hak aramanın ve özgürlüğü savunmanın, komunistlik ve terör ile bağdaştırılmasını anlayamadığım olay. aklı başında her birey, kendisine dayatılan hayatı değil, özgür olduğu ve istediği hayatı savunabilmek için meydanlarda olmalıdır. burası arabistan değil. baştaki de şeyh değil. ama diyorsanız ki biz bu kapitalist düzenin kölesiyiz, bırak baş kaldırmayı, parmağımızı kaldıramayız. müstehaktır sana. kel başa şimşir tarak.
artık insanlar sokaklara, devletleri devirmek için değil, evirmek için çıkmaktadır. en azından avrupa da, amerika da olaylar böyledir. çünkü insanlar, özellikle gençler, sistemin işlemeyen parçalarına isyan ederler. bunu terör, kck veya sol, komünizm diye düşünmek, eskiden belki doğru olabilir ama artık yanlıştır. çünkü sokaklara dökülenler, yine avrupa ve amerika için bahsediyorum, hem sağcılardır hem solcular. hem liberallerdir hem cumhuriyetçiler.
bir de acı olan bir şey var. sesini yükselten herkeze artık terörist gibi bakmak o da sanırım mk.
tunus'tan başlayarak amerika'ya kadar yayılan isyan dalgasına türkiye'den gençler olarak ses veriyoruz. sistem bugün yüzde 5 kar elde etmek için çürük binalar yapıp insanları ölüme bile bile terk ediyorsa, hes'lere doğayı katlediyorsa, gözünü bile kırpmadan nükleer santral kurma kararını alarak geleceğimizi tehlikeye atıyorsa, yök hala üniversiteleri kontrol ediyorsa ve biz gençleri geleceksiz, işsiz bırakıyorsa biz de meydana çıkıyoruz. wall street "% 99 biziz" diyerek bizlere güç veriyor ve umutlandırıyor. yüzde 99 biz isek bir araya gelmeliyiz diyoruz ve herkesi
4 kasım cuma günü saat 15.00'da tünel meydanı'ndan taksim'e yapacağımız yürüyüşe davet ediyoruz. yürüyüşün ardından taksim meydanı'nda 3 saatlik oturma eylemi yapacağız.
gelmek isteyen herkes talebini taşımak istediği dövize yazıp gelmelidir. çünkü artık taleplerimizi sadece kendimiz değil, dünya'daki arkadaşlarımız gibi hep birlikte meydandan dile getirmeliyiz.
tunusta işsiz gençler meydanlardaydı.
mısırın tahrir meydanında özgürlüğünü isteyen gençler yine meydandaydı.
i̇spanyada madridte yine gençler meydandaydı.
kendilerini kandıran hükümeti de muhalefeti de dize getirdiler.
şimdi sıra bizde, ne duruyoruz?
anladık ki hiçbir şey bize anlattıkları gibi değil. daha çok çalışınca daha iyi bir gelecek bizi beklemiyor. çalışınca kazanmıyoruz, kazanamıyoruz.
ygsye çalışıyoruz, şifre ile engelleniyoruz.
öğretmen olmak istiyoruz, kpss ile engelleniyoruz.
almadığımız sertifika, öğrenmediğimiz dil, gitmediğimiz kurs kalmıyor,
yine de işsiz kalıyoruz.
karşımızda akpnin hepimize reva gördüğü işsizlik ve yoksulluk.
ha yandaşlara mı? onlar için ihaleler, çılgın projeler
bu duruma tepki gösterince ise durum gittikçe daha da çirkinleşiyor.
gençlerin öfkesine su sıkılıyor, gaz sıkılıyor, copla vuruluyor, panzerle üzerine yürünüyor.
i̇şte öğretmen metin lokumcu. akp onun ölümüne sebep oldu.
artık zaman durumumuzun farkına varmanın, bu gidişata bir son vermenin zamanıdır.
patronlar ceplerini bizim yarınlarımızla dolduruyor!
geleceğimiz bizden çalınıyor ve buna dur diyecek olanlar bizleriz. yarınlarımızı şifreleyenlerden, işimizi elimizden alanlardan geleceğimizi geri alacağız.
tunusta olduğu gibi, tahrirde olduğu gibi, i̇spanyada olduğu gibi taksimde de gençler meydanları dolduracak.
8-9-10 haziranda taksim gençlerin olacak. 3 gün 3 gece meydandayız.
8 haziran saat 12.00da taksim tramvay durağında buluşuyoruz.
geleceğimizi ellerimize almak için, gençler meyda