yanlış bir önerme çünkü türbanla üniversiteye gitmek ile çırılçıplak gitmek arasında fark yoktur ve ikisi de özgürlüktür. birisi kapanma özgürlüğü, birisi açılma özgürlüğü. ama gel gelelim ki ikisi de saçma özgürlüklerdir, bu özgürlüklerin talebi daha da saçmadır.
sen türbanla gel ben çırılçıplak geleceğim bakalım hangimiz gördüklerimizden memnun olacağız.*
türban bir özgürlük meselesi değildir, çünkü özgürlük kavramsal olarak da sosyal olarak da bu ülkenin kendisini aydın sanan az gelişmişlerinin tekelindedir. istediği, inandığı, düşündüğü gibi yaşamak ve konuşmak onların hakkıdır. onlar isterse bir hayvanın tüyleri kırpıldığı için insanları tivilere çıkarıp rezil ederler linç ederler, ama 19 yaşında bir genç kızın başına uzanan eli demokrasi, laiklik, cumhuriyet bekçisi sayarlar. çünkü cumhur da onlardır, insan da onlardır, aydın da onlardır, herşey de onlarındır. günün birinde baskı olur diye günün bugününde baskı uygulayan değerli aydınlarımıza sonsuz şükranlar. sadece türkiye değil; kainat sizinle gurur duyuyor...
Türban bugün önümüze konulan bir engeldir.Başka da birşey değildir.Bugün özgürlük kisvesi altında türban kabul ettirilmeye çalışılıyor.Peki nedir bu özgürlük?Bunun açılımını biliyorlar aslında.Özgürlük herkesin eşit olduğu, kimsenin başkalarının hakkını gasp edemediği bir sistemdir.Türban ise siyasi bir simgedir.
Bugün türban olayını en iyi şekilde anlatmak gerekirse ideolojik baskı diyebiliriz.1974 yılına kadar iran gerçekten örnek alınacak bir ülkeydi(Bununla ilgili videoyu youtube'dan bulup izleyebilirsiniz).insanları düzgün giyinir, iyi eğitim verilirdi.1974 sonrasında devrim ile birlikte ise insanlar kara çarşaflara büründüler ve eğitim yozlaştı.Bir nev-i medrese eğitimine dönüldü.Medrese eğitimi Türk insanı için Osmanlı'nın yok oluşuyla beraber son bulmuştur.Bugün bu zihniyeti geri getirmenin bir manası yoktur.
Ayrıca üniversitelerde türban deniyor.Peki neden?Türban takmak siyasi bir olgudur.Bunun dışında üniversiteye dar görüşlü insanların geliş sebebidir.Burada amacım hakaret etmek değil.Açıklayayım:Din dogmadır.Yani rasyoneldir.Hiçbir şekilde tartışamazsınız.Gerçekler orada tektir.Tarih içerisinde insanoğlu bilimle çoğu dogmayı çürütmüş olsa bile bazı kesimler tarafından yine de kabul görür.Peki nedir üniversitelere girmemesi gerekmesini düşünmemin sebebi?Onu da söyleyeyim.Öncelikle iki sebebi var:
Birinci sebebi insanların bilimde kesinlikle dogma diye birşey kabul etmemesi.Yani sürekli daha iyisini, daha doğrusunu araştırması.Hayatını dogmalara adayan bir insan nasıl gelip bize fizik teorilerini anlatacak?Veya nasıl hastalıklara çare üretecek?O şöyle diyecek:Aman bunun çözümü olmaz.Yani kesin konuşacak.
ikinci sebebim ise dinin onlara göre olan ve bana uygun olmayan kuralları ile ilgili.Bir hastaneye gireceksiniz.Diyelim hipertansiyon hastasısınız ve o sırada kadın hemşire sizinle ilgilenmeyecek.Niye?Çünkü dinde kadın ve erkek el teması sağlayamaz onlara göre.Peki hadi bu örnek diyelim mantıklı gelmedi.Bir kadın devlet dairesine girdiği vakit adam onunla konuşmayacak.Bu niye?Çünkü yine yasak.
Peki bir de siyasi tarafından bakalım olaya.Belli ki insanlar bunu görüyor.Üniversitelerden sonra sıra yavaş yavaş meclisteki ve diğer yerlerdeki kadınlara gelecek.Bugün Merve Kavakçı bunu yapmaya kalkıştı ve olmadı.Yeminini türbanla edemedi.Orada ona desteği Nazlı Ilıcak verdi.Şimdi diyor sınırlı kalacak.Siz inanır mısınız?Bu bölümü de Sayın Fatih Altaylı köşesinde yazmıştı.Oradan aldığım bir bilgidir.
Laiklik ilkesi direkt tehdit altına girecek.Nedir bu tehdit?Dini bir yönetim anlayışının gelmesi.Nasıl gelecek?Tabii ki aşağıdan insanlar yetiştirilecek.Siyasi bilimlerde, tıp fakültelerinde yani kısacası insan hayatı için kritik olan her yerde.Peki laiklik nedir?En basit açılımıyla din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulmasıdır.Neden laiklik vardır?Ülkenin geleceğini güvence altına almak ve insanların özgürce inançlarını gerçekleştirmesini sağlamak için.
Peki neden ülkenin geleceğini laiklik güvence altına alır?O da gayet açık.Tarih sayfalarını biraz karıştırdığımızda Osmanlı imparatorluğu'nun duraklama dönemi (Fetret Dönemi değil) halifeliğin alınmasından çok kısa bir süre sonra başlar.Bilim ile ilgilenilmemeye başlanır.Hatta portre çizdirmek bile günah olur.Yani sanatın bile hiçe sayıldığı bir dönemdir.Sadece dogmalar ve din mevcuttur.Sonuç nedir?Avrupa'nın tam da istediğidir.Zayıflamış olan Osmanlı'yı böl, parçala ve yönet üçlüsü içerisinde bitirirler.Türk halkı son gayretiyle bir efsaneyi ölümden döndürür.
Peki bugün yaptıklarımızla o gün yaptıklarımız arasında şu anda bir fark var mıdır?Hayır bence yoktur.Hala Kürt-Türk, Ermeni Soykırımı-Kıbrıs Kuşatması, Laik-Şeriatçı, Solcu-Sağcı gibi bölünmelerle ülkemizi kendimiz bölmekteyiz.Kendi ideolojimize karşı olanla rahatça tekme tokat kavga edebilmekte hatta cinayet işleyebilmekteyiz.işte dış güçlerin isteği de budur.Bugün türban üniversitelere girmemeli.Tıpkı mini eteğin girmemesi gerektiği gibi.Ancak sokakta insanların giydiklerine benim fikrimce saygı duyulmalı.Ülke içerisinde bir bütün olmayı öğrenmeliyiz ki yarın bir sıkıntıyla karşılaştığımız zaman mücadele edecek gücü bulalım.Yani futbol takımı tutar gibi parti tutmayalım.Ülkenin hayrına ne olacaksa o çıkmalı.Eğer hepsi kötüyse halk kendi içerisinden kahramanlarını çıkarmalıdır ve kendi partisini kurup buradaki insanlarla sürekli etkileşim halinde olmak üzere onları iktidara getirmelidir.
Umarım yazım kimseyi sıkmamıştır ve sonuna kadar okuyabilmişsinizdir ve umarım burada herkes benimle ortak bir noktada buluşmuştur ve umarım bu okuduklarımız bizi biraz olsun aydınlatmıştır.Saygılar.
türban ya da başörtüsü adına ne derseniz deyin, başı örtülü bir insanın üniversite eğitimi alması tam anlamıyla bir özgürlüktür. açıklayayım;
özgürlük ne zaman sınırlandırılır önce onu belirtelim. bireyin özgürlüğü, başka bir bireyin özgürlüğünü sınırlayacak duruma gelmeden bitmelidir. üniversitelere başörtüsü girdiğinde herkes yine eşit olacak. başı örtülü olan, başı açık olanı dinsizlikle suçlamayacak. suçlarsa da bunun bir yaptırımı olmalı.
üniversiteler elbette bilim üreten kurumlardır. sakın islam'ın bilimle ters düşeceğini, inançlı insanların dogmalardan yana olduğunu ve bilim üretemeyeceğini söylemeyin. böyle söylerseniz nüfus kağıdının dini bölümünde islam yazan kimseyi üniversiteye almayacaksınız. böyle bir şey söz konusu olabilir mi? metafizik öğeleri sorgulayarak bilimsel bir sonuca varamazsınız. benim de dogmalarım var buna bakarsak. ahiret inancım var mesela yani dogmatik bir inanç. islam'la da örtüşüyor. ispatlanamıyor da...ben bilim üretemem değil mi şimdi? hadi alma beni okula o zaman... yapabilirmisin? insanların dogmalara inanıp inanmadığı kafasındaki örtüden anlaşılamaz. anlaşılmamalı.
bir de şu açıdan bakalım. üniversitelerde başörtüsünün serbest olması laiklik ilkesini tehdit eder mi? öğrenciler arasında değil de öğretenler arasında böyle bir serbesti olsaydı, öğrenciler radikal islam analayışıyla yetiştirilirdi ve yeni köktendinciler yetiştirirdi üniversitelerimiz. siz okula alacağınız başı örtülülerin, diğer öğrencileri radikal islam'a çekeceklerini falan mı sanıyorsunuz? ya da başı örtülü olanın başı açık olana dinsiz diyeceğini mi sanıyorsunuz? laiklik, bireylerin inançlarını ve inançlarının gereğini özgürce yaşayabilmesini öngörmüyor mu? başı örtülü kızın suçu ne? dünya kamuoyunun büyük bir kısmının islam'ın gereği olduğu konusunda mutabakata vardığı örtüyü kafasına takıyor. inancının gereğini yaşıyor.
üniversitelere mini etek de, dar kot pantolon da, başörtüsü de girebilmeli. orası üniversite. genç insanların belki de en özgürce yaşamaları gereken, bilim üreten bir yer. başı örtülü olan bir öğrenci imsenin herhangi bir özgürlüğünü sınırlamayacak. sınırlarsa her öğrenci gibi yaptırım görmeli. yani bu özgürlük getirilirken doğru bir şekilde getirilmeli. hükümetin bugünkü yasa tasarısını ben de desteklemiyorum. diğer yandan insanların başörtülüleri yok saymasına ise dayanamıyorum. sen üzerinde koca puntolarla anarşizm yazan tişörtünle okula girebiliyorsan, içlerinde siyasi simge olarak kullananlar bile olsa, başörtülüler de girmeli. çıkabilecek olaylara karşı tedbir alırsın, yaptırımını artırırsın sorun çıkmaz. özgürlüğü düşünürken toplumun her kesimini özgürlük kapsamına almaya özen gösterin derim. unutmayın birey devlet için değildir. devlet birey içindir. devletin yapması gereken, birey özgürlüklerini tanımlamak, bitmesi gereken yerde ise sınırlamaktır.
bu özgürlüğün getirilmesini istemeyebilirsiniz, kendi seçiminiz. insanların düşüncelerini başındaki örtüden anlayamazsınız. özgürlük toplumun her kesinin tatması gereken bir olgudur. kendinize müslüman olmayın.
Bu yazıyı son iki yorumda yanlış olduğunu düşündüğüm bazı noktalar doğrultusunda yazıyorum.Öncelikle islam dogmaları %100 yanlış diye bir terim ağzımdan çıkmadı,çıkmaz da.Kaldı ki din özgürlüğünü savunduğum için üniversitelere türban girmesin diyorum.Sonuçta polis devlet anlayışıyla özgürlük sağlayamazsınız.Türban takanı dışlayanı veya açık giyineni dışlayanı yaptırımla cezalandırırsanız halkı belli standartlara saplayıp bu standartları aşamamasını sağlarsınız.Evet öğretim üyeleri takmadığı için geçici bir süreliğine de olsa böyle bir sorunu görmezden gelebiliriz.Peki 20 sene sonra o öğretim üyeleri emekli olup yerlerine gelen öğretim üyelerinin din üzerine bir eğitim vermeyeceğini bana garanti edebilir misiniz?
Ayrıca ben dinine inanan insanların dogmalarla yaşadığını söylerken bunu aşırı kesim için söyledim.Zaten merak etmeyiniz dinini inancı doğrultusunda yaşayanlar üniversitelerin bu kuralına önceden beri saygı gösterip peruk takarak veya başı açık olarak giriyordu ve kimse bunu sorun etmiyordu.Kısacası bugün suni gündemler yaratılmak isteniyor.Siz burada yazdıklarımdan dinine inanan insanların sabit fikirli,gelişime açık olmayan insanlar olarak algılamayınız.Burada söylenmek istenen mevzu zaman içerisinde bu insanların manevi değerlerini bilimin üstünde tutabileceği riskidir.Ben çok basit birkaç örnek verdim.Kadın doktor erkek hastayı kurallardan dolayı muayene edemeyecek.Ülkede zaten az olan hastane sayısı nedeniyle de böyle bir uygulama sakıncalı.
Bir de alevi meselesi var.Dikkat ederseniz ben iran'ın din rejiminden bahsetmiyorum.Bugün iran'da kadınla evlenmeden ilişkiye girdi diye adam idam ediliyor.Aynı şekilde kadın onların ideolojisine uymuyor diye kuma gömülüp taşlanıyor.Ben giyimden de bahsettim belki ama buna da değindim.Bugün hangi ülkede bilime önem veriliyorsa o ülkede rahat bir yaşam oluyor.Bugün yurtdışına bakın.Orada göreceksiniz çok az bir kesimin bu konularla uğraştığını.Yunanistan'da yangın çıktı adamın teki haçla ateşin üstüne doğru yürüdü mesela.Bunu ne kadar mantıklı bulursunuz?
Benim esas çıkış noktam şu.Bölücülüğü özel olarak bize pazarlıyorlar.Çünkü Türk halkı birbirine güvenmeyi öğrense, destek olsa ve sorun yaratmaktansa çözüm üretmeye yönelse Türkiye dünyada bir numara olur.Lütfen yorumları yapmaya devam edelim.Ancak yorumları beni sözde aydınlıkla suçlayarak yapmayın.Ben bilmediğim hiçbir terimi yazılarımda kullanmadım.Üslubumu ayrıca eleştirecekseniz de özel mesaj atınız.
Son olarak sözlük bir bilgi platformudur.Bilgi de çözümü getirir.Olan durumu felaket tellalı gibi tekrar tekrar anlatmaktan ziyade sizce bu sorun nasıl çözülürdü veya sorun yoksa neden yok gibi açıklamalar getirirseniz hem belki doğru bir tarafı ortaya çıkacaktır; hem de insanlar burada değişik düşünmeye başlayacaklardır.Saygılar.
türban bir özgürlük meselesi değildir. eşi türbanlı olan bir erkeğin, muhafazakar iktidarlar döneminde terfi garantisidir. çünkü, insanın eşi türbanlıysa '' hah, bu da bizden'' diye, gizli bir iletişim biçimi gelişmiştir.
şimdi bu türban takanların olayları din değil deyip duruyoruz ama onlar din için diyorlar. velev ki (!) din için takıyorlar. amaç ne? erkekler saçlarını görüp tahrik olmasınlar diye. peki bu özgürlüğü kısıtlamak değil de ne? bir başkası tahrik olmasın, aman günaha girmesin diye sen özgürlüğünden taviz vermiş olmuyor musun? peki baba, abi, koca baskısıyla türbanları takanlar ne olacak? baskı olan yerde özgürlük var mıdır? peki senin özgürlüğün başkalarınınkini tehdit ettiği sürece o gerçekten özgürlük müdür?
türban neresinden bakarsanız bakın ister siyasi, ister dini olsun özgürlük meselesi değildir.
doğru tespittir. bu kadar önemliyse islamın altıncı şartı türban olurdu zaten. bilmezden, anlamazdan gelinen gerçek şudur ki; türban, kadınların kafası taşla ezilmeden* önceki aşamadır.