kahvehanelerinde bizdekinden farklı olarak daha ziyade kahve tüketilen kuzey afrika ülkesi. bizdekinden daha farklı, daha tatlı (şekerli anlamına) kendilerine özgü çaylar da içilmekte.
2005 yılı yazından gidip gördüm. Eskiden fransız sömürgesi olan bir ülke. uçaktan indiğinde insan nefes almakta zorlanıyor. ayrıca çok pis lokantalarda çatallar kaşıklar leke içinde. suları tatlı su içebilmek epey zor. camel sigarası tükiye'ye göre çok ucuz. Çarşılarında satıcılar türk olduğunuzu anladığında mustafa sandal, hakan şükür diye bağırabiliyor. Çoğunluk ingilizce değil fransızca biliyor. kuskus meşhur yemekleridir ayrıca bir ot vardı neydi hatırlamıyorum adını herşeyin üstüne koyarlar. Kahvaltıda da kruvasan ı tercih ederler.
başbakan Muhammed Gannuşi'nin istifasının ardından üç bakanın daha görevden istifa etmek zorunda kaldığı, bilinçli ve politik bir muhalefetin olduğu ülkedir.
ülkemizle kıyas edilmemesi gereken bir ülkedir tunus. öyle ki tunus daki isyan, mısır ki isyan chp zihniyetinedir. chp nin temsil ettiği milli şeflik anlayışınadır. Türkiye de böyle bir isyan yaşanamaz zira Türkiye o halk hareketini zten 1946 yılında yapmıştı.
isyan çıkan ülke.
tusam * uzmanının açıklamalarına göre:
bu isyan ürdün, sudan gibi diğer ortadoğu ülkelerine yayılacaktır. bağımsızlığını ilan etmesinden sonra yalnızca 2 devlet başkanı gören ülkede halk hareketinin kendiliğinden oluştuğunu ve demokratik haklarını kullandıklarını söylemek manidardır. bunun ardında amerikan düşünce kuruluşları olabilir. çünkü silahla amerikan çıkarlarına göre ortadoğu'yu şekillendirmek (afganistan ırak örneğinde olduğu gibi terörü bitireceğim derken terörün içine daha da sürüklemiştir)başarısız olmuştur. bundan böyle turuncu devrimlerle, halk hareketini dışardan destekleyerek bu tarz isyanlar desteklenecektir. bölgenin yapısı değiştirilecektir. bunun başlangıcı ise tunus'tur.
(bkz: turuncu devrim)
(bkz: yasemin devrimi)
acaba oradaki ayaklanmanın bir benzerini * yapabilme cesareti olabilir mi sorusunun sorduran, üzerinde düşünülmesi ve ülkemizle bu açıdan mukayese edilmesi gereken ülkedir tunus.
tunus nezdinde müslüman coğrafyaların kanını emen tüm kahrolası diktatörler için gelsin, gün gelecek bir gece yarısı babasını hapse attığınız yavrucak ilk ateşi yakacak, canını yaktığınız halklarınızın tükürüğüyle boğulacaksınız bay mübarek, bay kaddafi ve ismini hatırlamak dahi istemediğim onlarca şerefsiz. Yalnız siz değil, garibanın hakkını sömürüp gallardo aldığınız oğlunuz, vertu aldığınız metresinizde nasibini alacak bu nefret yağmurundan. nikolay çavuşesku gibi olacak sonunuz...
harrisons'dan gelsin, dear constable. sözleri de pek manidar.
devlet başkanı'nın Suudi Arabilstan'a kaçtığı ülke. Halk en sonunda genç bir seyyar satıcının kendini yakması ve wikileaks'te yayınlanan abd belgelerinde bin ali ailesinin yolsuzluklarının ortaya çıkmasıyla ayaklanmış ve despot yönetimi devirmiştir.
14 ocak itibariyle ülkeyi yöneten bin ali maltaya kaçmıştır. (bkz: darısı başımıza)
ancak, siyasal ortam ve öndersiz ayaklanma eski duruma dönüleceğinin ifadesi gibi. bin ali gitti yerine ikibin ali gelir mi, bilemem ama artık görece demokratik hakların kazanıldığını ve tunus halkının mücadele edince, neler kazanabileceğini görmek sevindirici.
aynı zamanda işçi sınıfının gücünü de tekrardan görmüş olduk. 12 ocak'taki devasa genel grev, ülkeyi felç etmiş, yüzbinler yürümüş, bin ali'nin ve akrabalarının evi yağmalanmıştı.
muhalefetteki islamcı parti ise gençleri eylemlerden soğutmak ve çekmek için çaba harcıyordu. tek mücadele eden kitlelere ufak da olsun, manevra tanıyan tunus işçi sendikaları birliği oldu. ayrıca eylemlerde ajanslara göre 56, bazılarına göre ise 100 kişi hayatını kaybetti. içinde tunus komünist işçi partisi'nin başkanı da olduğu, yüzlerce muhalif ve eylemci tutuklandı.
uzun zamandır ülkeyi esir alan işsizlik ve ekonomik kriz sonunda halkı isyana teşvik etti ve bu halk isyanında kesinlikle haklı. vaatlerle oyların büyük bölümünün sahibi olan hükümet verdiği sözleri yerine getiremedi, ülke daha da kaosa sürüklendi. şimdi göstericilerle polis çatışıyor, 100'den fazla kişi yaşamını yitirdi. asker sokağa indi dün itibariyle. kimi zaman asker ile polis karşı karşıya geldi. tehlikeli anlar yaşandı. bu eylemler ne kadar sürer bilemem ama acil müdehale gerekli, acil nabzın düşürülmesi gerekli. umarım bir şeyler yapılır. umarım.
isyanın, ülkenin içlerinde başladığı ve başkente yayıldığı ülkedir. en olmaz, başkaldırmaz ülkelerdir denen yerlerden birinde gençliğin ve işçi sınıfının isyanı, gazetelerin ve televizyonların dikkatini çekmese de dalga dalga yayılıyor.
ayrıntılı bir analiz için: akdeniz yanıyor-sungur savran
içişleri bakanının kıçına tekmeyi basıldığı ve yeni içişleri bakanının sabah 08:00'den akşam 17:30 arası sokağa sıkma yasağı ilan ettiği devlet. bu aralar çok karışık. olaylar nedeniyle son bi kaç günde 40'a yakın insan öldü.
genellikle taksicileri tam bir piç olan ülkedir. kazıklamak da üzerlerine yoktur. 07-21 arası taksiye bindiğinizde taksicilerin ellerinin gittiği yere dikkat edin. keza taksimetre ayarlamada üzerlerine yoktur. siz hiç farketmeden elleri gider ve taksimetrede yazan miktarı artırır. bir de saçma sapan araba kullanırlar; fransız taksi serisini çok seyretmişlerdir.
13:30 dan sonra bu ülkede hiçkimse çalışmaz, açık bir yer de bulamazsınızr. hayat o saatten sonra şehir merkezinde biter turistik mekanlarda başlar. mekan olarak "ennasr" tavsiye edilebilir.
ha bir de başörtüsü ile ilgili ortada bir çok mit dolanmaktadır. inanmayın yalan hepsi.
20 mart 1956'ya kadar, yani bağımsızlığını kazanana kadar, bayrak olarak osmanlı bayrağı'nı kullanan ülke. 1923'te imparatorluk yıkılmış olmasına rağmen, işgal altındaki ülkelerinde osmanlı bayrağı'nı dalgalanmışlardır. bunu bir tartışma programında söyleyen bir tunusludan duyduğumda gerçekten çok şaşırmıştım. bu yönüyle de ayrıca sevilmelidir bu ülke.