türkiye'nin ve dünya'nın bütün bölgelerini gezmiş, bütün müslüman toplulukları incelemiş ve görmüş, osmanlı'da şehirli kadın üzerine milyonlarca eser vermiş naile ananın muhteşem cevabıdır.
milletin türbanına sanki onu ne alakadar ediyorsa laf edilen cevaptır. sen takmıyorsan takmıyorsun takandan sanane. eskiden türbanın olmaması türbanın kötü bir şey olduğu anlamına gelmez. hani derler ya bir ömür geçmiş ama boş geçmiş diye öyle işte.
türkiye cumhuriyeti'ni içine sindirmişlerden, takiyecilere, yani sivas katliamı ve kubilay olayının mutlu mirasçılığına soyunan hüseyin üzmez cinsinden olanlara ve bugün ülkeyi kurtuluş savaşındaki gibi arkadan vurmaya, altını oymaya çalışanlara tokat gibi bir cevaptır. **
başörtülü bir anadolu kızının üniversite kapısı önündeki gözyaşlarını görmeyen basın maşallah bu olayları hiç kaçırmıyor. ve de sadece işine gelen noktaları ön plana çıkarıyor. maalesef bu da bizim olayları değerlendirirken ne kadar ön yargılı bir tutum sergilediğimizi de ortaya koyuyor.
sistematik bir çalışmanın iç yüzünü gösteren cevaptır aslında. yıllardır sol partileri "dinsiz,din düşmanı" olarak yansıtan din tüccarlarının amaca hem çok yakın, hem de çok uzak olduğunu gösteren cevaptır. dün demokrasi, halkın sesi diyenler şimdi aynı halkın işine gelmeyen sözlerine "deli, ajan, satılmış, mizansen" diyebilmektedirler. mizansen şudur efenim. akp mitinginde dağıtılan kömürü alıp "sağolasın başbakan, kimse bize bugüne kadar yardım dağıtmadı" diyendir. mizansen rte kars'ta halkın üstüne karayollarının helikopteriyle karanfil atarken rte'yi "halkın adamı" diye nitelendirmektir. rant ve kadrolaşmanın ülkenin en derinine işlediğini, vurgunları soygunları görmezden gelip hala "halk bunu seçti" diyebilmek ise ancak aymazlıktır. açın gözlerinizi biraz. bu gidişatın getireceği gelecek ne sizin ne bizim geleceğimiz.
bir zamanlar böyle şeylerin olmaması özgürlüklerin kısıtlanması manasına gelmeyeceğini bilmeyen teyze cevabıdır. bir zamanlar kot, g string, bikini de yoktu ama şimdi insanlar giyiyor. kimse onlara çıkıp giyemezsin yasak demiyor. dünya değişiyor tabi teyzemiz zamana ayak uyduramamış biraz.
köylü nine diye ötürüp önümüze sunulmuş, "bakın lan adamınız" diyor şeklinde mahalle maçı güdüsü içeren bir saçmalık. köylü kadının dünyası köyünden ne kadar ötedir diye sormak lazım bunu önümüze getiren süper zekalılara. bizim köyümüzde de kadınlar gayet kapalı giyinmektedir eskiden beri, bu teyzemizin giyindiği gibi bir kadın bulamazsınız ve benim köyüm türkiye'nin batı köylerinden birisidir.
derenin bir tarafındaki köy öbür tarafa benzemezken bu ülkede sosyolog ehemmiyeti verilen anadolu ninesi de nedir?
burada ellerini optugum ninemde degil problem. o bildigi, ogrendigi seyleri soyluyor. misal benim rahmetli babaannemde carsafini cikarmayi, dinden cikmak gibi gorurdu. cok israr ettik, bak bu farz degil, sunnet degil diye ama dinletemedik rahmetliye. bu ninem icinde durum farkli degil. sayet bizim koyde yasasaydi bu seferde ayni seyleri kara carsaf icin soyleyecek, hatta babaannemin bacilarimin basortusunu begenmemesi gibi cikip, "yoktu boyle seyler eskiden" diyecekti.
ama isin komik tarafi bizim medyanin yaptiginda. daha dune kadar bidon kafali, gobegini kasiyan adam, coban, bir torba komure iradesini satan insanlar diyerek hakaretin binini bes para eden medya leskerleri simdi ayni insanlardan birini kendilerine mesnet yapip, riyakarligin dibine vurmaktan cekinmiyorlar. ne de olsa eski aliskanlik.
isin daha da komik tarafi su: devletin resmi kurumu olan diyanet isleri baskanligi -ki hepsi konularinin uzmanidirlar- cikip diyor ki basini kapatmak farzdir, allah'in emridir. ninemizde, "yok, o kadar kapatmaya luzum yok. benim gibi baglayin yeter" diyor, bildigi kadariyla. simdi kime itimat edecez?
hatta daha da komik tarafi su: mesela bu ninem ciksa dese ki: "ben ak partiye oy verdim" !!!? alin size malzemenin buyugu...