turk bankaciligi ve neden oldugu fazil say tribi

entry1 galeri0
    1.
  1. öncelikle şu cümleyle başlamak istiyorum; "türk bankacılığının a.q!"

    hiç yurtdışı deneyimi olmamasına rağmen sürekli "lan nasıl memlekette yaşıyoruz" diye anlamsız bir tepkiyi veren o gürühun mensubuyum. ama ne kendimi ne de bu kitle içindeki diğer cancişlerimi yadırgamam. çünkü çoğu kez bizim haklı olduğumuzu görüyorum.

    kuyruk acım: kredi başvurum kabul edilmedi

    garantör bir diğer adıyla kefil denen unsurun bankalarca şart koşulması sabit bir geliri olan insanlara yapılan bir hakarettir diye düşünüyorum. maaşını bloke edebilme hakkına sahipken bir de kefil istemek, utanmadan iki kefil istemek, lan böyle bi ibnelik var mı arkadaş. buldun 2 kefil bankaya gidiyosun, kendisi özel sermayeden kurulu olan, yani devlete ait olmayan banka "kefilleriniz devlet çalışanı olursa daha iyi olur" diyor. neden diye sorulduğunda "bankalar için özel kurumlarda çalışanlar, devlet kurumlarında çalışanlar kadar itibar görmez, güvenilir sayılmaz. "lan be beynine soktuğum senin çalışanlarında güvenilir olmayan insanlar mı, neden çalıştırıyosun o halde" diye sormazlar mı adama.

    en kötüsü ise bu şartların sağlanması halinde bile bankanın kredi başvurusunu reddetmesi durumu. ve gerekçe olarak öğrenciyken kullandığınız bir kredi kartının geçmişe ait gecikmiş bir ödemesinin bulunması. evet öğrenciyken yani düzenli bir gelirnizin olmadığı bir süreç.

    demem o ki özellikle üniversitede öğrenimini sürdüren dostlaradır bu nacizane tavsiyem; kredi kartı ödemelerinizi düzenli yapın. düzensiz ödemeler ve idari takipler merkez bankası listelerinde 3-5 sene kayıtlı kalır. bırakın kredi isterken, bankacı bi hatuna yazmaya kalksanız dahi o bile iki tıkla sizin bu durumunuzu sistemde görebilir. sonra benim gibi fazıl say triplerine girer, gidecek hicbir yeriniz olmadığı halde "lan cekip gidcem bu memleketten" dersiniz.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük