kulaga hos gelse de gerceklesmesi imkansizin otesindedir. bugunku orta asya turk cumhuriyetleri kazakistan, kirgizistan, turkmenistan, ozbekistan ve de azerbaycan'da yasayan insanlar icin turk tanimini kullanmak gulunc kaliyor. etnik olarak turk tanimlansalarda carlik rusyasi ve sovyetler doneminde hemen hemen hepsi ruslastirilmis, asimile edilmislerdir. bugun new york'ta iki kazak veya iki kirgiz veya bir ozbek ve azeri aralarinda hep rusca konusur ve anlasir. aslinda turk dillerinin kollarindan olan kendi dilleri vardir ve bilmektedirler ama konusmazlar. ki bunlar sozde bagimsiz olan turk cumhuriyetleri, sozde diyorum cunku hepsi halen kremlin'e bagli diktatorlerle yonetilmektedir. bunun disinda rusya federasyonu icerisinde olan bir suru turk cumhuriyetleri vardir ki ulkeler boyleyken onlarin durumunun da bundan farksiz oldugunu dusunuyorum.
zaten muhim olan tek bir millet olmak degil farkli milletlerin tek bir ulke altinda barisca yasayip ulkelerini gelistirmesidir.
nato'ya girmemizden (yani glaudio/özel harp dairesi'nin ülkemizde örgütlenmesinden)* ve nihal atsız yerine alparslan türkeş'in abd'ci glaudio tarafından mhp'nin başına geçirilmesinden sonra anlamı ''arapçılık'' haline dönüşen türkçülük, türk kavimlerinin birliğine yönelik siyasi akım.
Gökhan evliyaoğlu'nun yazdığı Toprak Yayınları tarafından 1962 yılında basılan eser'de turancılık hakkında bir çok bilgi mevcuttur.
Bu bozkurt kadar asil kişiliği ile cemiyete şahsını kabul ettirmiş yazar Gökhan Evliyaoğlu'nun Havadis, Son Havadis, Düşünen ve Yeni istanbul'da yayınlanan makalelerinden derlenen bu kitapçık Türk Milliyetçiliği'nin ne menem bir ülkü olduğunu, bu ülküye saldıran tüm gafillere verdiği yanıtlarla tekrar göz önüne seriyor. Türkiye'de Turancılık mevzusunun nasıl olup da bu denli baskı altında tutulduğunu idrak edemeyen yazar, hayretini şu satırlarla dile getiriyor:
"Turancılığa gelince, bu mesele, bugün bir milli ideoloji olmaktan çıkmış, bir insan hakları konusu olarak millete, hatta Birleşmiş Milletler kanalı ile bütün dünyaya mal olmuştur. Asya'daki esir Türklerin davası, esaret altındaki milletlerin davası olarak bütün dünyayı alakadar etmektedir. Asya Türklüğü için yaptığı neşriyatla, onların kurtuluşu için açtığı kampanya ile Birleşik Amerika bile Türkiye'den daha fazla Turancılık yapmaktadır."
ilk olarak eski bir türk kavmi olan macarların ( batı hunları) ortaya attığı büyük vatan, turan, fikrini savunmak bu düşünce uğruna çalışmak anlamına gelen turancılık özellikle yakın tarihte çok sayıda yersiz önyargıya mahkum olmuştur.
tez antitez şeklinde ilerleyelim ve daha sonra sonuca ulaşmaya çalışalım.
1- öncelikle turan kelimesi üzerine duralım;
turan kelimesi ziya gökalp temelli değildir. 1900 lü yıllardan çok öncelerinde 17. yy. da macaristandaki köken araşatırmaları kaynaklı oluşmuştur. armin vambery adlı macar araştırmacının macar kökeni ve türkoloji üzerine yoğun araştırması,yine bir başka macar araştırmacı miksa müllerin kültüren ve ırksal köken araştırmaları sonucu vardığı noktada turan kelimesini kullanmıştır. ural - altay fin-ugor halkları turan halkları içine sokuluyordu.
...bizler de türkler de hun soyundanız,bizim ilk kralımız olan ellak , atillanın oğludur.kutsal tacımızın alt bölümü bizans kralı tarafından türkiyenin kralı geza ya ibaresi ile gönderilmiştir"
bu macar turancılığıdır, günümüzde halen devam etmektedir, türk turancılığından farklı olarak ırksal anlamda daha geniş bir coğrafyayı kapsamaktadır.
sonuç: turancılık nazist ırkçılığın yükseldiği dönemlerden çok daha öncelere dayanır ve bir tepki hareketi değildir.
2- türklerin uluslaşma sürecini cumhuriyet başlangıcı ile bir tutulması
bir toplumda ulus olma bilinci ile ulus un varlığı farklı konulardır, ulus olma bilinci daha siyasi bir yapıdır ve yönetsel ilgi yada istek ile ilintilidir. kaldı ki yazılı tarihin ve tarih araştırmalarının müslümanlık üzerine kuran bir osmanlı imparatorluğunun siyasi tercihi, dünya üzerinde yaşayan insanların ulus olma yada olmama yetisi kazandırmaz, olsa olsa siyasi tercihtir. çünki ulus yaşayan bir organizmadır, devrimler ile kurulamaz, devrimler ile ulus içindeki bireylere ulusal bilgi aktarımı yapılır yada engellenir.
mustafa kemalin önderliğinde gerçekleşen cumhuriyet devrimlerinin kazanımları bu şekilde yorumlanmamalıdır, ortada kurucu unsur olan bir kültürel güç vardır, bir ulus gücü vardır, bu kah atilla olur evrene sahip olmak ister, kah osmanlıdır ben millet değil ümmetim deri kah türkiye olur ulus devlet laisizm der. siyasi devlet yapıları farklıdır , halkın bilinci farklıdır fakat yaşayan organizma hep aynı güçtür, devletler onları kuran halk ulus gücü ile ayaktadır, siyasi güç ile ayakta kalan devletler yok olmaya mahkum olur ve tarihten silinir. bir kurtarıcı ile yeniden doğar ; mustafa kemal
bu anlamda türk ulusunu ve geçmişini 80 yıllık bir döneme indirgemenin hiç bir kazanımı yoktur. ve ilmi değildir.
3- ırksal anlamdaki benzerleğin kaybı
turan kelimesi başta belirtildiği üzere köken araştırması ile doğmuş bir kelimedir, bu nedenle turancılık fikri ırksal saflık üzerine oturtulamaz, kaldı ki günümüzde ki ulaşım iletişim ve benzeri göç sebeleri ırksal anlamdaki benzerliği -ada toplumları hariç- , geri dönülemez şekilde zedelemiştir.
turan kelimesi temelinde kültüren birliğin var olduğu bölgelerin için dillendirilir, bunun en büyük anahtarı ise dil olarak görülür, aynı dil ailesinden gelmek, kültürel ortaklığın ve akrabağlığın göstergesidir, bakıldığında da ilmi turancılık bu yönde gelişir.
şu an için çekik veya çakır gözlü olma durumu, çok geniş bir coğrafyaya yayılmış olan turanlıların doğal gerçeğidir. ama birbirleri ile coğrafi anlamda bu kadar yakın oldukları halde, dilsel olarak bu kadar uzak olan zaza ve kurmançlar bile kürt denilerek bir araya getiriliyorsa ve bu eleştirsiz kabul görüyorsa, turanlıların kendi aralarında ortaklıkları bularak bundan ortak fikir çıkarma hakları çok daha doğal ve doğrudur.
bu noktada kimse nin iq testi haline bulunulmaması önerilir.
4- turancılık tek devleti mi öngörür.
öncelikle turancılık siyasi bir fikir akımından ziyade, bir yaşam maksadıdır. bu anlamda hükümetlerin turancı bir siyaseti gütmesi düşünülemez. tek devlet yada tek bayrak altında olma arzusu ise elzem değildir bu şart koşulmaz.
siyasi turancılık, turanlıların çeşitli küresel ve bölgesel konularda ortak hareket etmesini amaçlar. sınır çizgileri arasına sıkışmaz, bu olsa olsa duygusal anlamda altyapısız savunular yada aynı şekilde topal saldırılar sonucu ortaya yayılan bir önermedir. kültürel birlikteliğin yaşatılmasını, kültürel emparyalizmin önüne geçilmesi için mücadele eder.
5- turancılık saçma bir hayal midir, saldırgan mıdır.
turan araştırmaları aslında defansif amaçla oluşmuştur. çeşitli dönemlerde farklı siyasi grupların bu söylevi kullanması - özellikle nazi almanyası döneminde- kötü bir yaftanın yapışmasına neden olmuştur. turan halkları toplumsal ahlak gereği emperyalist olmamışlardır varlıklarını çok daha farklı haller içinde korumuşlardır, bu nedenledir ki turancılık saldırmak sömürmek üzere oluşturulması düşünülen küresel bir güç odağı değildir.
turan aslında bir hayal değildir daha öncede bahsettiğimiz gibi yaşayan bir bölge halkının yaşadığı topraklar bütünüdür. soluk alır.
kaldı ki, insanların varlıklarını devam ettirebilmek, son nefeslerine kadar yaşam arzusu ile yaşayabilmek için, çeşitli hayallere yada ülkülere ihtiyaç duyarlar. kimisi bir evlat sahibi olur ve hayatını onun mutluluğuna adar. işte insanlar gibi toplumların da yaşam arzuları olmak zorundadır, bu anlamda her toplumun - insancıl değerler çerçevesinde- bir yaşam amacı olmalıdır. turancılık bu anlamda bu ihtiyacı karşılamaktadır.
6- ne gerek var
özellikle sol düşünce yapısı ile birleştirilebilen turan fikri, galiyev, rıskulov gibi ideologların elinde yeniden yeşermiştir. bu bağlam çerçevesinde kültürel emperyalizmin hızla yayıldığı günümüzde, toplumsal hedef olarak görülmesi de, insanlık açısından pek çok yarar sağlayabilir.
hem turan halkı için hem de diğer bir çok halkın yaşayabilmesi kendi olabilmesi, dünya üzerinde yıllarca hüküm sürmüş pek çok medeniyetin temsilcilerini hayatta tutabilir.
burada çatışmanın da yaşanabilineceği aşikardır, bu nedenle öncelik siyasi değil kültürel birliktelik olmalıdır, önemli olan ve yaşaması gerekende budur. dünya üzerinde var olan dengesizliğin kaldırılabilmesi için sömürgeciliği yaşama şekli haline getirmemiş toplumların, yaşayabilmesi elzemdir.
son not: uzun bir yazı oldu, üşenmeyipte okuduysan gözlerinden öpüyorum.
turancılık akımını macarlar başlatmıştır. 1910 da (bkz: kont telaki pal) turan derneğini kurmuştur.' turan' adlı yayın organının ön kapağı macarca arka kapağı eski yazı turkçeydi.
türk ocakları statüsünde 1927 yılında yapılan değişiklikle, "türk ocağı' nın faaliyetleri sadece türkiye cumhuriyeti sınırlarıdır." denilmekle, siyasi açıdan son bulmuş ülküdür.
enver paşanın gibi zeki bir adamın gözlerini kana bulayan almanlarla dost olup ülkeye felaketin eşiğine getiren ülküdür. kendini kahraman ilan etme adına.
mustafa kemal atatürkün vaadettiği bir ütopya ama komünizm gibi korku
ütopyası değil tüm türklerin tek bayrak altında birleşmelerine dünyaya
barış huzur ve adaleti yeniden getirmelerini arzulayan akım.
''bir gün tüm türk devletleri ile çin seddinde buluşacağız.''mustafa kemal atatürk
emperyalizmin uşakları tarafından savunulan görüştür. enternasyonalizm dünyanın tek kurtuluş yoludur. sömürüsüz bir dünya, sınıfın mücadelesi için insanlar aynı saflar da olmalıdırlar.
Emperyalizme karşı başarılı olabilecek tek ülküdür. Dili bir, dini bir, soyu bir insanların yaşadığı doğal kaynaklar açısından dünyanın en verimli coğrafyası emperyalizme karşı birleştiğinde tek başına ayakta durabilecek tek coğrafyadır. Çin üretimini devam ettirebilmek için Türk topraklarına, Avusturalya'nın kaynaklarına göz dikmek zorundayken. Amerika ortadoğu'ya ve yine Türk topraklarına göz dikmişken, Avrupa birliği Kuzey Afrika'ya, ortadoğu'ya ve üstü kapalı da olsa Ortaasyaya sarmışken Turan coğrafyası hem Ortadoğu'nun büyük kısmı, hem Ortaasyadır.
Bu yüzdendir ki Türklük için vazgeçilmez ülküdür. yukarıda sayılan düşmanlardan da anlaşılabileceği üzere var olmasını dünyanın en büyük emperyalistleri istememektedir. O yüzden iyi hazırlanılmalı, o emperyalistlerden daha akıllı olunmalıdır.