1990'da Köşk'e silahıyla çıkan Taha Yasin Ramazan'a (dün idam edildi), "Türk toprağına tek bir Scud füzeniz düşerse gelir Saddam'ı da, seni de asarım" kelamını etmiş rahmetli 8. cumhurbaşkanımızdır...
ölümü üzerine bir kaç laf edebilirim.siyasiler asla düz okumalarla,üstün körü olarak deşifre edilemez.siyaset hep satır aralarında mesaj taşıyan bir disiplindir.diplomatik eğitim alanlar ne demek istediğimi anlarlar.özal son dönemlerinde özellikle satır aralarında risk aldığını,bu riskin ölüme kadar gideceğini ifade etmekteydi.bir demeci bu anlamda önemli;''politikacının iki gömleği vardır,biri bayramlık,bir idamlık.diğer taraftan ölümü üzerine vasiyeti de ilginctir;beni mendereslerin yanına gömün..özal belli bir politikaya kalkışıyordu,bu politika asla ve asla 70 yıllık cumhuriyet rejiminin kaldırabileceği bir politika değildi.politikasını açık ve net olarak,musul ve kerkük üzerine kuruyor bunun sağlanabilmesi içinde içerideki kürtlerin devletle hareket halinde olmasını yaratmaya çalışıyordu.bu anlamda,pkk nın mutlak anlamda siyasi bir dönüşüme kavuşması gerekliliğini biliyordu.eğer içeride pkk yı kendisine bağlayamazsa,güneyi bir anlamda ilhak etmesi imkansızdı.bu sürec içerinde ilginctir istihbarattan(ki ben bu haberi superonline'da okumuştum)kendine karşı nasıl bir suikast düzenlenebileceğinin araştırılmasını istiyor,istihbarattın hazırladığı rapora göre,ortama sıkılan sadece sizin genlerinizi hedef alan bir gazla kalp krizi gecirerek öldürülebilirsiniz cevabını almaktaydı.
özal'ın pkk yı siyasi harekette cekerek,güneye yönelmesine ne amerika, ne de devlet içerisindeki belli gruplar sıcak bakıyordu.bir anlamda devlet bu dönemde ikili bir gücün sarmalında kitlenmişti.bir yerde pkk'yı siyasallaştırarak,güneye inme çabasındaki özal, diğer tarafta güney hayalerinde olmayan direkt pkk nın ortadan kaldırılmasını düşünen yapı.radikal yazarı ismet berkan o döneme ilişkin 1996 yılında yazdığı makalesinde,mgk dökümanında çatlı gibilerin özel timle beraber nasıl istihdam edileceğini şemalarına kadar gördüğünü,cumhurbaşkanı ozalla,jandarma genel komutanı eşref bitlisin ,devletin resmi olmayan kişilerle işbirliğine gecmesine müsamma etmemek gerektiğini söyleyerek karşı çıktıklarını.özalın bu rezillikleri devletin içine sokmayın dediğini aktararak ,özala bu konuda emekli bir organellin görüşlerinin temellik ettiğini belirtiyor.
şimdi özal kendi kafasındaki düşünce parelelinde bitlis paşayı da görmekte.özal -bitlis paşa ile beraber pkk nın siyasallaşmasını sağlayabilecek açılımların hazırlığına soyunuyor.diğer taraftan da bu açılımların rejimin temel direklerini yıkacak bir hareket olduğunu düşünen,farklı bir yapılanma var.en nihayetinde önce eşref paşa tasfiye ediliyor,ki ardından hazırlanan uçağının buzlanma sonucu düştü raporu tamamen bilimsel dışı ne bunu olayı inceleyen ıtu uçak ve uzay bilimleri fakultesi kabul ediyor,nede uçağı ureten firma.zaten çok detaylı bir araştırma yapılmadan,konu kapatılıyor.burada da emekli tuğgeneral osman özbek in verdiği açıklama önemli.
ben amerikayı suçluyorum, eşref bitlis in faaliyetleri, uluslararası boyuttaydı. birkaç ülkeyi ilgilendiriyordu. incelenmelidir. geçen asayiş komutanlığı yapan bir komutanımız, eşref bitlis ile beraberken, helikopterimiz, amerikan uçakları tarafından takip ve taciz ediliyordu. dedi. ya işin içinde şöyle yani. amerika diyor ki, kuzey irakta ben varım, uçacaksan benim haberim olacak.daha sonra içinde subaylar olan bir helikopterimiz kuzey irakta düşürüldü. bu yüzden incelenmelidir. amerika ve ingiltere ile görüşülmeli diyorum.''
eşref paşanın siyaset anlayışı gercekten önemlidir,o ortadoğuda türkiyenin daha bağımsız,dış dinamikleri göz etmeyen,kendi politikasını koyan ve uyguluyan olarak kurgulamıştır,özal da son dönemde boyleydi.abd ye karşı bir politika izleyerek,bir anlamda amerikanın kartını boşa çıkarma derdindeydi.pkk yı siyasallaştırarak,amerikanın bölgeye mudahelesini kapatıyor,çekiç güc gibi bölgede askeri meşrutiyetini sağlayabilecek bir oluşumu engelemenin yolunu buluyordu,kendi siyasetince.ardından başarabilirse güneye inerek,musul ve kerkük'e söz sahibi olunabilecek bir duruma gelmek istiyordu.fazlasıyla macera dolu bir plan dı bu,özalda farkındaydı ama başarılı olunursada türkiyenin tüm anlamıyla daha da kuvvetlenebileceği,güçleneceği bir plandı bu.özalı tanıyan,onun güce,kudrete ulaşmak için nelerden feragat edebileceğini de kestirebilir bence.
eşref paşanın sabotojla öldürülmesiyle,özal asla politikasından vazgecmedi.sinyali almıştı ama o da kendince'' gerekirse hayatıma mal olacak'' bir işe giriştim diyordu ve ardından ''türkiye bir federasyonu veya konfederasyonu tartışmalıdır görüşünü açıklıyordu.
abdullah öcalan mahkemede,özalın talabani aracılığıyla,kendisine ateşkes ilan et dediğini söylüyor.boylece kendisi de iç kamuoyunu yönlendirebilecek zemini bulabilecekti.nitekim,tek taraflı pkk tarafından ateşkes ilan ediliyor,özal da talabaniye 10 yıldır ilk defa rahat uyudum diyordu.özal bu dönemde;ateşkesi kalıcı kılmak için af çıkararak dağdakileri indirmeyi düşünüyor. kimseyi öldürmemiş olanlara dağa çıkmadan önceki hayatlarını garantiliyor, yöneticilere ise 5 yıl suç işlemezlerse otomatikman siyasi haklara kavuşma sözü veriyordu.
ateşkesin bitmesine 2 hafta kala,bölgenin miletvekili olan hep lileri köşke çağırıyor,çözüm için zamana ihtiyaç var. gidin ateşkesi uzatmaya çalışın,dedikten sonra, size de saldıracaklar bana da, ama bu el yakıcı sorunu birlikte çözmek zorundayız diyerek ekliyordu.
hep'partililer bekkaya giderken,özal türki cumhuriyetlerine gezisine çıkıyordu.mesaj burada açık ve netti.
ülke de kürt sorunu ile ilgili dönemeç dönülürken,türki cumhuriyetler ziyaret edilerek,özal kamuoyunu rahatlatmaya çalışacak bir hava veriyordu.
uçakta yanında bulunanlara dönerek yeni politikayla ilgili'' her şeyi göze alarak çözüm formülümü ilan edeceğim. bu momentumu kaçırmamalıyız''diyordu.hep'liler öcalan'la görüştüler.öcalan 16 nisan'da "süresiz ateşkes" ilan etti.şimdi özal'a çözüm için yol açılmıştı. 17 nisan sabahı hepliler aracılığıyla öcalana mesaj yollayarak şu tabiri kullanıyordu''hazırlık tamam.kürt milletvekilleri gruplaşın,ateşkes yurutuluyorve öğleden sonra adım atıyoruz.güreş paşayı kast ederek ''ortada oynuyor'' ama onu da halledeceğiz diyordu.
bu mesajı yolladıktan sonra da saat 11 de kalp krizinden gidiyordu
ortadoğu ile ilgili düşüncelerini ve türkiye'nin bu topraklarda söz sahibi olmasına dair planlarını uygulamaya koyarken elbette bazı kesimlere laf arasında "federasyon olabilir" demiş insandır, bunlar diplomatik manevralardır. pkk'nin süresiz ateşkesi kabul etmesinin hemen ertesinde öl(dürül)müş, eşref bitlis'in kaderini paylaşmıştır.
bunun yanında ermenistan sınırında yapılan füze denemeleri ile ilgili "henüz deneme aşamasındadır, yanlışlıkla sınırın diğer tarafına düşebilir" demeci ve taha yasin ramazan'a "oraya gelirsem seni de saddam'ı da sallandırırım" sözleri ile günümüzdeki ezik iktidar anlayışına ders olması dileğimizdir.
makam aracının antenine siyah kurdele takarak özel radyoların kapatılmasını protesto etmek amacıyla sivil bir harekete destek olan tek devlet adamıdır. vizyonu ve dünya görüşü çok farklı bir insandı, ruhu şad olsun.
kendisine yapılan suikast sonrasında allah ın verdiği canı onun izni olmadan başkası alamaz diyerek gönüllerde taht kuran yatsı namazlarına tek başına gidip sabaha kadar camide ibadet edecek kadar dindar ve halkın arasından biri. hangi siyasetçi bu gün korumaları olmadan tek adım atabilir. dindarlığını asla dindar olmayan gruplar üzerinde baskı olarak kullanmamış objektif kişi. hacca gidip geldikten sonra bir gece kulubünde eğlenebilen halkın her kesimine hitap eden 8. cumhurbaşkanımız.
dün yorum farkı'nda emre kongar'la mehmet barlas'ı birbirine düşüren şahıs. konu ise köy enstitüleri, otoyollardı. sanırım barlas bilmiyor ki köy enstitüleri toprak ağalarının yerlerini sarstı, ağalar gelip bunları kapatın oylarımız size dedi.. ha şunları çok iyi bilir ama; demiryolları komünist işiydi, yaptık otoban yaptık otoban süper oldu!
barlas'sa hala kongar'ın kastettiği inceliği anlamamazlıktan gelerek otoban kötü bir şey mi kötü mü oldu yani demeye devam ederken, kongar "siz bu milleti yıllarca böyle uyuttunuz!" diye cevap verdi.
cumhurbaşkanı olmaması için medyanın çok çok ağır ithamlarına maruz kalan, fakat korktuklarını başlarına getirmeyen büyük lider.
cumhurbaşkanı seçimlerinde gazetelerin iftira dolu başlıkları: http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=239355