turban bas ortusu degildir gericiligin semboludur

entry44 galeri0
    44.
  1. genelleme yapılması yanlış olan önermedir. ancak şöyle ki, islamiyette örtünmek vardır. daha doğrusu, kuran'da kadının ne şekilde örtünmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir. ama kuran'daki bilgilerden daha da ileri gidip, islamiyeti beşerileştiren dünya islam gericileri, ne yazık ki baş örtüsünü de islamiyetin bir gereğiymiş gibi empoze etmeye çalışmaktadır. hatta gerçek islamiyete göre, kuran'a aykırı olmayan biçimde, giyiminde bir yanlış olmayan kadınlar, sırf başı açık olduğu için, "kevaşe" olarak tanımlanmaktadırlar.

    baş örtüsü takma tercihinde bulunan kadınlara saygı duymakla ve bunun islamiyetin getirdiği bir zorunluluk olmadığını bilmekle birlikte, baş örtüsü takma tercihinde bulunan kadınların, geçmişte aldıkları yanlış dini eğitimden dolayı ya da bazı şeyleri çarpıtıp onlara yanlış aktaran gerici din aydınlarından dolayı içlerinde oluşan korkunun bir dışavurumu olarak vücuda getirilmiş bir tercih olduğuna da eminim kadınlar tarafından.

    bir de şu soruyu sormak lazım tabi. acaba iran'da ya da afganistan'da, ya da endonezya'da veya arabistan'da yaşayan kadınlar, islamiyetin onlara birebir emrettiği biçimde mi yaşam sürmekteler gerçekten ? islamiyet, kadınları bu biçimde mi tanımlar ?

    bu sorulara çeşitli şekillerde cevap vermeye çalışırsak sanırım bazı şeyleri daha iyi anlayabiliriz.
    1 ...
  2. 43.
  3. artık açıkça analiz yapıyorum diye laf ebeliği yapanlardan gına geliyor, başörtüsü ile türban farklıysa farklarını bari bizden öğrenin, uzaktan teleskopla analiz yapmaya uğraşmayın.

    öncelikle şunu anlamak lazım, eskiden beri şehirli kadınla köylü kadının giyimi farklıdır. şehirli kadın hem ailesi hem de kendisi daha eğitimlidir ve bu eğitim özellikle eskiden bahsediyorsak din ağırlıklıdır. şehirliler dinini kurallarıyla her zaman için köylülerden daha iyi bilegelmişlerdir.

    başörtüsü-türban farkı da bir kere buradan geliyor. eskiden de çarşaf-başörtüsü farkı vardı. köylüler daha geleneksel, yarım-yamalak örtünürken ve haremlik-selamlık kavramına çok dikkat etmezken (biraz da köylerin kolektif ve iyice akrabalaşmış yapısından ama en bariz olarak cehaletten) şehirliler evlerini bile buna göre dizayn etmiş, türk sivil mimarisi buna göre şekillenmiştir.

    yani başörtüsü-türban artık ne derseniz, fark en başta başörtmenin direk gelenek görenekten mi yoksa dini kurallara hakim olmaktan dolayı mı kaynaklandığını iyi anlamanız gerekir.

    son 40 yıldır müslüman kesimde bir uyanış sözkonusu, bir modernleşme ve sosyal hayatta yer alma çabası. buna müslüman kadınlar da aşama aşama dahil oldu ve olmaya devam ediyor. sosyal ortama adaptasyon için de çarşafın yerini daha modern bir çizgi gösteren, hadi söyleyelim, göz zevkine daha uygun düşen türban tarzı ortaya çıkmıştır. bunda en baştan ergonomi göze çarpar, çarşafa göre hem kadının tam olarak başını/boynunu kapaması (köylülerde ne kadar dikkat edilir bu anlayabilirsiniz) hem de sosyal hayatta kullanımının kolay olması önce türban+manto ikilisini çıkartmıştır. halen daha dindar kızlar türban+manto giymeye özen gösterir. değişik versiyonlar türetenlerin ise giyimde takvada eksiklikleri olduğunu düşünülmektedir. (kot+türban kombinasyonları örnek gösterilebilir.)

    yani en başından islama daha hakim kesimler türban/türbanımsı giyim tarzındadırlar, islami bilgi yönünden daha donanımlı, yani islamı gelenekten değil kurallarıyla benimsemeye çalışan bu kesim de siyasal islamla içiçedir haliyle. çünkü bu kesim cumhuriyetin başından beri tavır aldığı islami değerler için ve inandıkları gibi yaşayabilmeleri için çaba göstermektedirler.

    bu dindar kesimin kızları önceden okumadığı/okutulmadığı, haliyle sosyal hayatta da işçi sınıfından öteye gidemediği için birilerinin gözlerine batmamışlardı. ama ne zaman üniversiteyi kazanmaya başladılar, işte o zaman dehşete düşürdüler birilerini. o zamana kadar başörtmeyle alakalı vs kanun da yoktu ortada, yasak da. o zamanlar türban tanımını da yök kendisi getirdi, daha çarşafımsı şeylerle okula gelenlere türban modelini de önerenler onlar olduğu halde şimdi gelmişler türbanlılara savaş açıyorlar.

    olay açıktır. birileri dindar insanları çevrelerinde görmek istemiyorlar. onlarla bir arada yaşamak istemiyorlar. türban giymese bile kapalı giyinen, içki içmeyen insanların nasıl hayretle ve soğuklukla karşılandığını bugün üniversitelerde, devlet dairelerinde ve özellikle de iş hayatında zaten görüyoruz. devletin aslında bir yasak koymasına gerek yok, islami hassasiyeti olan kişilerce yönetilen şirketler dışındakiler zaten türbanlı vs hayatta çalıştırmıyorlar beyaz yakalı olarak. onlarda namaz kılanın bile yükselme şansı yok, yani erkeklerin de hayatı kolay değil. zaten bakıyoruz dindar erkekler kariyerlerinde problem olmasın, yaftalanmayalım diye başı açık kız arar olmuşlar. başı açık olacak ama yine inançlı olacak namazını kılacak vs, maksat dışarıya gericiyiz biz imajı vermemek.

    ha, hiçbir kesimin içinde olayları yaşamadan, uzaktan kafasına göre sosyolojik çıkarımlar yapan sizler. anayasaları kutsal kitap kabul edip herkesin daima ona uymasını bekleyen yasakçı kafalar. siz burada entrylerinizi döşenin. başını açmadığı için okuyamayan kızlar neyse, bizim kesimimizde kızlar okumasa da olur diye bakılıyor genel olarak. ama koca iş kulelerinde siz bir odacığı bile mescit yapmıyorsunuz, yani dindarlara zerre kadar saygınız yok, sadece namazını kılana güya sesiniz çıkmaz ama arka planda ne işler çeviriyorsunuz biliyoruz.

    bu dünya sizin olsun, kariyer de, bizim ektiğimiz ekin başka dünya içindir.
    6 ...
  4. 42.
  5. yalanmaya musait başlık. ben başlıyorum gerisi yanımdan yesin. *
    2 ...
  6. 41.
  7. doğrularla yanlışların iç içe geçtiği, tümüyle doğrudur ya da hepten yanlıştır demenin mümkün olmadığı, türk toplumu tarafından uzunca bir süredir tartışılan ve muhtemelen bir süre daha tartışılacak yargılar içeren ifadedir.

    evet. iç içe geçmiş doğrular ve yanlışlar dedik. türban eşittir baş örtüsü değildir, ama türban da bir tür baş örtüsüdür. bu açıdan bakınca ifadenin ilk bölümünün, kişinin meşrebine göre değerlendirebileceği bir yargı içerdiği görülebilir.

    türbanın gericiliğin sembolü olup olmadığına gelirsek; bu konuda sağlıklı bir karar verebilmek için dönüp geriye bakmak lazımdır. geriye bakınca da geçmişimizde böyle bir örtünme şekli olmadığı görülür. yani türban kullanımı tam olarak gericiliği de sembolize etmez.

    peki türban masum bir baş örtüsü müdür, çağdaşlıkla örtüşür mü?

    bu sorulara evet cevabı vermek de hayli zordur. görüldüğü gibi hayli girift bir konudur türban konusu.

    peki nedir bu türban ve nereden peydahlanmıştır yüzlerce yıl sonra?

    bu bağlamda sağlıklı bir yargıya varabilmenin yolu, türban kullananlar ve onları teşvik edip savunanlarla, geleneksel baş örtüsü kullananlar arasındaki farklılıklara odaklanmak, kimin kendi içinde tutarlı olup olmadığına bakmak, bir nevi niyet okuyuculuk yapmak olacaktır sanırım.

    bakalım.

    bu bölümde geleneksel baş örtüsü kullananlar "baş örtülü" olarak anılırken, türban takanlar ve türban takmadığı halde türban takanların davranışlarını savunan kadın ve erkekler "türbancılar" olarak anılacaktır. "türbancılar" sözcüğü tahkir amaçlı değil, söz konusu grubun içinde türban takması mümkün olmayan erkeklerin bile bulunması hasebiyle, homojen olmayan bir kitleyi tarif edebilmek saikiyle kullanılacaktır. kimsenin öküz altında buzağı aramasının anlamı yoktur, zira öküzün altında buzağı olmaz.

    -baş örtülü kadının örtünme şekli doğaldır. annesinden, ninesinden gördüğünü yapar, kimsenin güdümünde değildir.
    -türbancılar, aidiyetleri açıkça simgeler şekilde, bir örnek denebilecek şekilde örtünmeyi savunurlar.

    -baş örtülü kadın, kıyafetini örtünmenin ruhuna uygun şekilde tamamlar. başı örtülü iken kıçı açıkta kalmaz.
    -türbancılar, giysilerin boyundan aşağıda kalan bölümünden, türban konusunda gösterdikleri hassasiyeti esirgerler.

    -baş örtülü kadın paris'ten, milano'dan eşarp getirtip takmaz. başını tülbent ve yemeniyle örtebilir.
    -türbancılar için, yüzlerce euro ödenerek satın alınan türbanlar toplumsal statü göstergesidir.

    -dini hassasiyetleri gereği örtünen baş örtülü kadın, dinin diğer kuralları konusunda da hassastır.
    -türbancılar, türbanlı kadının, dinen zina sayılmasına rağmen yabancı erkeklerle öpüşmesini bile görmezden gelirler.

    -gelenekleri gereği örtünen baş örtülü kadın, içinde bulunduğu ortama uymak adına esnek davranışlar sergileyebilir.
    -türbancılar, kendi dayattıkları giyim tarzını tüm toplumun benimsemesini isterler. iki adım atana dahi tek bir adım yaklaşmazlar.

    -baş örtülü kadın, istediğim kıyafetle canımın istediği her yere girer çıkarım gibi bir inatlaşmanın içinde olmaz.
    -türbancılar, her türlü toplumsal kuralı çiğnemeyi, kanun hukuk tanımazlığı kazanım addederler. sürekli gerginlik yaratırlar.

    -baş örtülü kadın, inancının gereklerine saygılıdır. imam olmak, hatip olmak gibi iddialarla ortaya çıkmaz.
    -türbancılar, dinen mümkün olmamasına rağmen kadınları imam yapmaya çalışırlar.

    örnekleri çoğaltmak mümkün, ama gereksiz...

    bu satırların yazarının bütün bunlardan çıkardığı ise şudur: türban bir tür baş örtüsüdür, ama asla sadece bir baş örtüsü değildir. türban, gericiliğin olmasa da mutlaka bir şeylerin sembolüdür. ve ne yazık ki; türbanın sembolize ettiği, türbanla bayraklaştırılan hareket öyle sanıldığı gibi dinin özgürce yaşanması amacına hizmet eden bir girişim değildir.
    7 ...
  8. 40.
  9. işi geyiğe çevirmeden ana mevzuya getirmemiz gerekiyor. öncelikli cumhuriyet'in kuruluş felsefesi belirli ilerici atılımları olduğu bir gerçektir. uzuncadır altı oyulan ve yok edilmiş cumhuriyetten egemenler desteğini çekmektedir.

    ülkenin bir siyasi kriz içine girdiği kesin. var olan ekonomik,sosyal ve kültürel sistem kitleleri yönetmekte zorlanıyor. bu kriz bir takım değişiklik anlamına geliyor. bu değişimlerin var olan sistem için dahi gerici(sosyal alanda yani üstyapısal olarak) bir takım gelişmeler izlenmektedir. fakat gericilik bundan kaynaklanamaz. gericilik ekonomik, kültürel ve sosyal olarak bir bütündür. emperyalizme daha bağlı hale gelen- ki bağımlılık düzeyi her zaman için vardı- cumhuriyet bir takım şekilde tasfiyeye zorlanıyor.

    gericiliği salt sosyal alana hapsetmek mücadeleyi küçültüceği gibi büyük yanlış anlaşılmalara sebebiyet verecektir. insanları dış görünüşlerine göre yargılamaya yol açar, ayrımcılığın önünü açar. gericilik-ilericilik mücadelesinin bu alana sıkışması ilerici karakteri çzöüp gericiliğin kendi içinde mücadelesine dönüşür.

    ilericilik-gericilik mücadelesini basit alanlara sıkıştıranlar hiçbir iktidar perspektefine sahip olmayan bir takım çevrenin işidir. ilericiliğin cumhuriyet'in kuruluş felsefesi ile eşdeğer görülmesi buna sebep oluyor. ilericiler şunu anlamak zorundalar: bu düzen savunulması hiçbir şey ifade etmiyor. bu düzenin ilerletilmesi şart. ekonomik mücadele ön plana çıkartılarak mücadelenin bir bütün olduğunu görmek zorundalar. yoksa belirli paradigmalara bağlı kalmak bu tür yozlaşmalara yol açar.

    ilericiliğin orta sınıfın refleksleriyle bir tutulması mücadele alanını daraltmakta ve basitleştirmektedir. asıl gericilik kapitalist düzenin kendisinde, bu düzenin değiştirilmesi için orta sınıf refleksinde öte yeni şeylere ihtiyaç var. bilincinin farkına varabilmiş sınıfsal bir mücadele ilericiliğin en büyük motoru olacaktır.
    3 ...
  10. 39.
  11. bunun aksini iddia edenler, baş örtüsü var iken türbanın neden icat edildiğini açıklamalıdırlar.
    bir de türban kelimesinin neden fransızca olduğunu.

    (bkz: gülmekten altına sıçmak)
    4 ...
  12. 38.
  13. 37.
  14. 36.
  15. aslında tam bu noktada ayar atilla yayla'dan geliyor;

    &mode=related&search=

    başka söze ne hacet?
    4 ...
  16. 35.
  17. bu konuyu gündeme getirerek yavaş yavaş ayar yapmaya çalışanların sözüdür.kurbağa-kaynayan su misali.eğer birden her yere türban girerse karşı çıkardık.ama ne oldu.bu konu gündeme geldi,çok konuşuldu,olacaktı,oluyodu derken ve asla olamaz derken çankaya'ya da gitti. dediğim gibi bu konuları konuştukça bizi kıvama getirmeye çalışıyolar.ama çok başarılılar,istediklerini iyi yapıyorlar.
    ve görüyorum ki türban vs...konularını savunan,muhalefet olan veya bu konu hakkında en çok başlık açılan sözlük bu heralde.bu ne savunma telaşı,bu neyi kanıtlamak...
    3 ...
  18. 34.
  19. çok komik bir önerme. bir şeyler yazayım diyorum ama olmuyor. gülmekten yazamıyorum. ama yine de yazayım.
    şimdi takiye yapmayalım efendim. yok başörtüsü geleneksel bir şey, türban geleneksel değil dinsel/siyasal bir şey vs vs. e canım burda şöyle bir soru ortaya çıkıyor. geleneksel şeylerin ortaya çıkışı ya da amacı nedir? tamam başörtüsü geleneksel ama takma sebebi dinsel. yani dinsel bir objenin zaman içerisinde yerleşmesi sonucu olan bir şey. başörtüsü takan kadın da türban takan kadın da başını açmanın dini açıdan doğru olmadığını düşünüyor. mesela benim annem sizin dediğin türban şeklinde bağlamıyor, başörtüsü şeklinde bağlıyor ama saçını göstermenin günah olduğunu düşündüğünden başörtüsü takıyor. e çok mu şey değişti yani. bu yüzden türban ya da başörtüsü ayrımı tümüyle chp vb şovenist laiklerin bir numaralı takiyesidir. özellikle çağdaşlık, laiklik, atatürkçülük kavramları "atatürk geldi düşmanı kovdu" tarzında ilkokul seviyesinden daha üstün olmayan kokona karılar çok kullanır. neyse bu takiyeden vazgeçmek gerekir çünkü yazan onlarca entry'den açıkça görünüyor ki bu savunmanız fıss. yani defalarca çürütülmüş olmasına rağmen nasıl bir körlükle savunuluyor anlamıyorum.

    ayrıca gelelim türban gericilik sembolüdür, türban takanlar cahil bayağı yobazlar vs tartışmalarına. e bu son derece saçmadır. özellikle bir kıyafet insanı nasıl gerici yapabilir ki. siz o kıyafetten o insanın aklını beynini nasıl görüyorsunuz. benim onlarca arkadaşım var türbanlı ancak entelektüel birikimi hayranlık uyandıracak seviyede. bir çok konuda birçok bilgi sahibi. bu düşünce saçma.

    hadi onları geçtik gericilik ilericilik kavramı nedir? ya da türbanlıları şeriatçilikle şuçlamak* ne kadar mantıklı. öncelikle şöyle düşünün. üniversite kapısındaki tübanlı kişi ne istiyor? üniversite okumak, toplumun, hayatın içine karışmak. diğer insanlarla sosyal bir şekilde ülkenin gelişimine katılmak. bunların içinde mühendis de var doktor da iktisatçı da var. şimdi dönün bakın kaç tane şeriat ülkesinde kadınlar üniversite de okumak için bu kadar çaba sarfediyor. kaç tane şeriat ülkesinde erkeklerle aynı yerde çalışan bayan işletme müdürü, bayan doktor ya da bayan mühendis var. hiçbirinde yok. ama bu kızların isteği okuyup herkes gibi iş hayatına sosyal hayata katılmak değil miydi. şimdi siz bunları okullara almayarak bu kadar kadını hayata kapatmıyor musunuz. insanın en çok aydınlandığı üniversiteden soyutlamıyor musunuz. soruyorum size bayanlara "siz okuyamazsınız sizi üniversiteye almıyoruz siz gericisiniz oturun evinizde" şeklinde bir yaklaşım, onları toplumsal hayattan soyutlamaya çalışmak gericilik değil midir?

    son konuya geliyorum. aslında yazılacak çok şey var ama yeter. görüyorum ki pek anlaşılmıyor. şimdi efendim türban siyasi simge vs diyenler. aynı kişiler yeri geldiğinde "vay efendim yök kalksın, öğrenciler sorgulamaktan çıkıyorlar, ülkenin sorunlarından habersiz bir düşüncesi olmayan ,siyaset yerine magazinle ilgilenen boş bir gençlik yetişiyor" diyorlar. üniversitelerdeki kişlerin siyasetle ülke gündemiyle ilgilenmesini istiyorlar. bunu da çok güzel bir şekilde laikçilik oyunuyla kendileri yapıyorlar. ancak başkasına gelince bırakın konuşmayı içeri bile almıyorlar. yani biliyorlar ki o başörtülü gencin de bir düşüncesi var ve o da düşünüyor okuyor ve araştırıyor. işte bu kültürlü kişilerden korkuyorlar. istiyorlar ki onlar okumasın. kültürlerine kültür katmasın. yoksa tümden mahfoluruz diyorlar.

    ben gazi üniversitesinde okudum. top sakal yüzünden dayak yiyenlere şahit oldum. arkadaşım saçını at kuyruğu bağladı diye dövülüyordu az kalsın. ben böyle saçma şeylere hep karşı çıktım. bunu ülkücüler yapıyordu ve aptalca bir syasi baskıydı. top sakal yüzünden adam döven kabadayı çete üyeleri de zihniyet olarak türbana karşı çıkanlarla aynıdır. eğer bir kişi saç sakal yüzünden dayak atanları eleştiriyorsa türbana karşı çıkması tek kelimeyle tutarsızlıktır.
    7 ...
  20. 33.
  21. hadi birilerinin dediği gibi başörtüsü ile türban iki farklı şey olsun, aralarında hiç ortak nokta olmasın. (zaten çok da ortak nokta olmadığını amaç yönünden bilen bilir)

    o zaman be akılsızlar; köylülüğün, ben bilmem beyim bilirin, cahilliğin simgesi sizin gözünüzde başörtüsüyken, sosyal hayata girmeye çalışan kadının islama uygun giyinişini simgeleyen türban, hani o üniversitelerde görüp de görmeye dayanamadığınız - eğitime açlığın, cehalete savaşın simgesi türban mı gericilik?

    üniversitede "başörtülü", basma fistanlı ve lastik kara pabuçlarla gezecek bir kıza daha fazla mı müsamaha gösterilecek dersiniz?
    11 ...
  22. 32.
  23. türban gericiliğin sembolü ise, ilericiliğin simgesinin ne olduğunu merak ettiğim başlıktır.

    Atkı ?
    Ağızda pipo ?
    Bacakta kot pantolon ?

    Bunları söyleyince daha düne kadar 3 ncü sınıf seks filmlerinde oynayan, dünün pornocusu, bugünün tiyatro sanatçısı Ali Poyrazoğlu geldi aklıma.

    Nedir Allah aşkına biri söylesin bana, nedir ilericiliği simgeleyen alet edavat ????
    4 ...
  24. 31.
  25. olsa ne olur olmasa ne olur diye karşılık verdiğim cümle.
    gericiyim ulan, ne var yani? gerici olmak suç mu? evet, 1400 sene önce inen kurallara göre hayatımı tanzim etmek istiyorum, batıyor mu? size ne? tamam siz çağdaş, medeni, modernsizin, buram buram nefret kokan medeniliğiniz, modernliğiniz sizin olsun, ben yobazım, gericiyim. ee noldu şimdi? ne yapacaksınız yani? her fırsatta ucuna tutunduğunuz demokrasi'yi işinize gelmediği için elinizin tersiyle itip, susturacak mısınız beni?
    yok inanç içeride saklanırmışta, önemli olan kalp temizliğiymişte. tamam arkadaşım sen kalbini temiz tut, inancını içinde sakla, ama izin ver de ben de inandığım şeyi yaşayayım. benim kalbim temiz olmadığı için örtünüyorum zaten, aslında pisliğin biriyim, insan bile sayılmam. işte tüm bu nedenlerle örtünüyorum ben. yoksa hem tesettürlü olan hem de kalbi temiz olan birini gördün mü sen?
    9 ...
  26. 30.
  27. (bkz: başörtüsü ile türban arasındaki fark) ;
    biri başi örter, digeri beyni...

    diyorum ve susuyorum.
    Bu konuda daha "mantıklı" düşünceleri olan arkadaşlar beni özel mesaj yoluyla bilgilendirirler umarım.

    http://img402.imageshack..../ylnfiyaskofotorafjx9.jpg
    6 ...
  28. 29.
  29. önce gericilik denilen kavramın tam olarak ne olduğu, neden sürekli önümüze çıkarılacak kadar önemli olduğu ve neden tercih edilmemesi gerektiği "felsefî altyapı üzerine kurulmuş saygın bilimsel tezler"le** hiçbir keyfi uygulamaya mahal vermeyecek şekilde tanımlanırsa kendiliğinden çözülecek problemin çok kullanılan laflarından birisi.
    3 ...
  30. 28.
  31. türban basörtüsünün estetize edilmiş halidir. yukardaki tespiti yapan arkadaşlar bunu neye dayandırıyorlar anlayabilmiş değilim. neden yani türban gericiligin simgesi belki de başörtüsü gericiliğin simgesidir. yani başörtüsünün inanç ya da kültür gereği takıldığını kabul ediyorsunuzda neden türbanın salt kötü niyetle takıldıgı gibi bir saplantıya saplanmışsınız.

    edit: eksi vereceğine anlat da öğrenelim.
    7 ...
  32. 27.
  33. ''insan toplumları vücudunu kiraya vereni aşağılar ama kafasını kiraya vereni yüceltir.'' (zülfü livaneli,28 kasım 2007, vatan gazetesi).
    3 ...
  34. 26.
  35. mini etek giyen kızın orospu olması gibi bişeydir.
    0 ...
  36. 25.
  37. ayıramayız. başörtüsü ile türbanı ayıramayız.

    annemizin başörtüsü olsa ses çıkarılmaz deniyor kimileri tarafından. nasıl ayıracaksın peki türbanla başörtüsünü. üniversite kapısında sınav mı yapacaksın. yoksa dar kot pantolonu olup olmadığına mı bakacaksın. bağlama stili falan demeyin giderim buralardan.

    sözün özü, senin benim annem gibi başörtüsü takan, yobazlıkla gericilikle ilgisi olmayan ve üniversite okumak isteyen insanlar var. sen bunları "içlerinde kötü niyetli gericiler var" diyerek üniversiteye almazsan kurunun yanında yaşı da yakmış olursun. kamu hizmetini eşit vermemiş olursun. insanların eğitim hakkını ellerinden almış olursun. bu da ne laikliğe yakışır ne demokrasiye. yapılacak en mantıklı şey üniversitelerde irticai eylemlerde bulunanlara yaptırımı artırmaktır. insanları üniversiteye almamak değil.
    7 ...
  38. 24.
  39. eleştirmeyi aşağılamak, tartışmayı bok atarak yapanlarla aynı havayı soluduğumuzun kanıtı. bir parça örtü neler diyormuş da haberimiz yokmuş be!! şeriatçıyım diyormuş, bütün mini etekliler o..pu diyormuş, elimi tutan orgazm olur diyormuş vay anam vay.. bu memleket o yerden yere vurduğunuz başörtüsünü takan analar tarafından kurtarıldı, onlar mermi taşıdı, onlar aç yattı, onlar evlatlarını şehit etti, hala daha çirkef dilinizi uzatıyorsunuz onlara !! nankörsünüz ey beyaz türkler nankör!!!!!!!

    bu memlekette senin ninenin başörtüsünü takan kız da var, sizin türban dediğiniz gibi boyundan bağlamamış; omuzlarının üzerine sarkıtmış başörtüsünü. e o da alınmıyor üniversiteye? türban değil o? bunu açıklayamadıkça ancak şu an yaptığınız gibi bok atar durursunuz. savunma yok, sadece bok atma. savunacak bir şey yok zaten, başlıbaşına bir ayrımcılık, kendi insanına düşman olmak. siz türbanla uğraşırken doğudan şehit haberleri geliyordu geçen yıl bu zamanlar, nerdeydiniz? cumhuriyeti savunuyordunuz evet.. şehit cenazeleri 1er 2şer geliyordu nerdeydiniz? allahuekber nidaları atılan yerde bulunamazdınız değil mi? ne zaman şehit cenazeleri arttı, "moda oldu", o zaman onları savunur oldunuz.

    bir zaman sonra bu moda da bitecek, maskeleriniz düşecek. az kaldı.
    13 ...
  40. 23.
  41. beynine giden fazla oksijen beyin cidarlarını önlenemez bir şekilde yakmış, idrak yollarını skip[ingilizcedeki skip bu] atmış zeka küplerinin cevapları yoktur bu konuya dair.
    cevap verse evirip çevirip o cevabı geri alacağını bilir çünkü. çünkü derdi türbanmış, başörtüsüymüş, siyasiymiş, şekilmiş değildir, derdi dinini yaşamak isteyen insana dinini yaşatmamaktır.

    derdi, aptal aptal öğrendiği şeyleri yorumlamadan, nutuk'u kutsal kitap, laisizmi din bellemektir.

    mal bir öneri bile sunamaz bunlar. dersin ki, bana bir öneri sun başörtüsü ile türbanı biz de ayıralım, ayırabilelim, aptalca bir öneri bile sunamaz.
    (bkz: vay anam vay neler dönmüş serhat ya)
    4 ...
  42. 22.
  43. "ağzı olan konuşuyor" söylemini akla getirecek saçma sapan bir tanımdır.

    "turban gericiliğin sembolüdür" ?????

    Kime göre?
    Neye göre?

    Babanmı yaptı bu tanımlamayı ?

    Düşünme organının yerini şaşıran kişilerin yaptığı tanımdır.
    4 ...
  44. 21.
  45. beynine oksijen zor giden ve pişkin insanlarla tartışılması zor bir konudur. ya küfüre başlarlar tıkanıp ya da ninemi de al okula diye mal öneriler sunar.

    en iyisi susmak ve dikkate almamaktır.
    5 ...
  46. 20.
  47. türban ile başörtüsünü bu devirde ayırt edemeyen gerizekalı imiş. hakikaten başka evrenlerde yaşadığımızı düşünmeye başladım ben.

    birine dersin ki, armut ile y.rak farklı şeylerdir, o da sana açıkla madem, farkları ve benzerlikleri ne dediği vakit, y.rağı çıkarır masanın üstüne pat pat vurursun ve dersin ki bak bu yaptığım armut ile yapılamıyor, ama ikisini de yiyebilirsin, bu da benzerliği.

    ama biz soruyoruz başörtüsü ile türbanın farkı ne? adam diyor ki biri siyasi simge biri nenem tarafından takılıyor.
    e o zaman diyoruz nenemi al okula, annemi al mezuniyetime, annemi al hastaneye? yok, olmaz.
    neden?
    euuuu, ııııı, ehm, ehe mehe. tamam ulan anladık biz, rahat olun.
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük