Kötü haberin mutlaka, haberin verildiği kişinin elinde bir şeyler varken verilmesi, (bkz: tepsinin elden yere düşmesi)
Birinin başına bir iş geldiğinde ona yakın olan kişinin onu hissetmesi, o gün daima içinde bir sıkıntı olması,
Dizi içersinde tvden öğrenilen bir haberin farklı gezegenlerde bile olunsa aynı anda aynı kanaldan izlenmesi ve televizyonu açar açmaz ilgili haberi en başından izleyebilmesi ve
iki kişi diyalog halindeyken kişilerden birinin bir ton sesini kısarak kötü şeyler söylemesi ve her daim karşıdakinin bunu duyamayıp "efendim?" demesi gibi zibilyon tane sayabileceğimiz klişelerdir.
beklemediği bir sürprizle karşılaşan salak kızın veya oğlanın, yanındaki salaklardan birine 'ay inanmıyoooruum biri beni çimçiklesin' demesi üzerine çimçiklenmesi ve canının acıması üzerine 'ayy napıosun beee' diyerek sert ve ani tepki vermesi. özellikle sihirli, çoluk çocuklu dizilerde sıklıkla rastlanabilecek klişelerden biridir.
ayrıca daha genel olarak düşünürsek, evlenmeden hamile kalmak, en yakın arkadaşla bi kız yüzünden ters düşmek diğer klişelerdendir.
berbat figürasyon sorunu da artık klişeleşmiş bir durum olarak kabul edilebilir. en pahalı prodüksiyonundan tut, en iddialı oyuncu kadrosuna sahip olanına kadar hemen hepsinde figüranlar leş. esas adam istediği kadar döktürsün, oscar a göz kırpsın, o yemeği getiren garson yok mu, işte ona bir çare bulunamayacak galiba.
bir cümleyi 4 kişinin söylemesi.(genellikle polis dizilerinde olur)
karakter1: yayaya çarpan sürücü kaçınca...
karakter2: ambülans çağırma görevi de ali'ye kalmış.
karakter3: dolayısıyla da...
karakter4: kaçan aracın plakasını kimse almamış.
başkomiser: hmmm enteresan.
bir de başlı başına şu diyalogdur.
-*biz havalandırmalara bakmaya gelmiştik de.
-tabi kimlik görebilir miyim?
(ve burda kahramanımız duruma göre görevliye kafa yada yumruk atar ve)
-al sana kimlik.(bu da tayfun güneyer dizilerinin vazgeçilmezidir.)
hastane sahnesi ve iyi adamın mucizevi kurtuluşu. hatta akasya durağı'nda bu acayip abartılmış. suat sungur 4 haftada bir hastaneye düşer ağır yaralı olarak. aynı bölümde iki şöförün birden hastanede olduğu bölümler var.
sex sonrasi ucusan guvercinler, bunun sebebinide cok dusundum yillarca, ilk basta kadinin cigliklarindan kacisan guversin temasi vermek istediler sandim, ama abaza bir arkadasima bu fikrimi actigimda bana gulerek, "oglum zabahe gader mala vurmus, guvercin gece ucmaz, sabahi gosteriyor onlarin ucusu" diyince yikildim.
*dizideki başroldekilerden birinin psikologa gitmesi. birkaç dizide gördükten sonra ulan yeter artık ya dedirtmiştir. birde polat alemdar psikologa gitmezken niçin aile babası sıradan biri gider psikologa diye düşünmeme neden olmuştur ki konuyla hiç alakası yok.
dizideki esas kız ya da esas oğlan tam süper bir kişilktir hiç hata yapmaz. herkes bu esas karakterin etrafında pervanedir. bir kısmı kulu köpeği olur, minnet duyar, geri kalan kısım ise bu esas karaktere hayatı zindan etmekle yükümlüdür. fakat bu kötü kişilik hiç mi iyilik yapmaz ulan!? yapmaz! hayattaki tek gayesi esas kıza/oğlana dünyayı dar etmektir. başka da bir sik düşünmez. klişedir. ya kutsal bakire olursun ya da kevaşe...
bekaretten sıyrıldığın gün de hamile kalırsın.
biz sadece ön sevişme kısmını görebildiğimiz halde pattadanak hamile kalır bu esas kız.
küçükken hep öpüşmeyle hamile kalınacağını düşündüm lan bu boklar yüzünden! cinsel gelişimimin içine etti bu diziler!
biri birisini sever başka birisi gelir o birisi seveni alır gider. sonra o sevilenin götü tutuşur peşine düşer bunların hepsi istanbul'a gelip grup yaparlar. :) gözler gözleri gözleyen gözleri gözler gibi.
her zaman zengin yakısıklı ve basrol olan adam herseyde en yeteneklidir hayatta basarısız oldugu hicbir konu yoktur süper tapılası bi adamdır ama gel gör ki bu adam gider pacoz bir kız olan dier basrole asık olur ve onun pesinden kosar...
birisi telefon ile konuşurken, ki mutlaka önemli bir mevzu olur, konuşanın yanındakiler telefona ve dolayısıyla kahramanın yüzüne öyle dikkatli bakar ki sanarsınız o yöne bakmasa konuşulanları anlamayacak. şahsen gerçek hayatta böyle yapan bir insana rastlamamışımdır. kulaklar gözlerden bağımsızdır nasıl olsa.
yanlış anlaşılan bir olay vardır. Yanlış anlaşılan insan açıklamaya çalışır. Diğer kişi hayır açıklama der halbuki bir açıklasa herşey düzelecektir. Açıklattırmazlar. AÇıklayamayanın da izleyenin de içine oturur!