anadolu'da yaşayan halkların tiryakilik çeşitlerinden biridir;
çayın tadı, hoşluğu, törenselliği, ağız alışkanlığı gibi etkenlerin yanında, içinde bulunan bir maddenin biraz bağımlılık yaratması, bu zevkle biraz tutku getirmesidir belki tiryakilik borusunu öttüren evlerimizde;
bardak bardak içersin, şimdilerde şekersiz ama geçmişte kıtlama içersin, şekerli içersin, artık yeter demek için kaşığı bardağın üstüne koyarsın, olmadı bardağı tabakta ters çevirirsin, daha da olmadı tabağı bardağın tepesine geçirirsin;
diyelim dedesin, babasın ve yanında uslu uslu oturan çocuk da içebilsin diye çayı tabağa döküp soğutursun;
semaverle içersin ayrı bir keyf, soğuk içersin ayrı, limon atarsın bambaşka, sıcağını içmek için yarım metre öteden içine çekmeye başlarsın *;
sobada pişirirsin ayrı, tandırda ayrı zevk, evin içinde mırıl mırıl gelir sesi soğuk kış gecelerinde kedi gibi demlenen çayın;
çaya düşkünlükleriyle pek meşhur olan ingilizlerin bizdeki çay sevdasının yanında epey sönük kalacaklarını düşündürten tiryakilik. türk evlerinde tüketilen çayları görseler havluyu çoktan atarlardı heralde. su yerine çay tüketiliyor nitekim.