Hiç şüphe yok ki Türkiye tarihinin en gayrı milli liderlerinden birisiydi. Kendisi Türkiye'nin adını Anadolu Cumhuriyeti olarak değiştirmeyi düşünmüştü, bunu kardeşi Korkut Özal da söylemişti. 1 milyon Kuzey ıraklı Kürde kucak açarak ülkenin demografik yapısıyla oynaması da gerçekleştirdiği sayısız ihanetten yalnızca birisidir. Özal, PKK'nın silahla değil ancak barışla yani PKK'nın taleplerini yerine getirmekle bitebileceğini iddia eden birisiydi. Ayrıca Kürt federasyonunun tartışılabileceğini de söylemişti.
Sadece PKK terörü değil aynı zamanda FETÖ de Özal döneminde palazlandı ve hızla yükselişe geçti. Bugün Fetullahçıların hepsi Özal'a minnettardır.
Körfez Savaşı'nda da Türkiye'yi ABD'nin yanında savaşa sokarak ülkenin başına büyük bir bela açmak istemiş ancak ordunun direnişi nedeniyle başarılı olamamıştır.
Azeri kardeşlerimiz için de "Azeriler Şii, biz Sünniyiz onlar iran'a daha yakın" demesi de onun milli duygulardan ne derece yoksun birisi olduğunun en bariz göstergelerinden birisidir.
Türkiye'nin sanayileşmeye, üretime ve ihracata dayalı ekonomi modelinden finans oyunlarına, tüketime ve ithalata dayalı bir ekonomi modeline geçmesi de Özal'ın marifetidir. Dolayısıyla bugünlerin mimarlarından birisidir. Bütün bunların yanında yolsuzluk, hırsızlık, çalıp çırpmak da Özal döneminde normalleşmiştir. ilk kez onun döneminde emek harcamadan kolay yoldan para kazanmanın ayıp bir şey olmadığı düşüncesi insanların zihnine yerleşmiştir, hatta "köşeyi dönmek" deyimi de bu dönemde dilimize yerleşmiştir.
Özetle Turgut Özal cumhuriyet tarihinin en kötü lideri olmaya aday birisidir. Hatta bugünkülerden daha kötü olduğunu söylemek abartı olmaz.
17 Nisan 1993 günü vefat etmişti. Mekanı cennet olsun.
O gün ankaragücü Beşiktaş vardı. Maçı Kanal 6 diye bir kanaldaki canlı yayında izliyordum. Maçın hakemi Erman Toroğlu idi..maç devre arasında tatil edilmişti.
ismet gürbüz isimli yazar:
canlı konuşma diyorsun sanki "cansız konuşma" olurmuş gibi.
ayrıca rahmetli özal'ın nasıl öldüğünü hala bilmiyorsan hemen türkiye tarihini okumaya başla, günümüzü anca yakalarsın.
Kendisinin yolsuzluğundan, türkiye ekonomisini dışa bağımlı kılıp üretimi yok ederek nasıl niktiğinden, tarikat ve cemaatlerle olan sıkı fıkılığından her şeyden geçtim. ben herifin kendisini sevmiyorum, çok pişkin ve itici bir tipi var. mağara ayısı gibi, bildiğin kıro lan.
* kürt meselesi çok eski . özaldan önce de vardı .
* " kendisine yapılan suikast mizansendir . seçim kazanmak
amacıyla yapılan bir tezgahdır " . bu iddia baharat çevrelerinde
yıllardır söylenir ...
özal döneminde gerçekleşen iki olayı ele alınca nasıl biri olduğunu gayet iyi anlaşılır.
birinci olay körfez savaşı ve ıraklı kürtlere türkiye'nin kucak açması.
körfez savaşı boyunca özal'ın batı bloklu ülkelerle bizzat savaşa girip, saddam hüseyin'i devirme çabası içinde olduğunu herkesçe malum. dönemin başbakanı, sivil savunma bakanı, muhalefet partileri ve askeriyesi bu olaya karşı çıkmış ve türkiye ordu göndermemişti. ordu göndermedik ama geri kalan her şeyi yaptık. ırak sınırına 200 bin asker diktik, hava üslerimizi aştık, ırak devletine uygulanan ambargoyu sonuna kadar devam ettirdik, kuzey ırak'tan gelen 1 buçuk milyon kürde sınırlarımızı açtık. sonuç ne mi? pkknın omurgasını oluşturdular. bu barzani ve talabani özal'a "sen bizim babamızsın" derdi. aynı kürtler, musul'da, kerkük'te en büyük türkmen katliamlarını yapanlar aynı zamanda. özal burada kürtlüğünü sonuna kadar yapıyor. peki diğer olay ne? azerbaycan ve ermenistan meselesi.
rusya dağılıp, azerbaycan bağımsızlığını ilan etme noktasına gelince ermeniler ruslardan kalan bir kısım toprağa hakim olmak istediler. esasen rusların da işine geldi. o bölgelerde bağımsız bir azerbaycan kurulacağına, sosyalist sovyet ermenistan devleti hakim olursa elbette rusların işine geliyordu. merhum ebulfeyz elçibey'in onca çabalarına rağmen türkiye cumhuriyeti'nden giden yardımlar ancak ve ancak bm'in suriye'ye gönderdiği yardım paketleri kadardı. azerbaycan'a sırtını dönen özal'dan başkası değildi. elbette azerbaycan halkı ile türkiye'nin bağı sadece hükümet nezhinde yürümüyordu. resmi makamlardan, muhalefetten ve sivil toplum kuruluşlarından kısmen de olsa yardım aldı ama yeterli değildi. hocalı soykırımı, yanvar katliamı gibi olaylarda özal'ın da eli ermeniler ve ruslar kadar kanlıdır.