bağırarak konuşunca konuştukların yabancı dile dönecek sanmaktır. turistimiz yaklaşır ve bir yerin adresini sorar:
"aaaa... aammmmm.. havkenaygotodısultanahmed?"
"ha?"
"ammm.. sultanahmed? sultanahmed!"
"haaa sultanahmet!! nuri bak sultanahmet i soruyo anladın mıydı sen? hehe... baaaaak! burdan gidiyooon! sonra sağa dönüyoon! gocaman çıkar garşına! tamam mıııı? sağa döneceennn!!! hah, oldu mu??!!"
zavallım turist de karşısındaki ona bağırıp elini kolunu sallayarak bir şeyler anlatınca tırsar, sinirlendi, agresif tavır sergiliyor sanar, hemen oradan sıvışmak için başını sallaya sallaya uzaklaşır. bizim eleman da bir turiste bir şey anlattım sanarak havalara girer.
"nuri bak, anladı beni. hehehe...ingiliz garı mı bulsam, ne kadar gözel anladılar beni deel mi? aysel bu gadar iyi anlamıyo nuri, bi de gözel deel bu kadar"
öncelikle şunu belirtelim, bir şeyi anlatırken bağıran adamla öfkeli bir şekilde bağıran adamı birbirinden ayırt edemeyen turiste aşina değiliz. öylesi ingilizce anlatsan da anlamaz. o yüzden bağır bağırabildiğin kadar nuri'nin arkadaşı, dertlenme.
yapılacak en doğru hareket. neden derseniz hemen anlatayım efem.
şimdim efenim turist didiğin gavur olur senin dilini bilmez. yani sen turistle türkçe konuşursan seni anlamaz. böyle böm böm bakar suratına. heh işte onun için ne yapacaksın onun dilinden konuşacaksın ki seni anlasın di mi. di. neyse eğer sende onun dilini bilmiyorsan nolcak peki?
o zaman kendi dilinde konuşacaksın normal olarak ama bağırman gerek. böyle götünü yırta yırta bağıracaksın, resmen parçalayacaksın kendini, neden? çünkü sen bağırınca turist senin ne dediğini anlar. evet anlar. dil problemi ortadan kalkar iletişimi kurabilirsiniz turistle.
yapılan bir araştırmada türkçe'nin bağırmak suretiyle konuşulmasının tercümana mahal bırakmadan anlaşılır hale geldiği kanıtlanmıştır. efendim hem bağırıyorum hem tane tane konuşuyorum daha napıyım yakınmaları ile de haklı gurur seslendirilmektedir. yazık boşu boşuna hazırlık sınıfı okuyan gençlerimize.