yalida denize giren, aksam diskoda arkadaslariyla dans eden, dogum gunlerinde babasindan ustu acik araba hediyesi alan, fakir oglan ile dalga gecen fakat daha sonra uzulup o kisiye gonlunu kaptiran kizdir.
genelde istanbul üniversitesinde okur bu kızımız. okuldan eve koynunda kitaplarıyla döner, yanında sevdiceği fakir oğlan vardır. tam o esnada yanlarında 64 model direksiz bir impala durur, içinden 5 tane yarma gibi herif iner ve bizim fakir oğlanı patates eder...
zeynep değirmencioğlu bir keresinde bu rolü oynuyordu bir filmde, bir kız arkadaşı ile arabayla gezerken öndeki bir genç delikanlının arabasına çarpıyor. Delikanlı arabaya yaklaşıyor, "bu ne biçim araba kullanmak yaa..." felan diye söylenmeye başlıyor. zeynep değirmencioğlu yanında oturan arkadaşına dönüyor ve diyorki: "ver şu bebeye bir yüz papel, yolumuza devam edelim, geç kaldık zaten.." şok olmuştum valla bu diyaloğu duyunca. türk filmindeki zengin kız örneği. örnek olsun hepimize :) 100 papel! :)
eninde sonunda fakir ama gururlu gencimize tav olcak kızdır. filmin başında oğlanla tasak geçen grubun içinde bulunsa da, ne hikmetse yavaş yavaş onun içindeki cevheri keşfeder. kızın anası babası hep karşıdır bizim mahalle çocuğuna. tamamen fantastik bir kurgudur zaten hikaye, yalandır, yanlıştır. kimse bahçıvanıyla hayat boyu takılmaz, şoförüne bir azgın ruh hali dışında vermez mesela!