islamhaneleri'nden sonra hafif olan turgutreis rampasının tam tepesine geldiğinizde karşıdaki manzara kartpostal gibidir. mavi deniz ve adacıklar. hele ki gün batımında turgutreis ve akyarlar arasında her hangi bir yükseltiden güneşin batışı romantik bir film gibi etkiler.
akyarlar yolu üzerinde gayet de güzel kumsal ve plajlar barındıran yer. barlar ve diskolar sabaha kadar açıktır. disko için shania, bar için nutters âlâdır. bodrum'daki gibi boğucu bir kalabalık yoktur, bünyeye tatilde olduğunu hissettirir. çok güzel ev mantısı yapan, yaşlı bir çiftin işlettiği bir lokanta bile vardır ki dadindan yinmez. erkek uuserlerin "o degil de; benim hemen ortamlara akıp beyaz tenli rus manita yapmam lazim hacu! tabiatim böyle'" dediğini duyar gibiyim. o da olur, hepsi olur; yeter ki ozunde sevgi olsun ey sözlükçü! cennet gibi atmosferi vardir turgutreis'in. (bkz: her türlü)
ayrıca gecenin köründe söylemeden edemeyeceğim; şöyle de bir iğrenç esprisi yok değildir;
bodrum-turgutreis doğrultusunda seyir halindeyken geçilen belediyeler: konacık* ortakent* yahşi* gürece* islamhaneleri* turgutreis*
Bolca rüzgarlı olmasından mutevellit denizi dalgalı, havası serin, bol merdivenli ve bayırlı bir yer. Bi' de pek genç yok haliyle gençlere yönelik eğlencesi de yok. Böyle daha emekli yeri gibili. Sırf o bayırlar yüzünden denize gitmeyi gözüm yemiyor zira kendimi daha çok dağcı gibi hissettiriyor.
hakkında akrabalarımın ve diğer insanların; "tıpkı gelişmiş bir şehir" - "hem sakin huzurevi gibi, hem de aradığın neredeyse her mağazayı bulabileceğin bir yer"
eski adı karatopraktır. kışları terkedilmiş kasaba modunda olmasına rağmen, sınırları içinde onlarca supermarket barındırmasıyla hayrete düşüren, muhteşem gün batımları olan, hızla gelişen ve yakın gelecekte bu gelişmenin kötü bir şekilde patlayacagı su götürmez belde...