Müzikle, resimle, tiyatroyla; Atatürkün dediği köprüleri bir bir inşa etti; kopuzla, santurla, dombrayla uzakları kulağımızın dibine getirdi. Bağlamayla, davulla, udla, kanunla dilimizdekini onların gönlüne...
Gözlerinden fışkıran Bu hududu kimler çizmiş gönlüme/Dar geliyor dar geliyor gardaşım çığlığı Türk ile Türkün arasına zorbalıkla sokulmuş sınırları yardığında SSCB daha dağılmamıştı! Tanrı Dağlarının, Orhunun, Ötükenin, Atsızın hayal ülkesi olmadığını kanıtladı; toprağına ayak bastı, havasını soludu, suyunu içti; evet anayurt vardı!
Bayraklarını neşredince anladık; zulüm altındakiler dış Türkler değil Türk Devletleri ydi.
Bugün Türk Okulları deyince Sakarya Türküsü okuyan Mozambikli çocuklar canlanıyor gözünüzde; oysa Türk Okulları Turan Yazganın ortak dil, tarih, kültür oluşturma, bir ve bütün olma ülküsünün en önemli ayağıydı. Dini referansla hareket eden yapılanmaların onun metodunu taklit edip, hedefini başkalaştırarak oluşturduğu Balkanlardan Orta Asyaya Kafkaslardan Afrikaya uzanan asimilasyon projesiyle Türk/Türkçe Birliğinin ayağına çelme takıldı!
Turan Yazganın kurduğu öz, hakiki, gerçek Türk Okullarında Türkçe seçmeli ders değil, kayıtsız ve şartsız eğitim diliydi. Amaç dünyanın bütün çocuklarını küresel ingiliz dilinde buluşturmak değil yıllarca Rusça egemenliğinde yaşamış Türk Dünyasının ortak dilini Türkçe yapabilmekti.
Üniversiteler açtı; taleplere kulak asmadı; üniversitenin açıldığı ülkenin insan gücü ihtiyacı neyse onun karşılanmasına çalışıldı. Bu bir tür kalkındırma programıydı.
iki zorunlu dersi vardı;
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için inkılap Tarihi, Türk Dünyasının geneli için Türk kültürü!
Milyonlarca genç yeni baştan yaratıldı! Türk Dünyasının 10. Yıl Marşı olsa, herhalde Turan Yazganın yaptıkları yazılırdı!
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki toplum mühendisliğinin aynısı. ( Selcan TAŞÇI, 23.11.2012 yeniçağ )
Bu vesileyle unutamadığım bir hatıramı da anlatmak isterim.
Tarih Nisan 2000. Çin Devlet Başkanı Zemine Devlet Nişanı verilecekti. Bunun için hazırlanan kararname imzalamam için bana da getirildi. Kararnameyi imzalamadan iade ettim. Sonra Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan kendisi getirdi. Ona Bu çok hassas bir konu. Bakanlar Kurulunda konuşalım. Söyleyeceklerim var. Doğu Türkistan için Türkiye bir ümit ışığıdır. Bunu söndüremeyiz dedim. Haklısın diyerek kararnameyi alıp götürdü. Bir gün sonra tekrar geldi, Başbakan dahil bütün bakanların imzaladığını, Cumhurbaşkanın imzasına sunulacağını söyleyerek kararnameyi masama bırakıp gitti.
Meselenin önemini göstermek için Doğu Türkistan Vakfı Başkanı Rıza Bekin (Paşa)in açıklamasından bir cümleyi hatırlatmak isterim: Ülkemizi ziyarete gelen Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Jiang Zemine Liyakat Nişanı verilmesinin, Türkiyeyi bir ilham, manevi güç ve teselli kaynağı olarak gören Doğu Türkistanlılar üzerinde yıkım ve hayal kırıklığı oluşturacaktır. Bundan vazgeçilmelidir.
Bunun üzerine Turan Yazgan Hocamız dahil, ilgili bazı kuruluşlarımızın Genel Başkanlarıyla telefon görüşmesi yaparak konuyu anlattım ve istifayı düşündüğümü söyleyerek, fikirlerini sordum. Hocamız başta olmak üzere tamamı, istifa doğru olmaz dediler. Bunun üzerine bir basın açıklaması yaparak kararnameyi imzaladım.
Nişanı ertesi gün Cumhurbaşkanı Demirel verdi.
***
istanbuldaki Doğu Türkistan Dernekleri, Siz, bizim için direndiniz. Biz de size şeref nişanı vermek istiyoruz. Biz size şeref madalyası vermek istiyoruz dediler. Kabul ettim ve toplantıya katıldım. Heyecanlı bir kalabalık, rahmetli Turan Yazgan ve Ahmet Kabaklı üstadımızın arasına oturdum. Bana törenle madalya takıldı. Ben de teşekkür ederek, Cumhuriyet tarihi boyunca Türk dış politikamızın esasları üzerinde özet bir konuşma yaptım. Sonra söz alan Yazgan hocamız, daha önce hiç rastlamadığım, öfkeli ve şiddetli bir hitabette bulundu. Türk Dünyasının sahipsizliğinden, terk edilmişliğinden, zulüm ve katliam altında inlediğinden, en tabii insan haklarından mahrum bırakıldığından; yer, bölge ve olayların adını vererek uzun bir konuşma yaptı. Sonunda da, bu ağır tablo karşısında Türkiye'nin görevini, asgari seviyede de olsa yerine getirmediğini vurguladı.
Rahmetli Hocamız yerine oturduğunda, adeta bütün vücudundan öfkesi buharlaşıyordu. O anda; Türklüğü canından aziz bilen ve Türk Dünyasının içinde bulunduğu vahim durumu böylece tespit eden bir dava adamı, başka nasıl olabilirdi diye düşündüm. ( Sadi SOMUNCUOĞLU, 24.11.2012 yeniçağ )
Bugün vefat eden değerli Türk büyüğüdür , türklük bilincinin son dönemdeki en büyük aydını fikir ve eylem adamlarındandır.
Bugün uçmağa varmıştır , ve eminiz onu orada Dede korkut'tan , attila'ya , alparslan'da atsız'a , gazi paşa'ya bir çok büyüklerimiz ayakta karşılamıştır.
Türk dünyası kavramını kazandıran türk dünyasının bugün vefat eden büyük atası, turan ata...
şu sözlüğün kalitesizliğini gösteren hakkında girilen entry sayısından anlaşılabilir. Bir aksakal daha tanrı dağına göçtü bugün...
türk milliyetçiliğinin ete kemiğe bürünmüş halidir. günümüzde türk dünyası için ne yapılabilir sorusunun cevabını yaşadığı hayatla vermektedir. Türk dünyası araştırmaları vakfı onun evladı gibidir. vakıf içinde turan hoca herşeydir. Allah'ın uzun ömür vermesini çok fazla dilediğim kişi. Tdav konferanslarını düzenlemesi bile başlı başına bir hizmettir. üniversite yıllarında * bu konferanslara katılmanın şerefi bana yetmektedir. bunun yanında üniversiteli gençlerin ağırlıklı olduğu sözlük ortamlarında turan hocanın yeterince anılmaması kötü bir durum olsa gerek.
turan hoca kısaca adına yakışır bir hayatın en şerefli temsilcilerinden biridir.