daha ilk sınavda çakmaya pek bir meraklı gençlerimizin son fecaatidir efendim. yazık ki hiçbir işte layıkıyla dikiş tutturamayan cehalet ve hamakat ehlinin kervan kalabalık görünsün diye beslediği figüranlar topluluğunun en trajikomik imtihanıdır bu sefer sözkonusu olan. eline verilen her oyuncağı bozmakla sorumlu yaramaz çocuklar kadar zararlı ama onların sevimliliklerinden hiç nasibini almamış koca eşekler bandosu gibi kakafonik ve enformatik bir çöplükte serenad yapıyorlardır kendilerini arzulayan muhteris efendilerine. yazıktır günahtır demenin alemi yok. beyefendiler kendi helvadan tanrılarının tezek kokan sözlüklerinde kutsanmayan hiçbir kelimeye itibar etmezler. ve orada yazık da günah da sakıncalı sözcükler sıralamasındadır.
böylesi sert bir girizgaha hayret eden ve anlamakta müşkülat çeken beyzadelerimiz içindir bir sonraki cümle. sözlükteki iğrenç bir lağım gibi akıp gitmekte olan başlıklara birazcık göz atıldığında hakkında epey ciddi fikirler edinilecek türk gencinin en ölümcül imtihanıdır bu imtihan.
bu satırların yazarının diğerlerine kıyasla çok daha az olan zaviyelerden gördüğü kadarıyla bile rahatlıkla farkedebildiği bir illettir bu. elbette ki yaşam tarzı itibariyle gündelik hayatın pek fazla içine dahil olmayan ve kendisine yaşaması için verilen hayatı kıyısından kenarından dolaşarak tüketmek isteyen bilgelik sevdalısı bir adamın gözlemleridir bunlar. lakin yine de iddialıdır kendileri. çünkü böyle bir hastalığın varlığı, iğdiş edilmiş robot zihinlerin cerahatlariyle, fabrikasyon atıklarıyla, ve irili ufaklı tuhaf saçmalıklarla hemen yanda akıp giden lağıma bakarak bile anlaşılabilecek bir gözlemdir.
okumayı yazmayı bilmeyen bir garip neslin evlatları kendilerine sunulan -kendileri için çok da faydalı olabilecek- bir nimeti tepmekte, yüzlerine gözlerine bulaştırmakta, ucuz bir sokak aklı ve diliyle iptizal etmekte pek mahirdirler maşallah. o soysuz nefretleriyle yeniden ve dünyanın tüm faşistlerini utandıracak kadar rezil bir şekilde tanımladıkları faşizmin, kemalizmin, militarizmin, sevgencizmin bilumum zihni ve ruhu taciz ve tahrip eden müptezel izmlerin muhtelif fraksiyonunlarının akıllarını peynir ekmekle yiyen temsilcileri olarak her gün hamakatin en nadide örneklerini gözler önüne sermektedirler.
ne diyelim alan razı veren razıysa sorun olmayacaktır. biz de evinin bir penceresi mezarlığa bakan çocuğun akıllılığıyla, büyümemekte inat eden çocukluğumuzu diğer pencereden sarkıtırız.