turkiye'de sarışın ve mavi gözlüyseniz ya da sırt çantası ve parmak arası terlikle ortalıkta dolaşıyorsanız hele ki hem sarısın hem de sırt çantalı ve parmak arası terlikle dolaşıyorsanız başınıza gelmemesi mümkün olmayan durum.
tatil yörelerindeki satıcılar / işletmeciler tarafından almanca / ingilizce cümlelerle karşılanmak. " ben türk'üm " cevap olarak pek tercih edilmez. baş sallanır, adam sallanmaz.. biraz ilerledikten sonra da " turist sandı beni salak " denilip küçük bir kahkaha atılır. ilginçtir.
bir de turist sanıp türk olduğunu inandırımama durumu vardır turistlere karşı. "sen türk değilsin" denir ve en sonunda tc kimliğini göstermeye kadar varabilir.
birincisi turist sanarlar o kadar. en fazla taksici, arabadayken telefonla konuşurken ingilizce konuşmak zorunda kaldığınız zaman sizi kazıklamaya kalkar.
ikincisi ise nataşa sanarlar. işte bu tehlikelidir. hele erkek arkadaşınızla bir sokaktan geçerken iki kıro "vay be herife bak kapmış rusu gidiyor" derse sonuçları pek bir fena oluyor. en basitinden ertesi gün kendinizi kuaförde saçlarınızı kahverengiye boyatırken buluyorsunuz.
saçlarıma fönle şekil verip güneş gözlüklerimi taktıktan sonra, bi de sağa sola bile bile şapşal baktığımda kemeraltı çarşısında çok rastladığım durumdur.
hatta şöyle bir diyalog yaşadım anlatayım hemen:
? : hellooo sir. here some pantolon. do want to look?
st : abi ben türküm noluyo ya?
? : come come
st : ya girme kolumdan hiç sevmem
? : nice money ha?
st : hay mına koyum noluyo lan!
? : olm bu herif turist değilmiş
st : ...
bakır saçlarımdan ötürü her kapalıçarşı ziyaretimde yaşadığım durumdur. fakat yanı sıra satıcıların mevzuya çoktaaan uyandıklarını, satış yapmak için böyle numaralara da başvurabildiklerini, ya da "turist tipi"nin yakınından geçmeyen birini bile bu şekilde tavlamak ve muhabbet açmanın mümkün olabildiğini de görmüşümdür ve biliyorumdur. kanmayın sevgili hanımlar.