ülke tv'de sıradışı adlı programların sunucusudur.biraz atarlı biri gibi ama yine de sempatik sanki..gezi eylemcilerin gazdan kaçarken girdiği camide tebessüm eden 2 genç görmüş onu söylüyor şu sıralar.
turgay beyi çok severim, çok da mert bir adamdır; insanlar tanımadıkları kişiler hakkında ne kadar da çok konuşuyorlar öyle. arkadaş ısınamamışmış... halısaha maçı mı yapıyoruz birader, neye ısınıyorsun? insan bu, fikrine göre mukabele edersin. ama gerçekten giydiği gömlekler çok çirkin yahu, ehehe...
turgay beyi ''yandaş'' olarak görmek haksızlık olur. akp hakkında gerektiğinde çok da sert konuşmuşluğu vardır. sanırım insanlar geçtiğimiz günlerde yapılan sıradışı tarih programına bakarak yapıyor bu yorumu, bunda da haksızlar diyemem açıkçası. ama turgay beyin hakkında konuştuğu, işin bir devrim raddesine vardırılması. turgay bey de, mehmet çelik de, üsküdar üniversitesi rektörü de, olaylar ilk patlak verdiğinde insanların demokratik hakkını savunduklarını, avm'ye karşı olduklarını, projenin durdurulması gerektiğini, halktan onay alınması gerektiğini ifade ettiler. ama sonra iş belli bir kesimin gövde gösterisine dönüşmeye meyletmeye başlayınca, bahsi geçen programı yaptılar. bundan da doğal bir şey yok.
iki ağaç yüzünden olmuyor bunlar deniliyor fakat, eylem ilk başladığında ''iki ağaç'' yüzündendi. zaten turgay bey ''iki ağaç'' meselesinde halktan yanaydı. ama olayın boyutu hükümeti devirme eylemine gelince, mehmet ali alabora ''iş başka, sen gel'' diye tweet atınca, kendisi de ağır ifadelerle bu gruba yüklendi.
iyidir turgay güler, iyi... ama gömlekleri cidden rüküş...
sakin bir yapıda değildir, en az bir chpli kadar ağzından köpük saçar. kindardır. chp'ye laf sokarken gözleri fırıl fırıl oluyor, heyecandan yerinde duramıyor ve laf kesiyor. yazık, chp kafayapısında olan bir ak genç. akp'yi aklama hevesiyle görünce kendisini üzüluyorum, milletin meselesi üç ağaç değil be efendi... firavunlaşan akp zihniyeti, vicdansızlaşan akp zihniyeti... zamanında müspet düşündüğüm bir adamdın, elbette senin umrunda değil, sen takmıyorsun... sahibin gibi.
hani insan birini ilk gördüğünde hiç ısınamaz ya ona, hani suratına iki tane yapıştırmak, azğını burnunu dağıtmak ister ya, işte aynı şeyleri bu insana karşı hissediyorum.
bu kadar itici, bu kadar gıcık ve bu kadar kendini önemli biri sanan insan görmedim hayatımda.
lan sen kimsin?! kıçı kırık bir kanalda oturmuş boş boş konuşuyorsun. seni izleyenlerin sayısı da toplasan 10 bin kişiyi geçmez şu koca ülkede.
şimdi madem izlenmiyor, sen neden izliyorsun diye soracak olursa bazı arkadaşlarımız, hemen söyleyeyim; açıp ne saçmalayacak yine diye sırf meraktan bakıyorum ama sadece 5 dakika dayanabiliyorum. o gözlükler yok mu, hele o gözleri bi garip tövbe tövbe konuşurken nereye baktığı belli değil yukarı, sağa, sola oynayıp duruyo kendi kendine. ne biçim adam lan bu! *
kendisini bazı şeyleri aşmış, bilgili, entelektüel zanneden, programında da "ben biliyorumda siz de öğrenin bari" havalarında olan; hatta bir keresinde ülke gündemiyle alakalı bir konuda "ben biliyorumda, neyssee" diyip beni tiksindirmiş insan.programının adının sıradışı olmasının verdiği gazla "ben şimdi sıradışı bir soru soracağım" diyip gayet boktan sorular sorması, ele aldığı konuların yüzde 80 inin saçma sapan, kahve geyiği konular olması ayrı dava. 3. bir kişinin adı geçtiğinde "kendisine cevap hakkı doğdu, eğer bizi izliyorsa, yada yakınlarından izleyen varsa haber verebilir, kendisi bizi arayıp cevap verebilir" diyen, bunu eşitliği savunduğundan mı, başıma bir iş gelir de adım çıkar korkusundan mı, yoksa rating kaygısından mı yapar bilemiyorum ancak bir keresinde deniz baykal a seslendi. ulan deniz baykal ın işi gücü yok senin programında cevap verecek, düşün lan biraz. programda araya girip "bu konuştuğumuz konu çok önemli, içerde çocuklarınız varsa onlarıda çağırın, sevdiğiniz insanları bu programdan haberdar edin onlarda izlesin bizi" diyerek ayrıca delirten adam. ha, iyi yaptığı program yok mu, var, ancak onlarda bu kadar bayatlığın içinde kaybolup gidiyor maalesef.
şer'i kurallara göre yönetilecek bir türkiye'nin şakşakçılığını yapıyor anladığım kadarıyla. "din elden gidiyor!" diye buyurmuş hazret. hani birilerinin gaza gelip, sırf müslüman olmadığı için insanların boğazını kesmesine neden olan slogan var ya, hah işte o!
liselerde namaz kılınması istenmiyormuş! nasıl istenmezmiş! liselerde namaz kıllınabilmeliymiş! namaza savaş açılıyormuş! namaz suç olarak gösteriliyormuş! falan fıstık.
laiklik ilkesi gereği, devletin bir kurumu olan okullarda ne cami benzeri bir yapı, ne cemevi benzeri bir yapı, ne şapel benzeri bir yapı, ne kilise benzeri bir yapı açılamaz! şeytana tapan bireyler için kedi kesebilecekleri bir ortam hazırlanamaz!
demek ki bazı şeyleri bilebilmek için gazeteci olmak yeterli değil. şşş, alo! duyuyor musun sayın yazar!
***
"din elden gidiyor" diye çığırdıkça birileri, daha çok boğazı kesilen insanlar görürüz biz!