mustazaf ın amacına ulaşma noktasında büründüğü durum. inanç sisteminin zor durumlarda, orjinali de bozmadan, kişiye başka çareler getirmesinde de misaldir. böylesine çözümleri başka sistemler başaramaz, başaramamıştır da.
"her seçim bir vazgeçiştir" ilkesini anlamak istemeyen ama okumak/çalışmak isteyen bayanların hem okulundan/işinden hem de tesettüründen vazgeçememesi durumudur. bazı şeyler için birşeylerden fedakarlık yapmak gerekir. eğer ki okumak isteniyorsa ya da devlette memur olarak çalışmak istiyorsa bir insan günün mesai saatleri ve ders saatleri dışında olan kısmında başını kapatmalıdır. bazı kurallar vardır, bunlara riayet edilmelidir.
baskı altında yaşayan başörtülü kızların kendilerini az da olsa rahat hissetmek için başvurdukları yöntem. çünkü emin olun onlar sizler kadar "etraf ne der" kompleksinde değil..
peruk konusuna gelince, peygamber efendimiz peruğu münafık kadınlardan dolayı lanetlemiştir. şimdi ameller niyetlere göredir diyeceksiniz.. bir kız olarak şöyle düşünüyorum, bir kız peruk almaya gittiğinde kimseye söylemese bile gidip kendine en yakışanı alır. yani peygamber efendimizin lanetlediği bir hareketi belki de kendisi bile farkında olmadan yapmış olur. şimdi de sen kıyafet alırken kendine yakışanı almıyor musun diyeceksiniz.. herkes kendine yakışanı alır, peygamberimizin kıyafet konusunda tavsiyeleri vardır. tesettürün de belli kriterleri vardır. bunların dışına çıkmadan çok dikkat çekmeyen ve size çok yakışan sade kıyafetler giyebilirsiniz.
türban konusu ise artık tartışılmaması daha mantıklı olacak olan bir konu. eğer hala tartışanlar, türban takılmasın diyenler varsa, işte onlar en büyük geri kafalılardır. geleceğin sosyoloğu olarak * sizleri inanca saygıya bekliyorum arkadaşlar. eğer vatanımızın gelişmesini istiyorsak bence ilk olarak burdan başlamalıyız. bu noktaya gelmişken iş biz gençlere düşüyor. yoksa şu şunu giymiş bu bunu takmış demekten başka bir şey bilmeyen insanlarla olduğumuz yerde saymaya devam ederiz..
türban yerine peruk takmak mantıklı gelebilir fakat, türban üstüne peruk takmak aşırı dinci bir zihniyetin ürünü olabilir ancak. ama burada sorgulanması gereken olay, bu tür arayışlara giren türbanlı kişi değil, onu bu tür arayışlara zorlayan saçma zihniyettir.
sen zikimden bir yasağı getirip milletin önüne koyarsan millet de kendi çapında avunur işte. eee ne demiş namık kemal "öyle .öte böyle .arak". ama kimse mutsuz olmasın.
bu günler çok yakında bitecek. ve bu yasakları getirenler bu insanlardan merhamet dileneceklerdir. bunlar, türkiyenin atatürk sonrası dönemdeki azınlık olmalarına rağmen sesleri fazla çıkan grubudur. ama bu zifiri karanlık sabaha, bu sancı bir doğuma gebe. dün otdü de hademeler cuma namazı kılsın diye yapılan camide bugun 6 bin kişi cuma namazı kılıyor. üniversitelerde içki içme oranı %15 i geçmiyor. yani 25 yıldır çalışan insanların başarıya erişeceği günler yakındadır.
herkes müsterih olsun. kaçacak delik arayacak bazıları ama o delik bile kabul etmiyecek bu demokrasi düşmanı sıçanları.
taktıkları peruk onları bu duruma sokan zihniyete karşı verdikleri bir savaştır. bu zamanda asıl çileyi çeken de bu kardeşlerimizdir. bazıları tarafından dışlanılar, zekaları bile başlarındaki örtüyle ölçülür. başında bir örtü gördüğü zaman deliren insanlar vardır ve maalesef bu devlette de onların sözü geçmektedir. yok kamusal alan, yok anayasa denilerek başlarındaki örtüye hiçbir mantıklı açıklaması yokken karşı duranlar, kendi rahatları için herşeyi yapmaktan kaçınmazlar. koydukları yasaklarla istediklerine ulaşabileceklerini zannederler, "açsana başını nolacak, hem farz değil.", "ben saçını görünce tahrik olmuyomki", "bak sana baskı yapıyorlar seni kullanıyorlar." diyerek bu kardeşlerimizi adeta bir karanlığa atmaya çalışıyorlardır. istanbul üniversitesi n de zamanında "ikna odaları" meşhurdu, başörtülü kızlar tek tek buraya alınır, bin türlü psikolojik baskı uygulanır, aralarında iki üç tanesi dayanamayıp başını açıncada "bakın baskı var, biz onları ikna ettik. özgürlüklerini verdik." denilerek halkı da kendileri gibi düşünmeye zorladılar. sadece öğrencilere değil, çalışanlara da aynı baskılar uygulanmıştır. başörtülü olduğu için işten çıkarılan doktorlar, öğretmenler çoktur. bunlara o hakkı kim vermektedir, bunlar seçilmiş insanlar da değildir, atanmışlardır, birer maşadır; bu ülkeyi birbirine kırdırmak isteyen şer odaklarının maşalarıdırlar. doktor eksiğimiz var deniliyor ama doktorun başörtü takmasına izin yok, neden taktığı başörtüyle hasta ayırır, onların üzerinde psikolojik baskı kurar gibi saçmalıklar öne sürülüyor. lütfen gözünüzü açın, namaz kılandan, başörtü takandan, "allah" diyenden kime ne zarar gelir, kimi dışlamış, kimi aşağılamış, kime baskı yapmışlardır. islam da böyle birşey zaten yoktur, dinimiz hoşgörü dinidir. bana bir kişi gösterin zorla başı örtülmüş, gösteremezsiniz. iran a gitmeden de hüküm vermeyin, orada laiklik yoktur, bir islam devletidir ve islami kurallar vardır. başörtüsü takmayan da asılmıyor, hristiyanda. gözünüzü açın ve bizi kimin bu duruma düşürdüğünü anlamaya çalışın.
biraz saygı, çok şey mi istiyoruz?
daha beteri de olan durum. bu türbanın üstüne peruk takan insan modeli,bazen peruk da takmaz türban da. şöyle ki: türban takan bayanların bu aksesuarı takma sebebi erkeklerdir. bunu da sadece bayanların olduğu evlerde başlarını açmalarından anlıyoruz. yani bu durumda mesela türbanlı bir öğretmen okulda başını açarak okuldaki erkek öğretmenleri adamdan saymamış oluyor. aslında bunu böyle düşünüp erkek öğretmenlerin "ya toptan başınızı açın, ya da peruk takın ülen,erkekliğimizi yok sayıyorsunuz." şeklinde serzenişlerde bulunması ve hatta dava açması işten bile değildir.
herkesin inancı,ibadet biçimi kendinedir diye düşünen ben ve benim gibileri bile şaşırtan bir durumdur.insana*,siyasal görüş belirtmek için yapıldığını düşündürür.dışarda takana kimse bir şey demez,belki de diyemez ama kamu kurumlarında takmaya gerek yoktur.oraların amacı ne ibadet biçimi sergileme ne de siyasal görüş belirtme yeri değildir.
Muhtemelen forum/chat tarzı üzerine silinecek ama yazmak elzem. Kızlık kafadaki örtüye benzetilmiş, eyvallah teşbihte hata olmaz diyelim ve o benzetmeden yola çıkalım: Bu kızlar eğer kızlık zarlarını diktiriyorlarsa kardeşim, kızlıklarına tecavüz edildiğini gösterir bu bize. Yani kızlıklarını bilerek kaybetmiyorlar, devlet kızlığını bırak da gel diyor.
Ayrıca ilerici olmak veya gerici olmak insanın giyindiği veya çıkardığı ile olmaz. Açarsan ilericisin kaparsan gericisin. Biz buna tam manasıyla şekilcilik diyoruz.
