turgut uyar

entry1193 galeri92 video7 ses1
    51.
  1. Akşam üstü rüyası

    Şimdi gemiler geçer uzaklardan
    Gönlüm güvertede sereserpedir.
    Işıklı geceler,saz sesleri, peynir ekmek
    Ne biletim ne param ne dostum var
    Pır pır eder yüreğim bakındıkça...
    -Uyan Turgut um, garibim, uyan
    Bura Terme'dir.

    Terme köprüsünden kamyonlar geçer,
    Irgatlar üç orada beş burada konuşurlar
    Bir gece başlar, yarı siyah, yarı kırmızı
    Cigaramı yakar evime dönerim...
    -Gidin gemiler, gidin
    Vardığınız yerlere selam edin
    Gün olur bütün kaygılardan uzak
    Ben de gelirim...
    3 ...
  2. 52.
  3. SENFONi

    Önce sesin gelir aklıma
    Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm
    Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli
    Sonra cumartesi günleri gelir
    Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum
    Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.

    Kırk kere söyledim bir daha söylerim
    Savaşta ve barışta, karada ve denizde,
    Düşkünlükte ve esenlikte
    Zamanımız apayrı bize göre
    Yanyana olduk mu elele
    Aç kalsak ağlamayız biliyorum.

    içim güvercinleri okşamış gibi rahat
    Sen yanımdayken ister istemez
    Geniş meydanlarda akşam üstleri
    Üstüste üç kere deniz, üç kere çınarlar.

    Sen yanımdayken ister istemez
    Uzak ırmakları hatırlıyorum.

    Arasıra düşmüyor değil aklıma
    Yabancı kadınların sıcaklığı
    Ama Allah bilir ya, ne saklıyayım
    Yanında ihtiyarlamak istiyorum...
    7 ...
  4. 53.
  5. BAHARı BEKLEYENE

    ben kışın güzelliğini söylerim ne gelirse dilime
    çünkü kış bir hazırlıktır soluğuma kıpkırmızı gülüme

    nice kırmızı ayaklar gelip geçti o gün katar katar
    kış günleri sözgelişi ben bir çöp bile almadım elime

    altı kız bir ay ışığı def çalıp şarkılar söylediler
    beri yanda ormanlar yanardı, ciğerpareler lime

    artık su uyur aşk uyanır mendilim kana boyanır
    bilirim bu baharda da herkes hasetlenir halime

    ve ellerim batık bir suda akar gözlerim her şeye bakar
    bahar bir gelsin yeter artık eksikse de bırak elleme

    su uyur düşman uyumaz suların dibi güllerde

    altı kız bir oğlan def çalıp şarkılar söylediler
    baktım birinin kara bir gecesi düşüvermiş mendilime

    şimdi elimde baston silah, başımda şapka öyle
    ağzımda kurşun hızında seçtiğim her kelime

    su. hiç kimse durmazsa her şey yürür, bu aşk demektir
    her şey kullanılmazsa dirim bir ihanettir ölüme

    sakiniz elimiz filan temiz baharı filan bekleriz
    fincanı tastan oyarlar içine bade mi koyarlar

    biz silah kuşanırız bize bir şey söyleme
    2 ...
  6. 54.
  7. eğer tanrı, kutsal kitaplarını bir insanoğluna yazdırsa idi, bu kesinlikle uyar olurdu.
    7 ...
  8. 55.
  9. HıZLA GELişECEK KALBiMiZ

    hızla gelişecek kalbimiz
    kalbimiz hızla.
    sürgünlerin umutsuzluğunda
    kırık kalpler, yaralılar, onulmazlar
    farksız çarpanların umutsuzluğunda
    ve köprü başlarının umutsuzluğunda
    ve köprü başlarının umudunda.
    sular bitse bile, çiçekler atılırken oralara
    temiz bir ilişkinin bulutsuzluğunda
    ve eski dağlarda, eski dağlarda kış
    kovalarken ülkesini
    hızla gelişecek kalbimiz.
    kendi öz hüznümüzün öz tarlasında
    bozkır dayanıklılığımızın tarlasında
    kalbimiz
    ellerimiz ayaklarımız arasında
    ve kimsenin bölemediği şarkıyı
    güllerin, buğdayların ve acının şarkısını
    bir haziran uygulayacak sesimize.
    sütçünün sesiyle birlikte
    erkenci işçilerin sesiyle birlikte
    şoförün sesiyle birlikte
    sabaha başlamış sarhoşların sesiyle birlikte
    yaman sarhoşların sesiyle birlikte
    ve yeni uyanışların ve yeni doğmuşların
    ve herkesin ve herkesin
    sesleriyle birlikte
    bir haziran uygulayacak
    kimse bölemeyecek ve kalbimiz
    hızla gelişecek.

    yıkıntılara karışan eski bir bahar
    büyük olmaya elverişli bir bahar
    eskiden yaşanılmış ve her şeye rağmen
    insanlara göre bir bahar
    suların kana kestiği yahut
    suların kana kestiği bir bahar.
    hızla gelişecek kalbimiz
    bir mavilik kalıbında
    bir odada, en olagel bir odada
    en sade, en insanca bir odada
    bir kadınla bir erkeğin olduğu bir odada
    bir kadın bir erkeğin
    bir kadınla bir erkek olduğu
    ellerin ve omuz başlarının
    birbirini bulduğu.
    birden gerçekliğini algılayarak
    saat çalınca ve görünce güneşi
    birden vazgeçilmezliğini algılayarak
    önemli ve gerekli buluşunu kendini
    birden hatırlayarak
    geleceğe hazırlayınca olanca göğüslerini
    ve her şeye ve ölüme kalbimiz
    hızla gelişecek
    çağımıza pek uygun bir hızla
    gelişecek kalbimiz

    kalbimiz
    yerin ve göğün alt edilmez bir dirilikte olduğu
    tutkumuz, direnmemiz, ellerimiz, kalbimiz.
    kalbimiz
    kalbimiz hızla gelişecek.
    7 ...
  10. 56.
  11. demiş ki usta;

    yataklar, bir yatan olmadıkça içlerinde hep bir hüzün verir insana.
    5 ...
  12. 57.
  13. ...
    nasıl olsa sarhoşuz / nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
    ...
    6 ...
  14. 58.
  15. Dünyanın En Güzel Arabistanı adlı eserinde bizlere müthiş lezzette şiirler sunmuş olan şairimiz.
    2 ...
  16. 59.
  17. altı çizgili sözcükler deryasıdır kendisi. eklemeden duramayacağım:

    "biz o zaman yaptıklarımızın günahını değil, yüceliğini biliyorduk. bu, iki gücün yeniye varması, bir yeni yaratmasıydı. bir çiftleşme değil tekleşmeydi."
    3 ...
  18. 60.
  19. hangi cebini karıştırsan yalnızlık
    3 ...
  20. 61.
  21. geç keşfedilen usta. ya da bu sadece benim salaklığım. duru bi' güzellik onunkisi. hafif kekremsi bir tat bırakıyor şiirleri. ''büyük saat'' demişler. yıllanmak gerek.

    ...
    hiçbir şeye hazırlıklı değildik
    oyunlar oynandı, gökler kapandı, yenildik
    ...

    (bkz: yenilgi günlüğü)
    4 ...
  22. 62.
  23. okudukça okuyası geliyor insanın, okudukça okuyası, okudukça...

    "bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya"
    9 ...
  24. 63.
  25. "'ağustos, yirmi iki' dediler 'ustan ölmüş',
    çok komiksin azrail, turgut uyar ölür mü?" *
    ...

    Ağustos... 22...

    vazgeçme zamanı alkolleri, yorgun akşamlar, Solgun ağaçlar, sessiz sabahlar, yeni doğan aşklar, acısı ciğer sızlatan hiç kavuşamamalar, en gel-gitli aşklaşmalar, en yıldızlı gökyüzleri, en yalnız gece yazları, umutsuz akşamüstü tütünleri, umutsuzluk bağımlılıkları, karamsar özlemler, olmazsa olmaz hüzünler, her şeye rağmen tebessümler tarihinin yani insanlık tarihinin görüp görebileceği en büyük şairim olan sen; şiirlerini sonsuzluğa emanet edip göçeli tam 24 sene olmuş. Görüp görebileceği dedimse, birçoğu görmedi zaten, fark edemedi. Anlamayamadı. Olsun. Koyuyorum insanlık tarihinin kıçına tekmeyi, boş veriyorum. "Bizim gizli bir bildiğimiz var." Faniliklerden çok öte...

    pek muhterem Uyar Baba,

    Sen gideli çok zaman olmuş. bende yaş 3'müş. sene 85'miş. Nasıl da geçiyor her şey! işin aslı, gidişinin dünya için ne kadar büyük bir mana kaybı demek olduğunu henüz çok yeni öğrendim. 3-4 sene kadar önce tanıştım şiirlerinle. Bu kadar geç kaldığım için hala kendimi affetmiyorum olmamın tek teselli ikramiyesi, "neresinden dönersen zararın, kardır" ekonomisi. Arayı hızla kapatmaya çalıştım. ilerleyen süreçte, yani askere gitmeden hemen önce, türkiye'yi dolaşırken elimde bir tek büyük saat'in vardı.

    Memleket hudutlarında şiirlerinle baş başa kaldım. Canım sıkıldığında, sıkılmadığında, akşamda, sabahta, gölgede, sıcakta hep büyük saat'i okudum. okudum durdum. durdum durdum sayfayı başa döndürdüm, tekrar okudum. hiçbir kitabın veremediği bir duyguyu anlatıyordu. işte O zamandan bu zamana hep beraberiz. Sen sıkılmadıysan, ben hayatta sıkılmam. Hayatta? Öldükten sonra da sıkılmak istemem. (Aslında Sıkılganın önde gideniyim. Ama Turgut Uyar ve şiirlerine karşı böylesi bir duyguyu hissetmek mi, hâşâ!) Zira Turgut uyar asla, yalnızca bu dünyaya mahsus değil, anladım. Evrene sonsuz bir şekilde yayıldığına inanıyorum. Eminim hatta. Across the universe... bilen bilir. duyan duyar.

    ...

    Bu işler, güçler ve tüm güçsüzlükler bazen bize uymuyor, uyar baba. Gördüğün üzre, Dağınıklık problemim var bir de. ağustos 22 dedim ama başka mahallelere gittim. Aya yıla güne saate haddinden fazla manalar veren andavalların çağındayız usta. Ota bota her şeye öyle derin manalar yükleniyor ki! Ve maalesef görülmesi gerekenlere bakması gereken gözler öylesine kör ki! Dünyanın en güzel şiir kitaplarından biri olan, dünyanın en güzel arabistanı'nın ikinci baskısını, çıkışından tam yirmi sene sonra yapabildiğini öğrendiğim gün, bu dünya benim için bambaşka bir anlam ifade etmeye başlamıştı zaten. insanlar böyle galiba. herkes edebiyat sevecek diye bir şey yok. peki ya bizzat o dünyanın içindekiler? Yeteneksizler, ilişki fetişistleri, lobi fareleri, manipulasyonseverler, yalapşapizme gönül veren popülistler cirit atıyor her yanda. ve bunu, cirit sporunu gerçekten sevdikleri için yapmıyorlar. onda bile samimi değiller. klişeleşmiş sözlerden, kalıplaşmış yollardan uzaklaşmıyorlar. saçma sapan bir akıl tutulması almış başını gidiyor... neyse, Boş veriyorum usta, peki. "Az, daha çoktur" ilkesi Belki bu noktada da doğrudur. Birkaç on bin kişi biliyoruz ki, evet, bizim gizli bir bildiğimiz var. Bu sebeplerden ötürü Ağustos'un 22'sinde işte, Turgut Uyar'ı anmak önemli. ona saygı duruşunda bulunmak, Dünya şiirindeki doldurulamaz yerinin altını çizmek önemli. ve tüm göçmen şairlere tebessüm etmek...

    ...

    Sevgilerin bile acıyabildiği akıp giden şu hayatta şiir krizlerine girdiğimde, ağırlaştığımda, insanlara sövesim tuttuğunda, insanları sevesim geldiğinde ve gitmediğinde, bir güzele âşık olurken, ortalarda tek başıma kalakalıp susarken, oyalanırken, anlamsızlığı anlamaya çalışırken, kendime kızarken, çok üşümek'i haddim olmadan besteleyip kendi kendime çalıp söylerken, vazgeçme sularında yüzerken, umutsuzluğu alıp alıp ciğerime meze yaparken, soytarılıklar komedisine sırtımı dönüp sakin sakin sakinlemeye çalışırken, ama hepsinden öte, her şeyden öte en çok beklerken, beklerken, beklerken yanımda hep büyük saat'in, aklımda sen varsın.

    büyük saat'in zamanı durduruşuna şahitlik etmek? Bu onuru, bu hüzünlü güzelliği yaşayabilen şanslı insanlardan biri olabilmek? Sırf bu güzelliğe ortak olduğum için bile iyi ki yaşamışım diyebilirim. iyi ki yaşamışsın ki bu mutlak güzelliği bana yaşatmışsın. Yaşatıyorsun. Yaşatacaksın.

    iyi ki varsın uyar baba. iyi ki hala varsın. iyi ki hep var olacaksın...
    7 ...
  26. 64.
  27. tel üstünden ineli yirmi dört yıl olmasına rağmen
    indiği teli ve kalpleri titreten usta cambaz.

    (bkz: tel cambazı)
    3 ...
  28. 65.
  29. büyük üstad ilhan berk'in hakkında "ben dahil hepimiz turgut uyar" okumalıyız dediği büyük şair.
    2 ...
  30. 66.
  31. gün gelir şiirleri liselerde falan okutulur. muhtemelen de geyikli gece seçilir örnek şiiri olarak ve yeni yetme ergenlere geyik malzemesi olur. işte o zaman budaklı meşe odununu kaparım akçaburgazlı yekta'nın yanına kadar kovalarım hepsini.
    1 ...
  32. 67.
  33. bir korkuyorum yalnız kalkmaktan bir korkuyorum
    gündüzleri delice çalışıyorum geceleri kadınlarla yatıyorum

    sonra birden büyümüş görüyorum ağaçları
    kısrakları birden yavrulamış
    havaları birden güneşli

    kadınlarla yattığım yetse ya
    bir de kadınlarla yattığıma inanmam gerekiyor

    hoşlanmıyorum
    4 ...
  34. 68.
  35. 2. yeni akımının başlıca adlarından biridir.
    Aşk, ayrılık ve ölüm temalarını işler.
    Arz-ı Hal, Türkiyem, Tütünler Islak, Dünyanın En Güzel Arabistanı önemli şiir kitaplarındandır.
    1 ...
  36. 69.
  37. "Aslında bir ben vardım sokakta bir de polis. Ben yeni olmuştum. Önce yoktum elbet. Bir de sokak lambası ile o bulut. Bir de vurduğum o adam vardı. Tamam bir de ağustos gecesi. Elbette geceydi ne sandınız. Gündüz adam vurmak için sebep yok zaten. Polis benim savunmamı yeter buldu belki. Ama ille tanık gerekiyordu. Öyle dedi polis. Tanık olmadan olmaz dedi. Doğruydu ya. Tanık olmadan olmaz, tanık olmadan kimse ne yaşar ne ölebilir, ne aşık olabilir, ne yankesici olabilir. Bakındım. Sokak lambasını gördüm, gösterdim, bulutu gördüm gösterdim. Hem başka kimseciklere inanamazdım. Zaten kimse de yoktu. O sokak lambasının dedikleri bir bir hatırımda. ışığı da. Gidip birgün hatrını soracağım."
    6 ...
  38. 70.
  39. bak sakın telâşlanma
    bitiverdi iki aylık bir çocuğun kendisi
    bir şey değil bir çocuğun iki aylık tanrısı
    bitiverdi iki aylık bir çocuğun kendisi
    2 ...
  40. 71.
  41. yine demiş ki:

    "adamların bakmasıyla birden dirildi, güzelleşti, güçlendi kadınların saçları."
    4 ...
  42. 72.
  43. "ben koşarım aşağlara, koşarım / yıkanacak boğulacak su bulsam...."
    3 ...
  44. 73.
  45. soluğunu kesiyor insanın ve bir iştah uyandırıyor sevdaya.

    o zaman üç gemi italya'ya kalkacak
    üç gemi norveç'e
    birisi pancar küsbesi götürecek
    öbürü bir aşk kaçıracak gümrüksüz
    4 ...
  46. 74.
  47. sabah sabah sol frame de görünce sibernetiklik yaşatan bana oturduğum yerde.
    1 ...
  48. 75.
  49. çok arıyorum seni

    Ağlamam Turgut, ağlamıyorum.
    Alnım kırışır.
    Alnım neyse ne de
    gönlüm buruşur.

    Seni indirdim mi yataktan?
    Çıkarsam aklım karışır.
    iyidir Turgut
    -lâf aramızda-
    bize ağlamak yaraşır.

    Bir gün olur her şey değişir.
    Bakarım buralarda değilsin.
    Hep böyle süreceğini sanırım
    sürer gerçi, ama sonu değişir.

    Denkleştiririm senden kalanları.
    Buruşuk bir gül bize bakar kamaşır.
    Sonra bir sana bir bana bakar.
    Neden biliyor musun?
    Medresenin yanındaki kışlanın
    önü deniz
    Bahçesinde çamaşır.

    Süreyya Berfe
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük