelime la] senin mesleğine sahip insanların yüzde 30'u şerefsizse kimse "bu oto yedek parçacıların ta.." demez. ama doktorluk gibi "insan" sağlığı ve hayatı açısından direkt temas eden meslek grubunda yüzde 1'lik bir şerefsizlik oranı bile genellettirir. hastalandın. ameliyat olman lazım. 100 doktordan 1'isi işini iyi yapmıyor ve sana o gelirse öleceksin. yüzde 1 küçük bir oran diy mi? hı-hı.
yoksa benim de kürt arkadaşlarım var. aman yoksa çoğu iyidir tabii.
türkiye'de hekim olmak bu koşullarda gerçekten zor...
yoksa kim mantıklı bir açıklamasını yapabilir ki hastanın içinde makas unutmayı!
yada zamanı geçmiş doğumu sırf para uğruna hem çocuğu hem anneyi öldürmeyi!
evet türkiye'de her meslek gibi doktorlukta zor.
yoksa nasıl hastaya siktir çekiceksin nasıl "hastamı nereye yatırabilirim" sorusuna "banane lan" diye bilceksin.
sahte yazılan ilaçlarla kaç tane doktor köşeyi döndü!
dünya da başka bir örneği var mı?
burdan cefa çeken yürekli doktorlara sonsuz saygımı yolluyorum ama türkiye'de kirlenen kurumlarda doktorlar da haklarına düşen payın biraz fazlasını almıştır!
örneğin en iyi doktorların abd'de çalışması hani idealistlik hani!
paraya göre muamele yapan hekimlerdir. bazıları tam bir orospu çocuğudur, nitekim bu orospu çocukları devlet hastanesinde görev aldığı halde kendilerinin hali hazırda bulunan bir de klinik, ofis'i vardır. normal şartlarda randevu alınarak devlet hastanesinde makul bir fiyata veya bağkur, ssk vb. sağlık kuruluşlarından yararlanılacağına bu ille de seni kliniğine davet ederler. hem de kendileri değildir davet eden muhtemelen jartiyerli bir de sekreterleri vardır bu tip yavşakların. sürekli hastalardan da fazla para almazlar, nede olsa sürümden kazanıyorlardır. ortalama ücretleri kontrol için günlük 60-70 ytl'dir. dallarında istediklerinde ebesininki kadar kariyer yapıp, iyileştiremeyecekleri hasta yoktur fakat yurdum insanını siklemezler bile. evet aynen böyle, çok çok büyük bir kısmının kanlarında haysiyet dolaşmıyordur. arada sırada çıkan sevgi çiçeklerinden özür dilerim.
ayrıca başımız sıkıştığında sığındıklarımızdır...
tabii gidicek kimimiz var!
bir kurumda görev alan bireylere eğer orospu çocuğu demeye kalkarsak doktorluk bunun içinde biraz saf kalan bir meslek olacaktır...
lakin bu insanların için de çok namuslu çok dürüst insanlar var eğer bir yerden başlayarak azınlıkta olsa bir kurumu zan altında bırakcak küfüler edersek;yine sölüyorum bunun yeri doktorluk kurumu değil...
neden eleştiri getirirken sınırları zorlayıp kimi üzüp kimi üzmediğimizi düşünmeyiz anlamıyorum,anlatamıyorum!
tıp okumayanların, bu işin zorluklarını bilmeyenlerin, yaptıkları onca fedakarlığı görmezden gelenlerin, tıp fakültesinde okuyan bir adamın 1 ayda yaptığı çalışmayı 4 sene boyunca yapmadan mezun olanların, haklarında ukala ukala konuşmaması gereken hekimlerdir. ha bir de şöyle bir şey: (bkz: bekara avrat boşamak kolay) ayrıca: (bkz: sizin gibi gençleri acil nöbetinde görmek isteriz)
cep haritasını merak ettiğim ülkemin doktorları. sanki inşaatta çalışan işçi. hayat onu doktor yaptı. bilmiyor muydu yıllarca okurken nasıl bir mesleğe sahip olacağını? başka sorum yok hekim bey. aman hakim.
