birçok konuda,kendi paranoyak duygularının rehberliğinde,bu memleketin insanını ayıran,kayıran,gruplandıran ve kendisini *çağdaşlık yolunda kendi insanıyla savaşan gurubun içine koyan,demokrasiden bahsedip insanların kılık ve kıyafetleri yüzünden üniversitelere alınmamasını savunan savaşçı gurubun kendilerine düşman belledikleri bünyelerdir efendim bunlar...
evet başlıkta da belirtildiği gibi bu bünyeler AYRIM yapmaz....sadece kendilerinden habersiz,kendilerine açılan savaşta,kendi ülkelerinde,kendi istedikleri gibi yaşamaya çalışırlar...tabi çağdaşlık neferleri izin verirse...
sözlük anlamına bakmaya gerek yoktur türban artık siyasal bir simge olmuştur başörtü ise gelenek görenek kültürden kaynaklanan birşeydir. ortak yanları da vardır ikiside üniversiteye öyle giremez ya da devletin hastanesin de öyle görev yapamaz vs. bunu da hiç kimse deiştiremez atatürk'e karşı yapılan terbiyesizlik ve saygısızlık olur.
ayrıca başörtüsü ve türban kelimelerini ayırt edememe durumuna din açısından baktığımız gibi bir de dil açısından bakalım..
başörtüsü kelimesine baktığımızda bunun başı örtmek için kullanılan örtüye verilmiş bir isim olduğunu anlamak hiç de zor değildir.. yani masa örtüsünden farkı masaya değil başa örtülüyor olmasıdır... şimdi bunu anlayamamış zekalara büyük türkçe sözlüklerden birini tavsiye edip, türban kelimesine geçiyoruuz..
havari kesar arkadaşımızın da belirttiği gibi, türban örtmek ve kapatmak anlamına geliyor. yani sonuç itibariyle her iki kelime de aynı anlama çıkıyor. bu durumda ayırt edemeyen bünyeye değil, ayırt edebilen bünyeye bakmak gerekiyor.
nasıl ayırt edebildikleri konusuna gelince, bazı insanlar vardır, bir şey yapamadıkları zaman ve yapamadıkları şeyin aslında yapması gereken şey olduğunu bildiklerinde, yapabilen insana karşı bir kin beslerler. yani demek istediğim yükselen kişiyi aşağı çekme dürtüsü hissederler. bu yüzden de sataşabildikleri kadar sataşıp bu kin besledikleri insanları rencide etmeye çalışırlar. bu arada kendilerini rahatlatmak içinse, işte bunun gibi bir ayrım yaparlar..
kur'anda anlatılan tarihi olayları anlama kabiliyetinden eksik, zamanında allah tarafından süper güç yapılan yahudilerin yaşadığı olayları ve bunlara kur'an'da getirilen yorumların tamamını okumadan ya da okuduğu halde burada provokatif amaçla açıklayamayan beyinsizlerce hz. musa döneminde emredilmediğini de tahrif edilmiş bir kitaba binaen iddia edebilen zihinlerin sahip olduğu bünye değildir elbette. ne mutlu o ayrımı yapamayan bünyelere ayrıca.
ikisi de aynıdır, lafı dolandırmak isteyenler değişik anlam katmak isteyebilirler birine. ben hiç bir başı kapalı kadının siyasal simge olsun diye başını örttüğünü görmedim. madem farkı var o zaman türbanın yasak olduğu yere başörtüsüyle girilsin. ya da madem birine hoşgörü var yasa çıkartılsın hoşgörü ile yaklaşılanı bağlasın kadınlarımız başlarına. gerisi laf...
kişisel hak, hukuk, özgürlük gibi kavramları diline pelesenk etmiş insanlar konu türban * olunca çark ediyorlar nedense. etmedikleri küfür/hakaret kalmıyo. o kadar herkesin kendini birbirinin hayatına karışmak zorunda hissettiği bir toplumda yaşıyoruz ki kimsenin onun hayatıdır/özelidir/dini inanışıdır beni bağlamaz diyesi gelmiyo. ancak ** bu olayın bu kadar tepki toplamasında türbanı hangi amaçla kullandığı belli olmayan insanların rolü yokmu tabii ki var. türlü bağlama şekilleriye üyesi oldukları tarikatların işaretini vererek, başını kapatıp k* açıkta bırakarak ya da türlü rezilliklerle insanları bu nesneden soğutarak bu işin bu raddeye gelmesine en büyük sebep belki de bizzat kendileridir. özellikle türbanı dinden uzak hertülü alanda * kulllanabilme cesaretini gösteren bi takım insanlar da bu olayda başrol oynamaktadır kanaatimce. neyse sonuç olarak ezici bir çoğunluğunun müslüman olduğu bir ülkede islamiyetin gerekliliklerinden birinin bu kadar tartışılması/yasaklanması/kötüye kullanılması bana acı veriyo/düşündürüyo/rahatsız ediyo....
Türban ve başörtüsü birtek amaç için takılır. islam dinindeki "örtünmek" emrinin yerine getirilmesi için.
şimdi başörtüsünün, gelenek ve göreneklerle uzaktan yakından, hiçbir alakası yoktur. onlarda, dinin emrini yerine getirmek için takılıyordu. türbanda dinin emrini yerine getirmek için takılıyor.
ikiside aynı şeydir. "babaannelerimizin taktığı başörtüsü" diye bir şey yoktur. kadınların, islam dininin gereğini yerine getirmek için, saçlarını ve başının bir kısmını örten örtü vardır. onunda adı ya türbandır yada başörtüsü. aynıdır bunlar aynı.
ha şimdi arasındaki fark ne? türban çok daha kapalı ve sıkı bağlanıyor. başörtüsü ise biraz daha bol ve saçlarında bir kısmı gözüküyor. eğer zaten islamı anlatan fıkıh kitaplarına bakarsanız, doğru olanının türban olduğunu görürsünüz.
ya ister takın ister takmayın. ne yaparsanız yapın. ama bunların ikiside, islami emirler için takılır. gelenek ve görenekle alakası yoktur.
diğerleri gibi kafasını * bir parça kumaştan bozmamış bünyedir. daha akıllıca işlerle uğraşır. diğerleri de durun daha bu kumaşın felan kısmına gelmedik, onunla da acaba neyi kastediyorlar?, bu renk olmasının sebebi ne?, bazıları iğne takıyor o kesin daha tehlikeli derlerken beri taraf sadece onlara acıyorlar.
(bkz: dar düşünceler, dar görüşler.)
başörtüsü annelerimizin ninelerimizin kullandığı ananevi olarak nesilden nesile geçen bir örtünme şeklidir. türban ise bu örtünün masumiyetinden çıkarılmış önümüze , islamı siyasallaştırmanın simgesi olarak koyulmuştur. konu bu kadar basittir.
başörtüsünü siyasal çevredetürban olarak yaymış ve bunun bir tehdit olduğunu düşünen anti-islamcı düşünce biçimidir. türkiyede herkes giyimde özgür ama müslüman kesime bu özgürlük verilmemiş. yeri geldiğinde bizim ahlaki değerlerimize aykırı olan giyim türlerini medeniyet ya da çağdaşlık olarak görüyoruz.
ben şunu söylemeliyim ki medeniyet konusunda türkiye avrupa ülkeleri ve amerika nında üstünde, ama baş edemediği bir olay var; başörtüsü. eğer bunu siyasete alet etmeye devam ederlerse bu yara kapanmaz. kişinin dini özgürlüğü elinden alınmış olur, kaldı ki türkiye de dini özgürlük var.
dünya ülkelerinin karşı olduğu islamiyete, kendi dinimize, neden biz de bu kadar karşıyız? türkiyedeki önemli olan bu sorunu şu iki ifadeyle kısaca açıklayabiliriz;
1. islam dinini gerici, irtica olarak gören birinci dereceden beyinsizler.(ben burada laik olan düzen bozulsun diye söylemiyorum ya da anayasal düzen islama uygun olsun diye söylemiyorum -zaten böyle bir şeye benim değil kimsenin hakkı yoktur- dini özgürlük bakımından diyorum). bırakın herkes kendi dinini yaşasın. yeri geldiğinide kendi kültüründen vazgeçen insanlar şimdi de türk kültürü olan başörtüsünün bağlanma şeklinden bahsederler. islamiyeti yaşamak isteyen kişi sadece türk kültürüyle yetinmeyip islam kültürüylede yaşayabilir. buna kimse karışamaz, karışmamasıda gerekiyor.
2. türkiyeye şeriatı getirmeye çalışan 3-5 kendini bilmez insan. bu insanlar sayesinde suçu günahı olmayan kişiler kendi dinini -islam dinini- yaşayamaz oldular. islam dini bunlar sayesinde büyük bir tehdit olarak görünüyor.
işte bu iki farklı düşünce ya da düşünceye sahip insanlar ortada kalmasa türkiyeyi daha aydın bir gelecek bekliyor diyebiliriz. çünkü artık bunlarla uğraşmayıp atatürk ün bize emanet ettiği bu ülkeyi ilerletme yolunda daha fazla vaktimiz olacak.
ikisinin de kafayı örtmesi ikisinin de yasal olarak aynı degerleri tasıması dolayısıyla demagoji yapmaya gerek yok sözlügü meclis gibi siyasi olaylarla bölmeye hic mi hic gerek yok...
böyle bir ayrımı yapmasına da gerek olmayan bünyedir. zira, konu sadece ve net olarak bir müslüman hanımın kendisine emredilen şekilde örtünme isteği ve ihtiyacı, buna karşı olarak da kanunen belli yerlerde bunun yasaklanmasıdır. örtünme şekline, siyasi, başörtüsü, türban, vs. ne denir ise densin. çok önemli değil. mesele daha derin efendim.
bıyığı dudak üstüne getirirsen gomünüssün
örtüyü çene altından bağlamıyorsan siyasisin
işe başlıyorken besmele çekersen örümceksin
tunceli yerine dersim diyorsan pekekesin
sürekli takım elbise ile dolaşıyorsan kurtçusun
gömleğinin yakasını açarsan krosun
her gördüğün kıza salyalarını akıtmıyorsan ödleksin*
orhan gencebay dinliyorsan eziksin
aralarında ki fark
türban da saçın tek teli bile gözükmez, ayrıca siyasi bir simgedir.
başörtüsü * ise daha rahat bağlanır, bazıları ise baglama gereği duymaz sadece basında durması yeterlidir bir kültür göstergesidir, ayrıca siyasi bir simge değildir.
yok tur aslında farkı. ikisi de dini vecibe gereği kullanılır. ama bazı kişilere örümcek kafalı deyipte kendi örümcek kafalı bile olamayanlar ;
yok neymiş biz başörtüsüne karşı değiliz içindeki zihniyete karşıyız dır derler. dır dır dır vır vır vır edip dururlar. kendi söylediklerine kendileri de inanmazlar ama neyse....
"başörtü-türban ayrımı" kavramı, azınlığını islam'a karşı gelmeyi hedef alan dinsizlerin, çoğunluğunu da bundan haberi olmayan saf topluluğun ortaya attığı bir safsatadır. bu mesele gibi görünen boş kavram tartışması o kadar uzadı ki son senelerde büyük ve gereksiz tartışmalara neden oldu. meclis başkanı bülent arınç'ın aşağıdaki seslenişine, karşı taraftan ses gelmemesi hadisenin boş olduğunu bütün çıplaklığıyla göz önüne seriyor. yani hadise ilk önce söylenilen gibi tamamen bir safsata, kesinlikle başka bir şey değil. http://www.tbmm.gov.tr/de...lari_sd.aciklama?p1=30543
g-string tanga ayrımını yapan bünyeler gibi, böyle bir ayrımı da dile getiren, aracın değil amacın önemli olduğunu anlamayan, dinde özgürlüğü sadece türban konusunda unutan hödü.leri kale almayan doğru düzgün bünyelerdir.
bazı bünyeleri ağzım açık dinlediğimi belirtmek isterim. başörtüsünü kültür, türbanı da-ne fark varsa hala çözemedim- siyasi simge yaptılar ya pes doğrusu. demek tüm dünya müslümanları ya bizim kültürümüzü benimseyip kapanmış ya da ak parti ye destek olmak için örtünmüş. vay be ne kültür emperyalizmi yapmışız, tüm dünya bizim izimizde. kuran ı açıp okumayıp, yaşar nuri öztürk ve zekeriya beyaz gibi adamları referans alarak atıp tutan insanlara sormak lazım. acaba bu başörtüsünü biz mi çıkardık, yoksa islamda bu başörtüsü zorunlu mudur? kadınların namahrem yerlerini bile bilmeyen insanların başörtüsü hakkında konuşması kadar saçma bir şey yoktur. işin ilginç tarafı bu kesimler başörtüsü allah ın emri değil derken namaz kılarken başın örtülmesi görüşüne karşı çıkmamaktadırlar. hepsi de bir sevdiğinin cenaze namazında başını örter. ee hani allah ın emri değildi, niye örtüyorsun? yoksa vicdan azabın mı depreşti? şu ülkede bir başörtülü ile aynı nefesi almaktan tiksinen insanlar var, ha ben de bu insanlarla aynı nefesi aldığımdan dolayı rahatsız olmuyor değilim. bir başörtülü anıtkebir e rahat giremiyor, geçen seneki anma törenlerinde yaklaşık on kadının bir kadına baskı yaparak başını açtırdıkları sahneyi siz çoktan unutmuşunuzdur ama ben unutamadım. kameralar önünde kadını rezil edip, " aç başını da modern olduğunu göster, bölücülerden farkın olsun." sloganlarına dayanamayarak o kadıncağız başını açmış, o kukanalar da çok büyük bir iş başarmış gibi alkış tutmuştu. bir kez daha söylüyorum başkasını düşüncelerine saygı duymayan bir topluluk yok olmaya mahkumdur. tek tip insan yaratmak imkansızdır. siz kabul edemeseniz de haksızlığa karşı her zaman direnecek bu kesimi susturamayacaksınız. benim vergimle yapılan bir kuruma giremiyecem, neden? başım örtülü. ey bayanlar bir kez başınızı örtüp orduevi ne asker olan abinizi, oğlunuzu görmeye gidin bakalım girebilecek misiniz? vatanı için belki de canını verecek olan o insanı sırf başınız örtülü diye göremeyeceksiniz. işte o zaman dışlanmak nedir, ikinci sınıf vatandaş gibi hissetmek nedir anlarsınız. boşuna burada ahkam kesmeyin.
ortada ayrım yapmaya değer bir şey görmeyen bünyedir. sonuçta ister siyasi, ister dini, ister keyfi olsun, başörtüsü/türban ayrımı yapmak aptallıktır. sonuçta bu kişinin kıyafetidir ve istediğini giymekte de özgürdür. straplez ve askılı ayrımı yapmak gibi bir şeydir. kulağa ne kadar aptalca geliyor değil mi? ayrıca türban dediğiniz şeyi takan kızlar, başörtülerini takarlar. türbanlarını değil. yani demek istediğim, şöyle derler: "ben başörtümü takıp çıkıyorum annee orda görüşürüzz" gibi.. yani hiç kimse ben türbanımı takıyorum demez.. islamda kadının kıyafeti tesettüre uygun olmalıdır ister başörtüsü deyin ister türban, eğer allah ın ayetlerinde açıkça ifade ettiği şekilde bunu yerine getiriyorsa, ona bez demekte bile sakınca yoktur..
ayrıca ayeti inkar edenlerin dinden çıkmak gibi bir tehlikeyle karşı karşıya olduklarını hatırlatmak isterim. tabi bunu bir tehlike olarak görüyorlarsa..