başı açık first lady * ne kadar normal ise başı örtülü olanı da o kadar normaldir..her daim müslümanlığı yaşamaya kalkan insanları örümcek kafalılıkla gericilikle suçlamak adet haline gelmişken, okumaya çalışanı engellemek, bir yandan 'haydi kızlar okula' gibi kampanyalar düzenlerken bir yandan da okumaya çalışan kız çocuklarını başı örtülü diye okullara almamak nasıl tezat ise; demokrasiden dem vurup milletin oyuyla milletin başına geçen insanları yargılamaya kalkmak o kadar tezat.
ilk kez görülmeyen olaydır. ulu önder atatürk'ün eşininde başı kapalıydı. atatürk şu gün ayakta olsaydı, acaba kendini atatürkçü sananlara ne derdi çok merak ediyorum..
An itibariyle cumhurbaşkanı adayı Sayın Abdullah Gül'ün eşinin alması muhtemel ünvandır. Yakışır.
Avret yerlerini örtmek yaradanın kadınlara bir emridir. Buna saçlar da dahildir ( (bkz: tahrik unsuru olarak kadın saçı)). Ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin içinde bulunduğu durum açısından burada tartışılan yaradanın emrinden ziyade Anadolu toprakları üzerinde kurulan dış odaklı hayallerdir ki bunları siz benden daha iyi biliyorsunuz.
Şöyle bir durum olsa mesela : Abdullah Gül'ün eşi çıksa da dese ki "Ben Allah'ın emrini yerine getirmek için örtünüyorum, bu bir müslüman kadın olarak benim en doğal ve kişisel hakkımdır, ancak bunun yanında da Türkiye Cumhuriyetine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına da sonuna kadar bağlıyım, Türkiye Cumhuriyeti asla bir şeriat devleti olamaz, Türk insanı kadınıyla erkeğiyle daima muhasır medeniyetler seviyesine elele yürüyecektir, bizler daima Atatürk Türkiyesi'nin bekası için çalışacağız." ve ardından eklese "Atam daima izindeyiz" o zaman acaba tartışma kalır mıydı ortada?
Benim en çok merak ettiğim ise, mmuhtemel cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Çankaya'da düzenleyeceği resepsiyona eşini dahil edip etmeyeceği ve "First Lady" ünvanını taşıyan biri bu resepsiyondan ayrı tutulmayacağına göre Genel Kurmay'ın bu durum karşısındaki tavrıdır.
çankaya köşkü kamusal alan sınırları içindedir, yasalara göre kamusal alanda türban yasaktır.yıllarca bu olay aihm'ne götürülmüş ve değişen hiçbir şey olmamıştır.sonuç olarak yasalar doğrultusunda şimdiki duruma bakarsak türbanlı first lady yasalara aykırıdır.Fakat minareyi çalan kılıfını hazırlar atasözü akıllara gelince, yasanın değiştirilmesi çok da zor olmasa gerek ama tepkilerin de ne kadar büyük olacağı da muammadır. *
DEVRiM yasaları gereği türbanın Çankaya'da zaten olamayacağını savunan hukukçular şöyle diyor:
Prof. Dr. Mümtaz Soysal: Anayasa Mahkemesi'nin kararları doğrultusunda kamusal alanın sınırları bellidir. Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde verilen bir resmi davette zaten başörtüsü takılmaması gerekir.
Prof. Dr. Ali Ülkü Arzak: Devleti temsillerin eşleri devrim yasalarına uygun giyinmeli. Mevcut yasalar bile Cumhurbaşkanı'nın eşine resmi temsilde başörtüsü izni vermiyor.
türkiye cumhuriyeti devletinin değerlerinden,ilkelerinden ötürü (bkz: laik) kesimin rahatsız olacağı first ladydir. sokak ağzıyla siyaset yapanların seveceği süper ladydir.
devletin en başındaki kişinin türbanlı eşi için söylenen kelime öbeği..mayolu first lady, bikinili first lady, bıyıklı first lady demek kadar saçma bir tamlamadır, insana ve bireylerin kişisel seçimlerine saygısı olmayan kesim tarafından uydurulmuştur ve hatta bu kesim yarın çıkıp da, gelin hayrunnisa hanımın ne giyeceği konusunda uzlaşı arayalım, derse hiç şaşırmam..uzlaşı toplumu olma yolunda üzerimize yok malum..*
bazılarının kavrayamadığı olay. efendim laiklik din ile devlet işlerinin ayrılması değil mi? hayrunnisa hanım da devleti yönetmeyeceğine göre laiklik tartışması boşunadır. saçma oldu di mi? evet, çok çabaladım ama sizin kadar saçmalayamadım. neyi bekliyordunuz anlamadım? deniz baykal mı olacak sandınız?
vatana millete hayırlı olsun, allah mahçup etmesin.
arap ülkeleri dışındaki tüm ülkelerdeki türkiye'ye verilen arap imajından tam kurtulmuşken başı türbanlı bir first lady ile tekrar o imaja büyük bir hızla dönüş yapmış bulunacağız gibi. tamam özgürdür, istediğini yapabilir, ama bu durumu üzücü bulmak da benim en doğal hakkım.