turk dugunlerinde insan prototipi

entry9 galeri0
    1.
  1. türk düğünlerinde görmeye alıştığımız ve hemen hemen herkesin hayatında en az bir kere karşılaştığı insan tipleridir.

    başlamadan önce not: aşağıdaki tanımların hepsi düğün kameramanlığı mesleğimi icra ederken yaptığım gözlemler sonucunda oluşmuştur.

    -halaybaşı: düğünlerimizin olmazsa olmazıdır girişkenliğiyle parmak ısırtır düğünün ilerleyen kısımlarında bakışlarında verdiği gazla halay ekibine dönerek mükemmel bir solo atar. öyleki onu gören ebeveynler oğullarına baskı yaparak çık sende halay çek mesajı bile verebilmektedirler *
    bu mesjaı verirken sandalyeler yakınsa cimciğe uzaksa gözlere başvururlar.

    -mendilci: bunlar dünden ayarlıdır müzik sesini duydukları anda kıvrak bir hareketle çantalarından, sütyenlerinden, ceket ceplerinden parlak pullu mendili çıkararak işaret ile orta parmağın arasına geçirir ve elini yere 90 derecelik açı yapacak şekilde kaldırmak suretiyle dairesel hareketlere başlarlar. en izlenilesi tiplerdir.

    -ortada halay çeken gruba muhalefet olan 3'lü erkek halay topluluğu: bunlarda asi gençlerimizdir ortada halay icra eden şahısları pek beğenmezler ve çıkıp kendi ekiplerini kurarlar 30 saniyeden sonra parmak tutmayı bırakıp omuzomuza moduna geçerler.

    -ortada oynayan kız: genelde 20-25yaşları arasındadır ailesinin dolduruşuna gelmiş olan kızdır yaptığı hareket ise standarttır sağ kolu havaya kaldır elinle daire çizerken kalçanlada ters daire çiz. bunlarda yaratıcılık sıfır olduğundan 30 saniyede bir aynı olayı icra ederek 4 saatlik bir düğünde ise yaklaşık 55-60 kez aynı olayı yaparlar.

    -ortada oynayan kızı kıskanan kız: genelde 25-30 yaşları arasıdır ve evde kalmış olma ihtimali yüksektir ortada oynayan kızı kıskanarak hemen yanına yaklaşır ondna kopya ederek aynı hareketleri tekrarlar en abartılı makyaj bunlardadır.

    -ankara havası oynayan şahıs: işte en asil duyguların insanıdır hüdayda veya misket çaldığı anda adeta düşmana saldırı gibi piste çıkarlar ve sağ ayaklarını diz kapağı 45 derecelik açı yapacak şekilde kırarlar diğer ayakta yaylanarak oynamaya başlarlar Sincanlı olanları ise ceketlerinin iç ceplerinde taşıdığı kaşıkları çıkarak ritm tutarlar en sanatsal görüntüyü oluşturmalarıyla birlikte benimde dahil olduğum insanlar grubudur.

    -harmandalı isteyen tip: okulun 19 mayıs müsamerelerinde öğrenen 18 lik gençler ya da 70+üstü yaşlılar tarafından icra edilir en etkileyici anlardandır.

    -kravatı başına geçiren şahıs: alkollü düğünlerde rastlanan insan tipidir şuursuzca oynarlar oynarlarken kafalarını sinek konmuş gibi estetik bir biçimde boyunlarından çırpmalarıda olmazsa olmazdır.

    -fotoğraf çektirip almayan insan modeli: işte en kıl olduğum şahısdır lan denyo madem almıycan niye çektiriyon o değil kafamda kurduğum hesapları altüst ettiğin gibi hayallerimide yıkıyon lan götoğlan eğer sen alsaydın bisikletime yeni jant alcaktım almadın fotoğrafı bıraktın beni ortada.

    -şantör: diyaloglarla anlatmaya çalışcağım insan tipidir.

    -efendim bi zahmet çocuklarımızı pistten alalım.

    -sayın düğün sakinlerimiz 06 ulu 16 nolu aracın sahibi aramızdaysa bi zahmet çekiverirse iyi olur.

    -klavyemin tuşları kırıldı düğün sahibi nerede?

    düğün sahibi: düğünün başından sonuna kadar garsonlar, sandalyesini tutan garsonlar, pastayı getiren garsonlar, düğün kameramanı *,şantör tarafından yolunan şahısdır düğünün sonlarına doğru aldığı alkolle ters orantılı olarak asılabilir yazıktır ona.
    aynı zamanda ölmezde sağ kalırsak birgün hepimizin olacağı ya da olduğu şahısdır.
    12 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. "biz biliyoz da mı oynuyoz ayol" teyzesi.
    1 ...
  5. 4.
  6. incelenmesi gerekir efendim. en sinir olduğum parçası 5-6 yaşında gelinlik giyip saçını yaptıran kız çocuklarıdır. * oynayanların arasında koşan çocuklar da hiç çekilmez. devamlı çığlık atma halindedirler. bu haylaz çocuklarımızın anne babasıysa birer eş dost bulmuş dedikodu etmektedirler kesin. çocuğun başına bir iş gelse dönüp bakmayacaklar yani.* sonra 12-13 yaşlarında, kendini göstermek isteyen, makyajlı ve saçlarını yaptırmış bir kızımız bulup buluşturduğu bir kocakarı kıyafetiyle kendini pistlere atacaktır.* bu kızın gelecekteki hali olan 20-25 yaşındaki diğer bir kızımız da devamlı oynama halindedir. * gelgelelim düğün fotoğrafçısına; o fotoğrafı biz değil de sen zorla çekiyor olmayasın? zaten gürültü kalabalık zor dayanıyorum, rahat bırak kardeşim. o iğrenç günü fotoğraflamak isteyen kim?*
    2 ...
  7. 5.
  8. en kötüsü yaşlı teyzelerin oyna oyna diye dürtmesi. sanki bir görevmiş gibi.
    0 ...
  9. 6.
  10. OTURMAYA MI GELDiNiZ KELiME BÜTÜNÜNÜ TELEFFUZ EDEBiLECEK KAPASiTE iNSAN TOPLULUĞU.
    1 ...
  11. 7.
  12. ailecek bir düğüne gidilir.düğün başlar,takılar takılır,oyunlar oynanır,derken babanın dıdısının dıdısı bi teyze yanına yaklaşır ve eliyle kolunuzu kuvvetlice dürter.sonrasında ''gelin ve damadı ima ederek,ee hadi bakalım sıra sende'' der ve pis pis güler.. sizse ya sabır çektikten sonra sanki sinek vızıldamışçasına oralı bile olmazsınız.1 ay sonra babanın halasının vefat haberini alırsınız,cenazeye katılırsınız,hoca namazı kıldırırken bi bakarsınız ki düğünde size vızıldayan teyze yanıbaşınızdadır. siz de onu kuvvetlice dürttükten sonra musalla taşının üzerinde duran tabutu ima ederek ''ee hadi bakalım sıra sende'' dersiniz.kadın oracıkta bayılıverir. nasıl ama güzel misilleme değil mi?
    1 ...
  13. 8.
  14. 1-Nikah Şekeri Kontrgerillaları: 28 yaşındayım, Türk düğünlerinde dağıtılan şu nikah şekerlerinden düğün başına 1 taneden fazla yemiş değilim. Onu da sırf alışıldığı üzere bayat mı değil mi diye anlamak için yiyorum. Bu şekerlerden kendine, karısına, bacanaaaana, babasına, düğüne evlenenlerin ailesiyle kavgalı olduğu için gelemeyen komşusuna alma konusundaki ısrarcı adamla bir gün oturup konuşacağım. Zaten eskiden şimdiki gibi tasarımlar yoktu. Afedersiniz külotlu çorap gibi bir kumaşa sarılmış 4-5 tane beyaz fıstık. Bir de bunların müptelası çocukar var ki onlar hepten manyak. Bu nikah şekerlerinin tasarımı yüzünden düğünü iptal edip yüzüğü atanları biliyorum. Şeker ulan bu, plütonyum değil. Nikah şekerinin tasarımına bakıp insanların düğünü konusunda derecelendirme yapacak dangoz gelmesin zaten düğüne. "Ay Sevil'lerin düğünü de iyiydi ama neydi o şekerler öyle?" Neydi? Sen koltuk örtüsü gibi kıyafetle geliyorsun biz bir şey diyor muyuz? Aileler de bu eleştirilerden kaçmak için yazık, 2 günlerini verirler tasarıma. Yok açılan kutular, yok küçük çiçekler...Bir daha evlenirsem Sulugöz vereceğim kararımdır.

    2-Limitsiz alkolün efendileri: Türk insanını gaza getirecek 2 cümle vardır 21. yüzyılda. "Mediamarkt açılıyormuş" ve "içki limitsizmiş". Her ikisi de hastayı yatağından kaldırır, intiharın eşiğindeki adamı hayata döndürür, ağlayanı susturur. Bu iş düğünlerde daha da üst düzeydedir. Sırf limitsiz içki olduğu için düğüne giden bir dolu adam biliyorum. Zaten bu tipleri düğünün 5. dakikasından itibaren garsonun etrafında pervane olup "koç bizi ihmal etme ha" tavrından tanırsınız. Şu ana kadar içki servisinin yapıldığı 1 düğüne gitmek nasip oldu bana. Genelde Türk düğünlerinin resmi içkisi Yedigün'dür. Hatta Yedigün firmasının lisanslı çöpçatan servisleri olduğu ve bu yolla çiftleri evlendirdiği söylenilir. Bu gıda tüketicilerinin son taarruz alanı da düğün pastasıdır. Düğünlerde böyle bir güruh vardır. "Düğün pastasını yiyelim de öyle kalkarız."....."Aaaa düğün pastasını yemeden mi gidicez?"...Paris Ambassador Otel'de Balda kızartılmış Keçi Peynirli Milföy mü yiyorsun tırto? Bayat düğün pastası yahu. Yesen ne olur yemesen ne olur? Nasıl olsa haftaya başka düğüne gideceksin...

    3-Sim Kadınları: işte sevdiğim bir topluluk. Hiç unutmam liseden bir arkadaşımın düğününe gitmiştim. Düğünde aynı masada oturduğumuz kızı birine benzetiyorum ama çıkartamıyorum. 10 dakika sonra konuşunca bir baktım, kızla zamanında aynı sınıftaymışız. Daha doğrusu o kızın simsiz versiyonuyla. Düğünlerde özellikle evlenen kızın yamağı diyebileceğim, Hristiyanların nedime dediği, böyle düğün günü ayak işlerini yapan, Most Productions gibi sanki tüm salon ondan sorulurmuş gibi dolaşan, mavi penguen gibi giyinmiş, yüzünde 2 kilo rimel, fondöten, ruj ve göz kalemi yetmezmiş gibi bir de sim adı verilen tanecikler olan kızlar ortalarda dolaşırlar. Neden böyle giyinirler, o simler nedir anlamam. insanların zaten düğünlerde özellikle güzel görünme çabasını anlamıyorum. insanlığın başlangıcından beri düğünlerdeki "Saplar Masası"ndan kısmet çıkmamıştır anlayın artık. Ha zaten güzel görünmeye çalışırken Serena Williams'la Paris Hilton'un kırmasına dönerler o ayrı mesele. Bir de bunların kız arkadaşları evet deyince "bas bas ayağına bas bas hehehe ay bizimkisaaa önce bastııııaaaaa" çıkışları vardır ki...titreme geldi geçiyorum...

    4- Çakma Ara Güler: Şipşak...Şipşak...Şipşak...3 poz 4 poz var mısın? Varım...Varım da sen niye varsın? Düğünlerde genellikle erkek tarafının ayarladığı ve düğündeki konukların fotoğraf makinelerine el koyan faşizan fotoğrafçılardan bahsediyorum. Sağolsun bizim fotoğrafçı kafa bir yaşıtımızdı ama adam çok enerjikti. Benim misal 100 kişilik davetli listesindeki insanların elini sıktığım 15o tane fotoğrafım var. 100 kere sıktığım elden 150 fotoğraf nasıl çıkarmış bilemiyorum. Zaten bu düğünlerdeki fotoğraf çekme merasimi de çok ünlüdür. ilk önce aile erkanı geçer, sonra 2. derece akrabalar, sonra komşular, sonra arkadaşının arkadaşı, en son da limitsiz içki için gelenler. Ben daha o düğün fotoğraflarında güzel çıkan bir damat ve gelin görmedim. Hepsinde stres had safhada, gürültüden kafa bir milyon, e genellikle kızda bir de bir kaç saat sonraki tabu yıkılışının stresi var zavallı zaten uçmuş. Hadi biz 100 kişiydik 1000 davetli düğünlerde ne yapsın zavallılar?....Dur bi de ben Hasan emmiyle tek çekineyim....Niye, akşam gerdeğe senle Hasan emmi mi girecek?...töbe...

    5-Çocuk: Başka söze gerek var mı? Çocuk işte...Hem de düğün çocuğu...Nil timsahı ve engerek yılanından sonra dünyanın en tehlikeli üçüncü yaratığı. Bir gün pistte deli dana gibi koşarken yere düşüp ağlayan çocuğun hiç görülmediği bir düğün bulursam 1000 euro takacağım çifte andımdır. Ama biliyorum ömrüm yetmeyecek. Aslında suç bu çocukların anne babasındadır. Erkek çocuklara takım elbise, kız çocuklara gelinlik giydirirler ya, o anne babayı bulup kusana kadar gazı kaçmış RC Cola içirmek gelir içimden. Ulan çocuk daha 5 yaşında, sokakta şortla kontratağa çıkarken kolundan tutup düğüne getirmişsin, bir de takım elbisenin içine sokmak ne oluyor? Sonra da çocuklar sıkıntıdan kendilerini piste verip ya düşüyorlar ya da kaybolup ağlamaya başlıyorlar. Toplayan da ekseriyetle beyaz çorap ve siyah makosen ayakkabılı düğün türkücüsü oluyor. "Adın ne senin canıııım" "Merveeeeee üüüüüüü"...."Merve'nin annesi babası ayıp oluyor yov alsanıza çocuğunuzu gardaş"...şimdi bir türküyle devam edelim....Yakalarsam tık tık...

    6-Saplar Masası: Rivayete göre Şövalye Lancelot yuvarlak masa şövalyelerine katılmadan önce Saplar Masası'nın bir üyesidir. Ancak üstüste 538 düğünde de gece boyunca mekandaki 20-25 yaş arası kızı kesip bir sonuç alamayınca soluğu Kamelot'da alır. Düğünlerde sevgilisi olmayan erkeklerin oturduğu saplar masasının bazı kriterleri vardır. Gri takım elbise, jöleli saç, beyaz gömleğin içine beyaz atlet, tuvalet boşluğunda sigara içmek, tuvalet çıkışlarında kızlar tuvaletini kesmek, ilk 3 saat boyunca ağır abi modunda takılıp hiçbir sonuç alamayınca son yarım saat oyun havasında göbek atmak...Bu masanın bir numaralı muhabbeti "şşşşş bak hele şu kim la?", "şşşş oğlum şu Halime yengenin kızı mı la", "şşşş Neslihan'ın kardeşi nasıl büyümüş laaa" türündedir ki sonuncunun tercümesi aslında tükürük bezlerinin çalışıp salya üretimine geçildiğidir. Yukarıdaki simli kadınlar ile saplar masasının elemanları gece boyunca bakışırlar. Sonuç...Sıfır da sıfır da sıfır da hep sıfııııır....Rüya Ersavcı'ya selam olsun...

    7-Wedding Singer: Şimdi düğün şarkıcısı her zaman aynı isimli filmdeki Adam Sandler gibi olmuyor. Eğer "You Spin Me Round" bekliyorsanız avucunuzu yalayın, zira ortalama bir düğün şarkıcısının söyleyeceği en yaratıcı şarkı Ankara misketten ibarettir. Seni yerler yerler yerler, seni ham yapar bu deliler beni bastı cinler periler aboooo napçaz şimdi...Hiçbir şey olmaz döşeyelim abi....." Nasıl şarkı. Düğünlerde özellikle içkinin etkisiyle sahneye çıkıp düğün şarkıcısıyla muhattap olan, şarkı isteyen hatta hızını alamayıp söyleyen insanlar vardır.
    Genelde bu adamlar ya gelinin dayısıdır ya damadın amcasıdır. Bunlar zaten geceye sarhoş gelirler, sarhoş devam edip, sarhoş bitirirler. Benim bu düğün şarkıcıları ile aram pek iyi değildir zaten. En son düğünde birisi gelip bana "nerelisin?" diye sordu Ben de ona "sence nereliyim?" dedim. "Tekirdağ" dedi. Önceki düğündeki şarkıcı da "Siirt" demişti. 2 sene önce de birisi "Rize" demişti...işte vatanı kucaklama böyle olur

    8-Takı merasimi: Gelinin amcasındaaaan 4 adet Trabzon burgu bilezik....Damadın eniştesindeeeen 200 euro ve 2 altın künye...Gelinin kızkardeşinden 100 euro ve altın vibratör...Yaaa burası Hollanda aslanım....Takı merasimi...Niye bağırıyorlar öyle takıyı takanları? Şahsi şovdan başka bir şey değil elbet. Damatla gelin için daha da işkence. Kusura bakmayın ama adam kilisede evleniyor, smokin bozulmuyor, gelinin elbisesi her daim yerinde, bizim çocuklar bir evleniyor, yakanın iki yanında merkez bankasının 15 rakamlı seri numaraları. Şimdi bir de o paraların takılması için bir şerit takıyorlar, aman ne büyük icat! Takı takma kuyruğunda durmak önemli bir iştir. Zamanlama çok önemli, çiftin yanına geldiğinde damadı ve gelini tebrik edip öpme, takıyı hangisine takacağını iyi seçme, takma, poz verme ve gitme...Bütün bunlar maksimum 4.83 saniyede yapılmalıdır. Zaten bu o derece zorlu bir iştir ki bu süreci bitirip şekerini alan adam ilk 2-3 saniye gideceği yönü seçemeden ortalarda anlamsızca dolaşır, sonra kendine gelir.

    9-Düğün öncesi ritüel: Türk düğünlerinde uygulanan gelenekler var. Kızı alma, alırken kapı boşluğundan para atma, götürme, yolu kesene ve çocuklara zarf içinde para verme. Hayatımda bir kez buna alet oldum. Yaş 11-12 falandı. Ama doğruya doğru ben düğün arabasının yolunu kesmedim o benimkini kesti. Asfaltta 2 kişiyi ekarte etmişim, "atan galip" maçında gole gidiyorum, tak....Mutluyuz...Sen mutlusun da ben şu golü çaksam daha mutlu olucam be güzelim...Tabi çocuklar kaportaya hücum edince bir zarf da benim elime düştü. Hiç unutmam 1000 liraydı...Gidip Cino almıştım. Geri kalanını da ilk önünü kestiğim düğün arabasından aldım diye çerçeveletip astım eve, altına da vergilendirilmiş kazanç kutsaldır yazdım. Bir de arabaların önünde yazan 2 klişe laf var: "Mutluyuz" ya da "Evleniyoruz"...Oraya yazmasan anlamayacak mıyız evlendiğini?..."Aaaaa ben de Elmadağ'a trekkinge gidiyorsunuz sanmıştım o kıyafetlerle". Gülse Birsel'in "Hala Ciddiyim" kitabında bununla ilgili enfes bir önerisi var. Ön tarafa orijinal şeyler yazılabilir, misal: "Evleniyoruz, gelin doğal sarışın"...gibi...

    10-Dans: işte geldik zurnanın halay çektiği yere. Onca göbekli adamın oyun havasına girişmesini anlatmayacağım sadece 2 örnek vereceğim. Birisi..Halay...Stephen Hawking kara deliklerin sırrını çözmüş...Eee ne yapayım, Hawking'i herhangi bir Türk düğününde halayın ortasına koy, 10 dakika sonra halay başı kavgasına girişir. Halay Katrina veya Krill Kasırgasından daha güçlü bir doğa olayıdır. Ne zaman sizi arasına alır anlamazsınız, kâh halay başı olursunuz kâh halaydan koparsınız, hele bir de iki halayın birleşmesi vardır ki....işte o zaman Academy Award Winner George Clooney... Perfect Halay...ikincisi daha beter...iki kadının dansetmesi...Neden Allahım? Bu arada belirteyim küçük kızlardan bahsetmiyorum. Direk genç irisi olanlar. Hayır biliyorum Türk düğünü lezbiyen de değiller. Bir gün süreci baştan aşağı izleyeceğim. Nasıl kaldırıyorlar birbirlerini mesela. Dans ederken ne konuşuyorlar. Cidden muamma yardımcı olun...

    Flying Dutchman yazarlarından Barad-dur a teşekkürlerimle.
    1 ...
  15. 9.
  16. 'köyün gençleri'
    inanin agalar bu insanlar benim koyumun yagmurlarinda yetismis mantar misali fotosentez yapan varliklardir.kesinlikle beyinlerine oksijen gittigine inanmiyorum.en kisa zamanda videolarini bulup buraya da ekleyecem linkini, siz de bana hak vereceksiniz.
    bunlar dugunlerde yarim teneke birayla sarhos olup,sagda solda odans diye havalara ziplayarak birbirlerinin ayakarina basan ve bu esnada da agizlarindan tukuruk sacan, zirtlan misali varliklardir. bi de attiklari nara vardir ki kulaklarin pasini siler: 'coffff coffff cofff, coff ü lenn coffff' ne bi eksik yazdim ne bi fazla, attiklari nara aynen budur.
    dugunun son demlerinde koyun gecleri hep beraber piste toplanarak daire olustururlar ve mustafa yildizdogan in turkiyem adli sarkisi esnasinda elleriyle de bozkut hareketi yaparak daire cizerler ve final olarakta sarki bittikten sonra birisi bagirir: tekbiirrr!! oburleri de hep bi agizdan karsilik verirler: allahuekber!! Ama koyun gencleri tum bu mantiksiz olaylar silsilesi icinde sarhosturlar, atlanmamasi gereken onemli bir detaydir, olmazsa olmazdir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük