ataturk'ten, devrimlerinden, hiçbir şey anlamamış insanın yapacağı iştir,
sen ki, özgürlüğünü borçlu olduğun, en azından şu anda, tıkır tıkır bu yazıları yazabilme hakkını borçlu olduğun insanın cesedinin bulunduğu yerle, saçma sapan olup olmadığı bile belli olmayan, islamiyet de yeri olmayan bir şeyle bir tut. akıl sır ermiyor efendim, anıtkabirin sembolik bir anlam taşıdığını, o bina orada durdukça atatürk devrimlerinin de ayakta kalacağını anlamamak ya da anlamak istememeye akıl sır ermiyor. ondan sonra gidip milletin çaput bağladığı, sayısal loto kağıtlarını, öss'ye girecekleri kalemleri sürttüğü bir mantıksızlık abidesine aynı şey ölüden medet umuyorsun de. anıtkabir ziyareti kimseden medet ummak değildir, atatürk devrimlerinin o kadar kolay değiştirilemeyeciğinin göstergesidir. emperyalizmin uşaklığını yapan köpeklere bu ülkenin emperyalizmin kucağında değil savaşarak özgürleştiğini hatırlatmaktır.
her resmî bayramda devlet protokolünün yaptığı şey. meşrû kabir ziyareti anlamında değil, "al sana bir göbek ver bana bir bebek" misali hurafelere benzer şekilde atatürk'e laik olmayanları şikayet etmek, 1937'den önce var olmayan köksüz* bir düşünce için ilham almaya çalışmak şeklinde gerçekleştirilir.
islam'da son derece sağlam bir yeri olan kabir ziyareti anlamında atatürk'ü seven kişilerin gidip fatiha okumasına birşey diyeceğim yok. ama türbe diye insanı ebedî saadete davet eden manevîyat önderlerinin vücudu ile şereflenmiş yerlere denir.
aşağılamak anlamında değil, yanlış işi tasvip etmemek anlamında söylüyorum ki atatürk'ün şahsından kaynaklanmayan sebeblerle, bugün anıtkabir işlev olarak ve kendisine atfedilen mahiyet anlamında piramitleri daha çok andırmaktadır.