bir şekilde "ben de özgürüm" psikolojisine sokulmuş dişi bünyenin, düzene karşı dik(!) duruşudur. yurdum polisi, jandarması, seküritisi ona engel olmaya kalktığında şıppadak çantasından çıkardığı peruğu türbanının üzerine geçirir, "nanik nanik nanik" diyerekten, girişi engellenen bölgelere ayak basar. çakinin gelininden farksız haliyle de, müdahalelere karşı geliştirdirdiği kamufle mekanizmasıyla da korkutur. hele ki sınavda yanınıza oturduysa vay sizin halinize.
tipik bir sik nerde selanik nerde vakasıdır. Türk yurdu, masonik destekli kışkırtıcı bürokrasi ile din üzerinden siyaset yapıp menfaat sağlayan art niyetli güruh arasında preslenmiş bir vaziyette kımıldayamamaktadır. Al birini vur ötekine hesabı.
çok enteresan bir durumdur. saçını ve kendini saklaması için telkinle büyütülen kızların üniversiteye geldiklerinde, girebilmek için ürettikleri çözümdür. şimdi sen kadına saklan, saçından tahrik olanlar var deyip dışlarken ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapmamış oluyorsun da, kendine güven saçından utanma kimse senin saçını görünce sana tecavüz etmeye kalkmaz diyenler ikinci sınıf muamelesi yapmış oluyor.
bırakın bu kadını düşünüyoruz, savunuyoruz ayaklarını. sizler daha neyi savunduğunuzun bilincinde değilsiniz. sadece sindirmeye çalışmaktasınız kadınları, her türlü arsızlığınızdan kadını sorumlu tutmaktasınız, erkeğin arı namusu yokmuşcasına, sonra çıkıp bir de bu hale düürenler utansın dersiniz! ne yüzle?
ben de derim ki evet kadını bu hale düşüren zihniyet utansın. örtünmeyi dayatma olarak sunup, alternatif bırakmayıp, kadını sindirmeye çalışan üstüne bir de buna özgürlük demeye kalkan zihniyet utansın. bir de kadın uyansa çok geç olmadan.
bunu yaptıranların sıfatına bakıp utanması için tutlmuş bir aynadır.demokrasi gereği yasaklanan türbanın bir alternatifi şeklinde gelişmiştir.bence çuval geçirsinler kafalarına o zaman daha iyi anlarlar belki. karşındaki insan mı hayvan mı bir türlü algılayamamış insanların kurbanlarıdır.ikinci sınıf muamele gören mağdurlardır.
toplumda yaşayan bireyler toplumu yönetenler tarafından ne zaman bireysel özgürlükle ikramlandırılacaklarsa o zaman o toplum da bu derece saçma ve acınılası haller meydana gelmez. *
bazı hadislerde, bir müslümanın, doğal yüz şeklini değiştirmesinin uygun olmadığı açıkça belirtilmiştir.
peygamberin bu konudaki kurallarını, tariflerini okumayan kişinin kafasına göre davranmasıdır.
ya olay saçı göstermemekse ha senin saçın ha naylon saç ne fark eder. sanki insanlarda onu ayırt edecek bir mekanizma var. hey yavrum be saçlara bak allah allah dedeği zaman bir erkek *, istediğin kadar bak, nasılsa peruk, benim değil onlar, demek ne derece kurtarır günahtan seni. sonuçta sensin o. kafandaki de saç. meruk meruk. nerden bilicez kardeşim.
ne kadar düşünceden yoksun insanlarsınız ya! erkeklerin saçınızdan tahrik olmasını engellemek için onun üstüne başka bir saç takıyorsunuz. tahrik olucak adam o peruğunuzdan tahrik olmayacak çünkü. düştüğünüz durumun komikliğini anlayamayacak kadar da mı sığsınız, günahsa peruğun da günah olduğunu bilmeyecek kadar da mı bilgisizsiniz, cahilsiniz? boşuna soruyorum gerçi, öylesiniz. dininizle ilgili bir iki cümle dahi okumadan körü körüne başınızı bağlayın, önünüzden başka bir yere bakmayın, başınızı yerden kaldırmayın... nereye kadar bakalım. zararınız sırf kendinize olsa yine bir şey demeyeceğim de, bizler de kaynayacağız herhalde bu yolun sonunda. allah'ın verdiği şu aklı kullanmadan yaptığınız ibadetlerin hangi biri kabul olur acaba, bi düşünün bakalım. allah tez zamanda akıl fikir versin, ne diyim, aklınızı kullanmayı nasip etsin daha doğrusu. aklınızın olduğundan bile haberiniz olmayabilir çünkü.
saygı duymakla beraber şunu belirtmek gerekir. örtünmenin nedeni vücut hatlarını ve saçı belli etmemek ve kişinin alımlı görünmesini engellemektir.hal böyleyken ha kendi saçın görünmüş ha peruk takmışsın bir fark yoktur. bazı şeylere körü körüne inanmaktansa üzerlerine düşünüp anlamak zannediyorum ki daha faydalı. çünkü her şeyin kendi içinde bir mantığı ve nedeni var.yazık ki bu durumunda bir nedeni var.özgürlükçü zihniyetin insanların özgürlüğünü elinden alması!bırakın herkes istediği gibi yaşasın.
kendi saçını türbanla gizleyip, üzerine türban görünmeyecek şekilde bir başkasının saçının yerleştirilmesi hadisesidir. yani bu durumda en altta zinhar görünmemesi gereken esas saç, üzerinde türban, onun da üzerinde bir başkasının (zamanında kimbilir neler yaşanmış) saçı vardır. yani görünürde saç vardır, türban saçın altındadır. yani kuru üzeri az pilavdır, az döner üzeri pilavdır, yoğurt üzeri ıspanaktır, künefe üzeri iskenderdir, bok üstü badem ezmesidir.
"bence kadınların makyaj yapması erkeklerin ben zenginim diye yalan söylemesiyle aynı şeydir" diyordu bir radyo programında. kel alaka değil mi? makyaj-suret-kamuflaj... and life goes on...
bizim okulda * hiç görülmeyen sakarya üniversitesinde gördüğümde çok şaşırdığım türbanlarına saygı duyduğum ancak madem öyle giremiyorlar tamamen çıkar örtüyü düzgün peruk tak dedirten durum.
insanların inancına saygısı olmayanların direttikleri kamu alanlarında türban yasağına karşı başka çaresi kalmamış, eğitimine veya işine devam etmek isteyenlerin başvurduğu bir yöntemdir. * tabii ki türbanın üstüne peruk çok da konforlu bir yöntem değildir, sadece bir çözümdür; emin olun türban üstüne peruk takanlar da halinden çok memnun değiller fakat başka çareleri yoktur. bu kadar insanın inançlarına saygısı olmayan insanı gördükten sonra ben cidden endişelenmeye başladım özgürlüğümüzden, çok yazık. *
daha iyi görünmeyi amaçlayan ve saçlarından memnun olmayan genç kızlarımızın sık sık yaptıkları eylem. fakat galiba türkiye'de pek kaliteli peruk olmadığından çok komik ve yapmacık görünüyorlar.
kendilerine at kuyruğundan yapılmış perukları denemelerini tavsiye ediyorum. geçen bir kızımızda gördüm, gerçek gibi.
beyaz çorapla sandalet giymek ayarındaki davranış biçimidir. ne akla hizmet yapıldığı anlaşılamamaktadır. türban görünmesin diye peruk takıp binbir makyaj yapmaları, bana "bi insan ancak bu kadar kendisiyle çelişir" dedirtir.